Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye'de görev yapan konsolosların iç işlerine karışıyor görüntüsü vermekten kaçınması gerektiğini söyledi. Kalın,
diplomatların yargıyı etkileme amaçlı görünebilecek davranışlara girmemesi gerektiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde basın mensuplarına gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konsolosların, gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün duruşmalarına katılması konusu sorulan Kalın, diplomatik ilişkilerde Viyana Sözleşmesi'nin ilgili maddelerini hatırlattı. Buna göre, diplomatik konsoloslukların faaliyetlerine bu ilkeler çerçevesinde herhangi bir kısıtlama olmaksızın devam ettiğini anlatan Sözcü Kalın, "Ancak söz konusu sözleşmeler uyarınca diplomatik ve konsüler temsilcilik mensuplarının Türkiye'deki kanunlara riayet etmeleri ve iç işlerine karışıyor görüntüsü vermekten kaçınmaları da esastır. Dolayısıyla diplomatik ve konsüler mensupların Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve halkının hassasiyetlerine özen göstermeleri yargıyı etkileme amaçlı görünebilecek ve iç işlerine karışılıyor izlenimi yaratabilecek davranışlardan kaçınmaları esastır." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD'ye yapacağı ziyaretin çok katılımlı bir zirve ziyareti olduğunu ifade eden Kalın, "Sayın Obama ile de bir görüşmenin olması üzerinde şu anda çalışılıyor. Program oldukça yoğun. Görüşmeyecek, görüşmüyorlar' gibi algı operasyonları yapılıyor. En son sayın Obama ile Paris'te, ondan sonra telefon görüşmelerimiz oldu. Sürekli bu ilişkinin mahiyeti üzerine bu tür spekülasyonları bir kenara koyup resmi açıklamaları göze almakta fayda var. Zaten cumhurbaşkanımız Obama dahil bütün liderlerle 1,5 gün beraber olacaklar. Nükleer güvenlikten terörle mücadeleye kadar birçok konuyu konuşacaklar." ifadelerini kullandı.

Rıza Sarraf'ın ABD'de gözaltına alınmasıyla ilgili olarak da Kalın, "ABD'de yargıcın verdiği bir karardır, yürüyen bir süreçtir. Ne olacağını hukuki bir süreç olması itibariyle biz de buradan takip ediyoruz. Bize intikal eden doğrudan herhangi bir şey söz konusu değil." şeklinde konuştu.

"TERÖRİSTLERİ SEVİNDİRECEK TARZDA HAYATI ASKIYA ALAN TAVIRLARDAN KAÇINMAK GEREKİR"

İsrail'in terör saldırıları nedeniyle vatandaşlarından Türkiye'den ayrılmalarını istediğinin hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, şöyle devam etti: "Ülkeler zaman zaman bu tür saldırılar olduğunda çeşitli güvenlik değerlendirmeleri yaparlar ve kısıtlı, geçici olarak bu tür seyahat uyarılarında bulunurlar. Brüksel saldırısından sonra da biz de yaptık aynı uyarıları. İstiklal Caddesi'nde meydana gelen saldırıdan sonra karşılıklı taziyeleşme trafiği oldu. Terör elbette küresel bir sorun. Burada teröristleri sevindirecek tarzda hayatı askıya alan tavırlardan kaçınmak gerekir. Zaten terörün yapmak istediği şeylerden bir tanesi bu."

"DAEŞ'E KARŞI MÜCADELE SON DERECE ÖNEMLİDİR"

ABD'nin Suriye'nin kuzeyindeki bölgeye Kürtleri yerleştirerek DAEŞ'in geçişini önlemek istemesine Türkiye'nin karşı çıktığı iddialarını değerlendiren Kalın, "Membiç civarında devam eden bir süreç var. ABD tarafıyla da Türkiye'nin sınır bölgesinde Türkiye'nin mevcudiyetiyle ilgili en ince detaylarına kadar çalıştık. Geçen hafta ülkemizi ziyaret eden ABD Dış İşleri Bakan Yardımcısı'nın ziyareti sırasında da bu konuyu detaylı bir şekilde ele aldık. Oraya PYD-YPG unsurlarının yerleştirilmesi diye bir şey söz konusu değil. Bizim bu konudaki hassasiyetimizi de herkes biliyor. DAEŞ'e karşı mücadele son derece önemlidir. Ama kimlerin nasıl mücadele ettiği ve bu mücadele üzerinden bir takım çıkarlar peşinde olup olmadıkları konusu da bizim için ayrıca önem arz ediyor." açıklamasında bulundu.

BAŞKANLIK SİSTEMİ

Başkanlık sistemi tartışmalarına da değinen Kalın, "Hükümetin getireceği teklifi kamuoyuyla beraber biz de izleyeceğiz. Bu konuda katkımız, önerimiz olursa bunu sayın cumhurbaşkanımız kendileri ifade edeceklerdir." dedi. Kalın, cumhurbaşkanı ile başbakanın yeni anayasa kapsamında 'partili cumhurbaşkanı' konusunda anlaşmaya vardığı iddialarını reddetti.

CİHAN