Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ, et fiyatlarının yükselişine dikkat çekerek Kurban Bayramı’nda fiyatların daha da yükseleceğini söyledi. Yalçındağ, “Önümüzdeki çeyrekte de önemli bir artış gözlenecek. O da Kurban Bayramı'nın piyasaya et olarak dönüşüyle alakalıdır. Yüzde 20’ye yakın artış söz konusu.” dedi.
Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ, et fiyatlarının yükselip yükselmeyeceği ve ‘Kurban Bayramı’nda fiyatların nasıl olacağı ile ilgili Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) açıklamalarda bulundu. 2015’in ikinci yarısında et üretiminin bir önceki yıla göre yüzde 20 civarında bir artış gösterdiğini belirten Yalçındağ, bu artışın nedeni incelendiğinde fiyatların yükselmesinin damızlık hayvan kesiminde artışı da beraberinde getirdiğini söyledi. Yalçındağ, Kurban Bayramı'nın yaklaştığına dikkat çekerek “Önümüzdeki çeyrekte de önemli bir artış gözlenecek. O da Kurban Bayramı'nın piyasaya et olarak dönüşüyle alakalıdır. Orada da bir artış görünecek, bunu da ifade etmiş olayım. Yüzde 20’ye yakın artış söz konusu. İster istemez buna da etki edecek. Vatandaş 2 -3 bin liraya hisseye mi gireyim yoksa 500 ile bin lira arasında koç alayım keseyim mi? Bunun cevabını verecek olan ibadetin sahibinin kendisi.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’deki et tüketiminin büyük bir kısmının büyükbaş hayvancılıktan karşılandığını kaydeden Yalçındağ, Türkiye’nin et ihtiyacının şu anda yüzde 10’luk bir bölümünün küçükbaş hayvandan sağlandığını söyledi. Et fiyatlarının azalması için küçükbaş hayvancılığın geliştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Yalçındağ, “Büyükbaş hayvanların fiyatlarındaki yükselişin biraz daha yüksek olacağı görünüyor. Ama doğrudan alıcı ve satıcının anlaştığı noktada teşekkül ediyor. Vatandaşların bu sene pazarlığı biraz daha sıkı yapmasını istiyorum.” tavsiyesinde bulundu.
Kurban Bayramı’nın yaklaşmasıyla vatandaşların et fiyatlarındaki artış nedeniyle endişelenmeye başladığına değinen Yalçındağ, “300 kilo ağırlığında bir hayvan almaya kalktığımızda, pay oranı kurban edilecekse bunun hakikaten ortalama ikinci el otomobil fiyatına gittiğini ben de söylerim.” diye belirtti.
"FİYATLARIN DÜŞMESİ İÇİN İTHALATIN SERBEST BIRAKILMASI LAZIM"
2013-2014 yıllarında besicilerin yani üreticilerin beslenecek hayvan konusunda sıkıntıyla karşılaştığını, bu nedenle ithalatın kısıtlandığını, bu kısıtlamanın kaldırılması ve ithalatın serbest bırakılmasını ifade ettiğini kaydeden Yalçındağ, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu yapılmazsa ne olur diye sordular? Bu yapılmazsa 2010’daki gibi et ithalatına gider dedim. Et ithalatının ne vatandaşa faydası olur ne de esnafa faydası olur. O ürünler donmuş ürünler, onlar ne zaman kesilmiş 3-4-5 ay önce kesilmiş, dondurulmuş ürünler, bizim Et ve Süt Kurumu marifetiyle yapılan ithalatın konusu bu. Ben yemem, müşterime alıp da sunmam.”
2010 yılında yapılan ithalatta çoğu kasabın ithal eti tercih etmediğini ifade eden Yalçındağ, kasapların yerli üreticinin ürünlerini alıp sattığını dile getirdi. 2010 yılında et fiyatları 17-18 lira gibi rakamlara çıkınca devletin radikal kararlar almak zorunda olduğunu belirten Yalçındağ, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Et ithalatı başladı. İthalat başlayınca piyasalar 14-15 lira aralığına geriledi, işlem normale döndü. Biz de yerli üreticiden ihtiyacımızı karşıladık. Sanayici gibi yurt dışından almadık. Oradaki kesimle Türkiye’de depolara gelişinin arasında bir hafta 10 günlük zaman dilimine ihtiyaç duyuluyordu. 10 gün önce kesilen eti tezgahımda satamam. Bizim satışımıza uygun değil, onlar sanayide kullanacak, yemek yapacak. Bugün Et ve Süt Kurumu'ndan alacaklar hem de çok iyi fiyata alacaklar sanayide kullanacaklar. Bize faydası ne olacak? Büyük alıcılar piyasadan ihtiyaçlarını karşılamayıp et ve süt üretiminden karşıladığından piyasa bir nebze ferahlayacak. Fiyatlar da istenilen noktaya, ön görülen noktaya gelecek. Bu da etiketlere yansıyacak. İlk işaretleri gördük, bir iki lira geri geldi.”
"AİLE İŞLETMELERİNİN TEKRAR OLUŞTURULMASI LAZIM"
Suni bir şekilde profesyonel üreticilerin yaptığı gibi bu noktaya kadar çıkarılmasının doğru olmadığını vurgulayan Yalçındağ, bu olayların Türkiye’deki aile işletmeciliğinin bitmesinin ardından gerçekleştiğini kaydetti. Üretimin neredeyse yüzde 90’ın üzerinde oranla profesyonel üreticilerin elinde olduğunu söyleyen Yalçındağ, “Aile işletmesi diye bir şey kalmadı, aile işletmelerinin tekrar oluşturulması ve hayata geçirilmesi lazım.