Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, sandıkların birleştirilmesi kararında hakimlere kızılmaması gerektiğini söyledi. Sorgulanması gerekenin '"Ne oldu da buralarda seçim yapamaz hale geldik?" sorusu olduğunu belirten Kamalak, Cumhurbaşkanı Recep TayyipErdoğan ve hükümetin teröre karşı yaptığı mitingi eleştirdi. "Kimi kime şikayet ediyorsunuz?" diye soran Kamalak, "Git o mitingi Diyarbakır'da Van'da, Hakkari'de yap" dedi. AK Parti'nin Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) yasakladığı seçim şarkısını kullanacaklarını açıklamasını da eleştiren Kamalak, "Bence Besmele ile değil Fatiha ile başlasa daha iyi olacak" ifadelerini kullandı.
SP, Üsküdar Bağlarbaşı Kültür Merkezi'nde bayramlaşma ve aday tanıtım toplantısı düzenledi. Genel Başkan Mustafa Kamalak, partililerden seçime kadar yoğun bir çalışma içerisinde olmalarını istedi. İstanbul adaylarının tanıtımının ardından Kamalak, kültür merkezi bahçesinde partililerle bayramlaştı.
Törende konuşan Kamalak, çözüm sürecini eleştirdi. Zamanında iktidarı uyardıklarını ifade etti. "Bu gidiş hayra alamet değildir dedik" diyen Kamalak, "O zaman bize dediler ki 'kan mı istiyorsunuz, bak şehit cenazeleri gelmiyor' dediler. Biz dedik ki kardeşim kim kan istiyor? Şehit cenazelerine gelince dikkat edin dedik Yemen'den de şehit cenazemiz gelmiyor. Niçin? Çünkü elimizi ayağımızı çektik oradan, bizim değildir dedik. Balkanlardan da şehit gelmiyor dedik. Eğer doğu, güneydoğu için de böyle düşünüyorsanız o ayrı bir konu." ifadelerini kullandı.
Basın mensuplarının sorularını da cevaplayan Kamalak'a doğuda sandıkların birleştirilme kararı hatırlatıldı. Demokratik bir ülkede sandık güvenliğinin son derece önemli olduğunu kaydeden Kamalak, "Temel ilke de zorlaştırma değil kolaylaştırmadır. O münasebetle de sandık seçmenin ayağına götürülüyor. Şimdi oradaki seçim kurulu başkanlarımız 'burada seçim yapılamaz' diye haliyle üst makamlara müracaat ediyor. Birileri bu tür hakimlerimize kızıyorlar ama kızmaya hakkımız yok. Onlar orada bir tehlikesinin olduğuna işaret ediyor. Bu münasebetle onları suçlamaya onlara kızmaya kimsenin hakkı yok. Burada asıl olan üzerinde durulması icap eden konu 'Ne oldu da biz orada seçim yapamaz hale geldik?' Asıl sorgulanması gereken husus budur." şeklinde konuştu.
Hükümetin asli görevinin yurdun her tarafında asayişi ve güvenliği sağlamak olduğuna işaret eden Kamalak, "Ama şu an bir kısım hakimlerimiz feryat ediyor 'burada seçim yapılamaz, sandık güvenliği yok' diyor. Doğru söylüyorsa, bir tehlikeyi haber veriyorsa bizim ona kızmamız yerine ciddi manada düşünmemiz lazım." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetin İstanbul'da yaptığı terör mitingini eleştiren Kamalak, şöyle devam etti: "13 yıldır tek başına iktidarda olan bir parti Diyarbakır'daki, Şırnak'taki, Van'daki, Hakkari'deki terörü bastırmak yerine İstanbul'da devlet mitingi yapıyor. Kimi kime şikayet ediyorsun. Terörü telin ediyor. Tabi vatandaşlarımızın teröre karşı çıkması sevindirici bir şey. Ama bunu iktidarın yapması düşündürücü bir şeydir. Ben diyorum ki arkadaş eğer terörü telin mitingi yapacaksan git bunu Diyarbakır'da, Hakkari'de, Van'da, Şırnak'ta yap." Kamalak, sandıkların taşınmasının sorun olduğunu ama asıl olanın sonuca değil sebebe bakmak olduğunu kaydetti.
AK Parti'nin YSK tarafından yasaklanmasına rağmen 'Haydi Bismillah' adlı seçim şarkısını kullanmaya devam edeceklerini açıklamaları sorulan Kamalak, "Kabul edilemez bir durum. Türkiye her şeye rağmen bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde herkesin belli bir görevi yetkisi vardır. Seçimi sağlıklı bir şekilde yürütmek Anayasamıza göre YSK'ya ait. Şunu da ifade edelim. 13 yıl sonra iktidar partisi besmele ile işe başlıyor. Kanaatimce Fatiha ile işe başlasa daha iyi olacak." şeklinde konuştu.
'BASIN SANSÜR EDİLEMEZ'
Bazı kanalların yayın platformlarından çıkarılmak istendiği hatırlatılan Kamalak, "Yanlış hesap Bağdat'tan döner demiş atalar, şimdi Bağdat'a varmadan Türk mahkemelerinden geri döner diye düşünüyorum. Adalet herkese lazım. Beğenelim beğenmeyelim, bazı şeyler canımızı sıkıyor olabilir ama her şey hoşumuza gidecek diye bir şey yok. Canımızı sıkan şeyler belki daha doğru olabilir. Mesela bir insan kansere yakalandı, bunu gizleyelim mi yoksa doktor sağlıklı rapor versin ona göre tedbir mi alalım? Kansersin demek elbette insanın canını sıkar. Belirli medya grupları eleştirel bir davranış içinde olabilir. Biz Esed'e onu söylemiştik, muhalefetten korkma. Muhalefetin iki ayağı vardır. Bir, siyasi ayak mutlaka Mecliste temsil edilmeli. Bir de medya ayağı. O da yazsın çizsin, bağırsın çağırsın. Eğer yaptığı eleştiriler haksız ise siz doğrusunu söylersiniz. Eleştiriler doğruysa hatanızı düzelttirir demiştik. Zaten bunun içindir ki anayasamıza göre basın hürdür sansür edilemez." şeklinde konuştu.
CİHAN