Yılın ilk yarısında gerçekleşen görev zararları 2019'un aynı dönemine göre, Halk Bankası için yüzde 70.1, Ziraat Bankası için yüzde 36.9'a ulaştı.
Rekor seviyede kredi kullandıran ve döviz açık pozisyonu hızla artan kamu bankalarının, bütçe giderlerindeki ‘görev zararı' yükü de endişe yaratıyor. İki kamu bankasının toplam görev zararları ocak-haziran döneminde geçen yıla göre yüzde 54 artışla 3.4 milyar liraya çıktı.
Sözcü'de yer alan habere göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın bütçe gider tablolarına göre görev zararları kapsamında 6 ayda Halk Bankası'na 1.4 milyar lira, Ziraat Bankası'na 1.9 milyar lira aktarıldı. Yılın ilk yarısında gerçekleşen görev zararları 2019'un aynı dönemine göre, Halk Bankası için yüzde 70.1, Ziraat Bankası için yüzde 36.9 artışa işaret ediyor.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü – Türkiye Başkanı Oya Özarslan, “Özelleştirme süreci ile bütçenin görev zararı yükünden kurtulacağı vaat edilmişken, görev zararları özellikle kamu bankalarının kredileri ile katlanarak artıyor. Üstelik bu bankalar Varlık Fonu'na aktarıldı ve fonun Sayıştay denetimine tabi olmadığını biliyoruz, bu durum da ek bir risk yaratıyor” diye konuştu.
Bu yıl görev zararları için öngörülen bütçe başlangıç ödeneği 100.5 milyar liraydı. Ancak yarı yıldaki gerçekleşmeler görev zararlarında hedefi tutturmanın zor olduğunu gösteriyor.
Merkezi yönetim bütçesinden ilk 6 ayda 51 milyar lira görev zararlarına gitti. En yüksek payı 46.7 milyar lira ile Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) alırken, ikinci sırada ise aralarında kamu bankalarının da bulunduğu mali kurumlar geliyor.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü, özelleştirme politikalarının yoğun bir biçimde uygulandığı 2005-2020 arasındaki görev zararları kalemlerini inceledi. 2005-2020 yıllarının ilk 5 aylık gerçekleşmelerini inceleyen örgüt, toplam görev zararının yüzde 543, mali kurumların görev zararının ise yüzde 2 bin 930 arttığını ortaya koydu.
Oya Özarslan, 2001 krizinde oluşan dev görev zararlarını hatırlatarak, ”Hep beraber büyük bir fatura ödedik. Kamu bankalarının son bir kaç yıldır gittikçe artan görev zararları, yine aynı hataların yapılıp, kriz sarmalına girip girmediğimiz konusunda derin bir kaygı yaratıyor. Tekrar faturayı tüm halkın ödeyeceği günlere düşmemek için sorumlu davranan bir siyaset gerekiyor” diye konuştu.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, 10 Temmuz itibarıyla kamu bankalarının piyasalara ve diğer kuruluşlara verdiği dövizin göstergesi olan net döviz açığı pozisyonları 9.7 milyar dolara çıktı. Bu tutar aralık ayı başında sadece 78 milyon dolardı.
BDDK, bankaların döviz pozisyon açığının art arda iki haftadan uzun bir süreyle özkaynakların yüzde 20'sini aşmasını istemiyor. Bankalar yılda altı defa bu limiti iki hafta süreyle aşabiliyor. Ancak kamu bankalarında iki haftadır yasal limitin üzerinde olan bu oran 10 Temmuz itibarıyla yüzde 24'ü aştı.