[Kadir Gürcan] Korkmayın, alışırsınız!

İktidarı yaylım ateşine tutmak gibi rutin işlerimizin yanında, muhalefeti de bazı şeylere alıştırmak gibi bir gayretimiz var.

SHABER3.COM

KADİR GÜRCAN

İktidarı yaylım ateşine tutmak gibi rutin işlerimizin yanında, muhalefeti de bazı şeylere alıştırmak gibi bir gayretimiz var. Vatandaşlık görevi, siyasi yatırım değil. Muhalefet cephesinde sağlam bir blok oluşturmak önemli bir gelişme ancak, bunu sürdürmek de en az o kadar hayati. Ufak-tefek pürüzlerden alınganlık gösterip orta sahaya çakılmamak gerekiyor. Birlikte hareket etmenin zorluklarına katlanmak iktidar olabilme rüşdünün önemli rükünlerinden. Muhalefetin bu testi geçmesi şart

Son yirmi yıldır, aynı iktidar elinde oraya buraya savrulmaktan herkes sıkıldı. Sizi bilmem de, meclisinden vekiline, kabinesinden Sarayı'na kimseyi göresi gözümüz yok. Yeterince gördük, dinledik, usandık ve gına geldik. Bir değişiklik şart.

6'lı masada oturanların da en az bizim kadar vaziyetin farkında olduğuna inanmak istiyoruz. Arada sırada basına yansıyan 'çatlak' dedikodularına kulak asmıyor ve besleme medyayı her zaman olduğu gibi yok sayıyoruz. Eh, bu güveni heba etmeyin. Muhalefetin kronik hastalıklarından olan iktidar korkusunu da aynen şimdi olduğu gibi beraber aşması gerekir. Hele bir kazanın, geriye zaten çalışan bir sistemi rektefe etmek kalıyor. Sözümüz meclisten dışarı, çalışan sistemin önüne 'işlek' bağlasan ciddi bir sorun yaşanmaz. Masa etrafındaki ekibin son zamanda yaptıkları hamleler, kamuoyu yoklamalarını, istatistikleri ve hatta Saray'ın maaşlı takımını bile ürküttü. Demek ki oluyor!

Aslında siyasi tecrübe olarak bir jenerasyon değişikliğinin de eşiğine dayanmış durumdayız. Hem iktidar hem de muhalefet cephesinde 2023 sonrası seçimlere siyasi figür olarak katılacak çok fazla kimse kalmayacak. Halihazırda birçoğu siyasi mevta olarak ayak sürüyor. Bütün mesele önümüzdeki seçimlerde iyi bir performans yakalamak. Bu güçlü motivasyonu seçmen tabanı ile paylaşmak ve benzer heyecanı onlara aktarmak muhalefetin elindeki en iyi kartlardan.

Muhalefetin üzerinden atamadığı çekingenliğin kendince sebepleri var. Son çeyrek yüzyılda siyasi arenada kimsenin gizlisi saklısı kalmadı. Madem herkes birbirini bu kadar tanıyor, eski terminoloji ile uğraşıp ceza sahasında top öldürmenin bir manası yok. Her şeyden önce, Türk Siyaset Geleneği'nin raf ömrü bir haftalıktır. Siyasilerin on beş gün önce söylediklerinin doğru, yanlış, birbirini yalanlayan ifadelerinden strateji üretmeye çalışmak ciddi zaman kaybı. "Dün dündür!" siyasi anlayışının bu kısa zaman diliminde cila ve makyaj tutma şansı yok. Türk siyasetinin içinde yıkandığı kirli kurna işte bu. Bu yüzden arşivlerden çıkarılan konuşma, görüntü ve itirafların halk tabanında uyaracağı tesire fazla yatırım yapmayın. Hele Saray'a. "Anayasa'ya göre seçimlere giremez!" gibi işe yaramaz mesajlar hiç göndermeyin. Diplomasız Saray'ı meşgul eden, gayri kanunî bir şekilde Saray'da kalmanın yolunu mutlaka bulur.

"Horoz ölür gözü çöplükte kalır!" türünden iktidar döküntülerinin ara sıra vicdan azabı ile salya-sümük medyaya servis ettikleri itirafları tek gösterimlik komedi muamelesi yaparak demokratik bir refleks ortaya koymak gerek. Hani şu "Kral çıplak demenin zamanı geldi!" diyen divane takımı var ya, o ve onun gibileri kastediyorum. Onların Türk siyaset mezarlığındaki yerleri, akıl hastalarının defnedildiği yer olmalı. İnsanın bu kadar omurgasız olması için önce aklını kaybetmiş olması gerekir ki, bu tiplere bire bir oturuyor. Şimdi ve bundan sonra söyleyecekleri her şeyi, kendi özgül ağırlıkları ile tartın sonra da sifonu çekin gitsin.

Seçim yaklaştıkça, siyasi sertleşme ve gerilimin artması kadar siyasi cinayet söylentilerinin de piyasada yer tutması gayet normal. Milliyetçi-muhafazakar yapılanmanın seçim günleri için beslediği maganda, şehir eşkiyası ve holigan tiplerin hırgür çıkarmaya can attığını günlük haberlerden okuyoruz. Aldıkları örtülü ödenek ulufelerini nasıl hak ettiklerini efendilerine göstermenin tam mevsimi. Suç örgütü ve karanlık yapılanmalarla selfie çektirmeye bayılan bir İçişleri Bakanı'na sahip olduğumuz için ne kadar övünsek! yeridir. Bir ara, hakkındaki iddiaları yalanlamak için havuz medyasında boy gösteriyordu. Gelinen noktada kendisini aklama şansını da kaybetmiş olmalı ki, sukut edip durumu kabullenmiş görünüyor. Muhalefet parti liderleri hakkındaki siyasi cinayet listelerini görmezden gelip kulağının üzerine yatmasını bu yüzden pek yadırgamıyoruz.

Gelecek seçimler "Sandıkta gitmeyiz!" diyenlerle "Bu iş sandık ile çözülür!"  iktidar ve Saray imkânlarını şahsi hırslarına boca eden zorba bir idare ile muhalefet kabuğunu kırıp iktidara yürüme cesareti gösterecek ısrarlı bir oluşum arasında gerçekleşecek. Dışarıdan bakılınca epey ürkütücü görünüyor ancak bu ne ilk olacak ne de son.

İktidar nöbetini devralmakta hâlâ tereddüt eden 6'lı Masa'ya dahil muhalif partilerin bazılarının titreyen dizleri masanın ayaklarına çarpıyor. Korku ve endişelerinizi anlıyoruz ama, madem bir yola girdiniz sonuna kadar ringde kalmada ısrar edin. Saray ve iktidara göz kırpıp ekip içinde Trova Atı gibi davranmanın siyasi geri dönüşü korkunç bir felaket olur. Aman ha! Sakın ha!

<< Önceki Haber [Kadir Gürcan] Korkmayın, alışırsınız! Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER