Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Nokta Dergisi'nin kapağındaki Cumhurbaşkanı ile ilgili yayının basın özgürlüğü kapsamında olmadığını söyledi.
İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda gündemdeki terör olayları, Suriyeli mülteciler sorunu, G-20 zirvesi gibi konularda yaptığı değerlendirmelerin ardından gazetecilerin sorularını da cevapladı. A Haber muhabirinin, "Cumhurbaşkanının, bir derginin kapağında şehit cenazesi ile selfie yapması basın özgürlüğü müdür?" sorusuna Sözcü Kalın, "Öncelikle Cumhurbaşkanlığı makamına hakareti ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmek hiçbir zaman mümkün değildir, bu dünyanın hiçbir yerinde varit olan bir şey değildir." iddiasında bulundu.
Kalın devamında şunları söyledi: "Şu anda Türkiye bir terörle mücadele sürecinden geçiyor. Burada herkesin üzerine düşen hassasiyeti net bir şekilde ortaya koyması gerekiyor. Burada küçük siyasi hesaplarla, küçük siyasi puanlar elde etmek için, skor yapmak için Cumhurbaşkanlığı makamına saldırmak siyaset falan değildir. Cumhurbaşkanlığına saldırarak, sahsına ve ailesine saldırarak Cumhurbaşkanımızın, medyada ilgi odağı olmaya çalışmak da gazetecilik falan değildir. Bu bildiğiniz aktivizimdir, militarizmdir başka birşeydir, gazetecilik değildir. Bu işin standartlarını hepimiz biliyoruz. Her gün Cumhurbaşkanının şahsına, Cumhurbaşkanlığı makamına saldırarak, tahkir etme girişimlerinde bulunarak hiç kimse bunları basın özgürlüğü falan diye aklamaya çalışmasın."
Eleştiri konusunda kendilerinin hiçbir sorununun olmadığını söyleyen İbrahim Kalın, şöyle devam etti: "Şu şu politikaları eleştirebilirsiniz, bunları özgür şekilde ifade edersiniz. Medeni üslup içerisinde, kişiselleştirmeden, kişilik cinayetine, kimlik siyasetine yönelmeden bunları yapabilirsiniz. Bu her demokratik medeni toplumun gayet doğal bir unsurudur. Bu konuda Türkiye'de de son derece bir tartışma ortamı vardır, her türlü görüş rahatlıkla ifade edilebilmektedir. Ama bazen öyle bir tablo ile karşı karşıya kalıyoruz ki, adeta terörle mücadele ettiği için devleti suçlayan söylemlerin öne çıktığını görüyoruz. Teröristle mücadele ettiği için devletin töhmet altında, güvenlik birimlerimizin töhmet altında bırakıldığı tablolarla karşı karşıya kalıyoruz. Teröristle ve onunla mücadele edeni adeta eşitleyen, aynı kefeye koyan yaklaşımların olduğunu görüyoruz. Bunların hiçbirisi terörle mücadele zaaf unsuru olarak tolere edilebilecek şeyler değildir. Bu süreçte herkesin üzerine basın kuruluşlarından STK'lara, kanaat önderlerinden vatandaşlarımıza, din adamlarımızdan toplum liderlerimize büyük sorumluluklar düşüyor. Hepimizin bu sorumluluğun bilincinde hareket etmemiz gerekiyor." düşüncesini paylaştı.
MESCİD-İ AKSA'YA İSRAİL BASKINI
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, İsrail askerlerinin, Mescid-i Aksa Külliyesi içerisindeki bölüme Müslümanların girişini engellemesi konusunda ise, "Mescid-i Aksa Külliyesi içerisindeki bölüme Müslümanların girişini engelleyen İsrail askerleri, maalesef onlarca kişinin de yaralanmasına neden oldu. Bunun amacının ne olduğunu biliyoruz. El-Halil kentinde Hz. İbrahim Camii'nde yaptıkları gibi Mescid-i Aksa'nın da belli bölümlerini zamansal ve mekansal olarak taksim etmeye çalışmaktadır İsrail yönetimi. Böylece oraya aşırılıkçı Yahudi yerleşimcilerin girmesini meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Bunlar yapılırken İsrail askerlerinin koruması altında kirli postallarıyla Mescid-i Aksa'nın pak topraklarına, halılarına, camilerine ayak basmalarını şiddetle kınıyoruz. Mescid'i Aksa'daki her işgal hareketi ateşle oynamaktır. Bütün Müslümanların kutsal mekanıdır, Müslümanlar, Yahudiler herkes barış içerisinde yaşadılar. İsrail ateşle oynamaktadır. Buradan İsrail yönetimine açık çağrı yapıyoruz, provokasyonları sona erdirsinler. Filistin devlet başkanıyla Sayın Cumhurbaşkanımız konuştu, görüşmeler devam etmektedir." dedi.
ERDOĞAN'IN MEYDANLARA İNMESİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden meydanlara ineceğine ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine Kalın, şunları söyledi: "Bu meydanlara inme ifadesi kodlu bir ifade haline geldi, halkın oylarıyla seçilmiş bir cumhurbaşkanımız var şu anda. Milletimizin her kesimiyle kucaklaşmasıdır. Bazen muhtarla buluşma olur, hitap şeklinde olur, vatandaşla buluşma şeklinde olur. Biz cumhurbaşkanımızın halka buluşmasını, siyasi faaliyetin içinde yansıtılmasını biz çok yanlı olarak değerlendiriyoruz. Halkın içinden gelmiştir, siz onu taksicilerle çay içerken görürsünüz, bazen vatandaşlara hitap ederken görürsünüz. Böyle bir liderin bu tür eleştiriler ve değerlendirmeler var diye halkla teması kesmesini bekleyemeyiz. Halkımız seçmiştir, halkımızla iç içedir, buluşmaya görüşmeye devam edecektir. Yurt içi olur, yurt dışı olabilir."
DOĞAN GRUBUNA SORUŞTURMA
Kalın, Doğan Grubu'na yapılan soruşturmalarla ilgili de, "Hukuki süreçle ilgili benim yorum yapmam doğru olmaz, bir gerekçelerini görelim. Tabloyu net gördükten sonra değerlendirme yapmak daha isabetli olur diye düşünüyorum." karşılığını verdi.
G-20 ZİRVESİ İÇİN ERDOĞAN'IN SEYAHATLERİ
Sözcü Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 15-16 Kasım tarihlerinde Antalya'da yapılacak G-20 Zirvesi için özel bir mesai harcadığından da söz ederek, ABD'ye gerçekleştireceği ziyaretin tarihi üzerinde çalışmaların sürdüğünü aktardı. Kalın, Erdoğan'ın G-20 çerçevesinde Brüksel'e gerçekleştireceği ziyaretin ardından Japonya'ya da bir seyahat gerçekleştireceğini sözlerine ekledi.
SURİYE SINIRINDA TERÖRDEN ARINDIRILMIŞ BÖLGE
Kalın, "Suriye sınırında terörden arındırılmış birden fazla bölge çalışması mı yapılacak?" sorusuna ise, "Mülteci krizinden sonra görüşlerimizin ne kadar haklı olduğunu anladık. Orada terörden arındırılmış bir bölgenin oluşturulması konusunda hemfikiriz. Eğit – Donat projesi de Suriye rejimine destek vermek için başlatılmış bir programdır. Bu insanların eğitilmesi, gönderilmesi gibi askeri detaylar var ama çalışmalarımız devan ediyor." cevabını verdi.
CİHAN