Kandilli Rasathanesi Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Öcal Necmioğlu, “İstanbul depreminin ardından tsunami olur mu?” sorusuna “Cevap Evet. Geçmişte olduysa bugün de olabilir. Gelecekte de olabilir" yanıtını verdi.
İzmir depremin ardından bin 500’ün üzerinde artçı yaşandığını belirten Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener “Biz sabah 09.00 itibariyle bin 504 tane artçı şok tespit ettik. Bunların 49 tanesi dört ve üzerinde olanlar. En büyüğü 5.2 olmak üzere artçı şoklarımız var. Bu saat itibariyle bin 581 oldu. 1.3’ten 5.2’ye doğru değişiyor” dedi.
Depremden sonra yaşanan tsunami hakkında bilgi veren Özener, şu ifadeleri kullandı:
“Arazide yapılan tespitlerden sonra Sığacık’ta 1.9 metreye varan su baskın yükseklikleri tespit ediliyor. Sığacık ve Akarca’da 5-6 metrelere varan tırmanma yükseklikleri tespit ediliyor.
Tırmanma yüksekliklerin anlamı, dalga geliyor, topoğrafik yapıyla karşılaşıyor ve geri dönüyor. O en son geri gittiği noktadaki yüksekliğe deniyor. Bu tsunaminin 6 metre yükseklikte anlamına gelmiyor.
Alaçatı Azmak tarafında bin 300 metre kadar kıyıdan içeri girdiği, Akarca’da 820 metre ve Sığacık’ta da 320 metre su baskını mesafesi tespit edilmiş durumda.
Su basma seviyesi 1.9 metre, kimi yerlerde de bin 300 metre içeriye kadar deniz dalgası gelmiş vaziyette. Bu en son tsunaminin saha değerlendirmesi.”
BDTİM Müdür Yardımcısı Dr. Öcal Necmioğlu, İzmir Sığacık’ta yaşanan tsunami ile ilgili “Bu bizim beklemediğimiz bir olay değildi. Tarihte Ege’deki depremler tsunami üretmişler. 1956 yılında Amargos depreminde Fethiye’de Bodrum’da 1 metre dalga yüksekliği var. Fethiye’de 250 metre su içeri girmiş. Çok daha farklı örnekler de var. İnsan hafızası bunları unutuyor. Yapmış olduğumuz bilimsel çalışmalar Türkiye’de, Karadeniz’de, Ege’de, Akdeniz’de, kıyılarımızda tsunami olabileceğini gösteriyor. Bizim için sürpriz herhangi bir durum yoktur” dedi.
Necmioğlu, “İstanbul depremi ve sonrasında tsunami olur mu?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Bunun için geçmişe bakmak lazım. Geçmiş bugünün de geleceğin de anahtarıdır. Tarihsel kataloglara baktığımız zaman 1509, 1894 ve bazı depremlerin çeşitli çaplarda tsunamilere neden olduğunu görüyoruz.
Burada bahsettiğimiz şey Pasifik’teki, Hint Okyanusu’ndaki gibi dalga yükseklikleri değil. Modelleme çalışmalarına baktığımızda depremin genellikle yanal atımlı olmasından dolayı bu depremlerin çok da büyük dalga üretemeyeceğini de görüyoruz.
Tarihsel kayıtlar daha yüksek dalga boyutlarını gösteriyor. Tarihte olmuş depremlerin denizaltı heyelanlarını tetiklemiş olabileceği ve normal depremden dolayı değil de depremin tetiklemiş olduğu kütle hareketinden dolayı yerel tsunamilerin gözlemlenmiş olduğu.
Güncel modelleme çalışmaları da bu yaklaşımı doğruluyor. İşin içerisine heyelanı da kattığınız zaman daha yüksek dalga boylarını görebiliyorsunuz. Cevap Evet. Geçmişte olduysa bugün de olabilir. Gelecekte de olabilir.”