CEVHERİ GÜVEN - MEDYABOLD.COM
BOLD-32 yaşındaki Mustafa Yılmaz, özel hastanelerde çalışan genç bir Fizyoterapist. KHK’yla ihraç edilen eşi Sümeyye Yılmaz ise Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Bölümü’nde araştırma görevlisiydi.
15 Temmuz sonrası ekonomik olarak zor durumda kalan aile için 19 Şubat 2019 sabahı heyecanlı bir gündü. Mustafa Yılmaz yeni bir iş teklifi almış ve iş görüşmesine gitmek için kahvaltısını erkenden yapıp yola çıkmıştı.
19 Şubat 2019 sabahı 07:24’te evinden çıktı ve bir daha Mustafa Yılmaz’dan haber alınamadı.
ÖNCE TAHLİYE EDİLDİ SONRA KAÇIRILDI
Mustafa Yılmaz, kaçırılmadan önce gözaltına alınmış, tutuklanmış hatta hüküm almış bir isim. Buna rağmen kaçırılması oldukça dikkat çekici bir durum.
15 Temmuz’dan sonra Bank Asya’da hesabı bulunduğu ve Bylock kullanıcısı olduğu gerekçesiyle 1 Ekim 2018’de gözaltına alınıp tutuklandı. 100 günlük tutukluluğunun ardından 8 Ocak 2019’da 6.5 yıl hapis cezası verilerek Yargıtay sürecini tutuksuz beklemek üzere tahliye edildi. Tahliyesinden 42 gün sonra 19 Şubat 2019 sabahı kaçırıldı.
Sümeyye Yılmaz o günü anlatıyor:
“İş bulmuştu bir hastanede, oraya başlamaya gidiyordu. 19 Şubat sabahı saat 11 gibi eşimin işyerinden arkadaşı bana mesaj attı. ‘Mustafa bey gelecekti, gelmedi bir şey mi oldu’ diye. Ulaşamamışlar ben de aradığımda eşimin cep telefonuna ulaşılamıyordu.
Sonra etraftaki kamera kayıtlarına baktık ve eşimin işe gitmek için sabah 07:24’te apartmandan çıktığı görülüyordu. 24 saat geçtikten sonra polis kayıp kaydını aldı. Bu arada ben araştırmaya başladım.
EGO (Ankara’daki otobüs işletmesi) kayıtlarında eşimin otobüs kartının 214-2 numaralı otobüste kullanıldığı görülüyordu. Ancak eşim çıktığında evimizin önünden geçen otobüsün saatinde değil sonrasında kullanılmış. Saatler tutmuyordu. Telefon sinyallerine baktığımızda eşimin telefonundan Etimesgut’ta bir sinyal görülüyor. 09:00 gibi sonra o sinyal kesiliyor. Fakat eşimin telefonuna anladığım kadarıyla yönlendirme yapılmış. Çünkü biz aradığımızda eşime ulaşamıyoruz. Ancak polis kayıtlarında eşimin telefonunun sinyal verdiği görülüyor. Günde 15 dakika kadar her gün aynı baz istasyonundan Etimesgut’ta sinyal veriyor. Ama telefonu aradığınızda kapalı. Garip bir durum.
Yaptığım yasal başvurularda sürekli olarak eşimin kendiliğinden gittiğini söyleyip EGO otobüsü ve sinyal bilgilerinden sözediyorlar ama mantığa oturmayan durumlar var. Kendim etraftaki kameraları araştırdım. Büfedeki kamera kayıtlarına baktığımda eşimin zorla götürüldüğünü gördüm. Çok kısa süre sonra da siyah bir Transporter görüntüye giriyor. Bu görüntüler şimdi savcılıkta.”
SAVCILIKTAN JET HIZIYLA TAKİPSİZLİK
Kamera kayıtları, sinyal bilgilerindeki tutarsızlıklara rağmen savcılık, 9 Mart 2019’da Mustafa Yılmaz’ın kaçırılışıyla ilgili takipsizlik kararı verdi. 18 gün içinde jet hızıyla verilmiş bir takipsizlik bu.
Takipsizlik kararına itiraz eden Sümeyye Yılmaz, “Sürekli olarak eşimin beni terkedip gittiğini söyleyip beni buna inandırmaya ve olayın peşini bırakmamı sağlamaya çalıştılar. Bizi sürekli farklı yönlendirmeleri endişeye sevkediyor beni. Görüntüleri bulduktan sonra bir yandan içime su serpildi ama eşimi kaçırıp götürdükleri yerde neler yapıyorlar bilmiyorum. Sürekli korkular içindeyiz, biri beni de takip ediyor diye korkuya kapılıyorum. Geçen gün takip edildiğimi zannedip koşarken az kalsın kafamı kaldırıma çarpıyordum” diyor.
YENİ BOYUT
Mustafa Yılmaz’ın kaçırıldıktan sonra EGO kartının kullanılması, telefonundan sinyal verilmesi gibi durumlar ve ardından savcılığın hızla verdiği takipsizlik diğer kaçırılmalarda görülmeyen yeni bir durum.
Zorla kaybedilmelerle ilgili MİT Başkanı Hakan Fidan’a yönelik eleştiriler, ortaya saçılan çok sayıda bilgi ve kaçırılanların eşlerinin verdiği mücadele sonrası, olaylar artık savcılık aşamasında kapatılmaya çalışılıyor. Bunun için de Mustafa Yılmaz’a yapılana benzer fabrikasyon deliller üretiliyor.
HAKAN FİDAN’LA 90’LARA DÖNÜŞ
Hakan Fidan’ın MİT Müsteşarı olmasıyla birlikte istihbarat teşkilatı 90’lı yıllardaki hatta 70’lerde ve 80’lerdekine benzer insan hakları ihlallerine dönüş yaptı. Zorla kaybetme ve işkence uzun yıllar sonra MİT’in sıkça kullanılan yöntemleri oldu Hakan Fidan’ın talimatıyla. Doğrudan Fidan’a çalışan Özel Faaliyetler Merkezi, kaçırmalar ve ağır işkencelerin merkezi durumunda.
2019’DA KAÇIRILANLAR
MİT bugüne dek Gülen Cemaati’yle ilgili soruşturmalarda ismi geçen 25 kişiyi kaçırmış durumda.
Ancak 2019 başından itibaren gerçekleşen kaçırmalar oldukça farklı. Gökhan Türkmen, Yasin Ugan, Özgür Kaya, Erkan Irmak, Salim Zeybek ve Mustafa Yılmaz kısa süreli aralıklarla peş peşe kaçırıldılar.
Salim Zeybek eşi ve çocuklarının gözleri önünde kaçırılırken, Yasin Ugan ve Özgür Kaya ise kendini “sivil polis” olarak tanıdan ağır silahlı kişiler tarafından komşularının bakışları arasında kaçırıldı.
Bu isimlerin hiçbirinden haber alınamıyor. Ancak eşleri mücadelelerini yasal yollar dışında sosyal medya üzerinden sürdürüyorlar. Avukat bulmakta güçlük çeken aileler, delilleri de kendi imkanlarıyla toplamış durumdalar. Ancak savcılıklar eldeki deliller, TBMM’de verilen soru önergelerine rağmen harekete geçmekte direniyorlar. HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ve CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da ailelerin yanında ve konuyu defalarca Meclis Gündemi’ne taşıdılar.
SAVCI KORKMAZ DOSYALARI TOPLUYOR 6 KİŞİ AYNI DOSYAYA KONULABİLİR
MİT tarafından kaçırılıp aylar süren ağır işkenceli sorgudan geçirilenlere zorla farklı ifadeler imzalatılmıştı. İfadeleri imzalayanlar işkence izlerinin kaybolmasının ardından Ankara Gölbaşı civarında boş arazilerde Emniyet’e teslim edildiler. İmza atmayanlardan ise aylar hatta birkaç yıl geçmesine rağmen haber alınamıyor.
6 kişinin aynı anda kaçırılmaları bu isimlerin hepsine birbirinin benzeri ifadeler imzalatılmak istendiği iddiasını beraberinde getiriyor.
6 kişi için de yapılan kaçırılma başvuruları farklı savcılardayken, geçtiğimiz hafta ilginç bir gelişme yaşandı ve Ankara Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Korkmaz tarafından dosyalara tek tek el konmaya başlandı. Tüm dosyalar tek elde toplanırken, yargılama konusunun Milli İstihbarat Teşkilatı’yla ilgili olduğu öğrenildi.
Bugüne dek Gülen Cemaati’yle ilgili hemen her kurumda dava açılırken MİT’le ilgili bir dava açılmamıştı. Bu davanın Gülen Cemaati’nin MİT yapılanması davası olabileceği iddia ediliyor.
Daha önce kaçırılan kişilere farklı kurumlarla ilgili binlerce kişilik isim listeleri de içeren ifadeler imzalatıldığı düşünüldüğünde, 2019 yılı içinde kaçırılan 6 kişiye MİT’le ilgili bir isim listesi imzalatılması olasılık dışı değil.
SORUŞTURMAYA ALTYAPI
Bunun sinyallerinden biri Salim Zeybek’in evinde yapılan arama oldu. 26 Mart 2019 gece 01:30’da Salim Zeybek’in evinde arama yapıldı. Fatma Betül Zeybek, “Biz kaçırılan eşimi ararken, polis evimize gelip arama yapıyor, ben bu olanlara anlam veremiyorum” diye sosyal medyadan yaşadıklarını duyurdu.
Arama kararının, hazırlanmakta olan bir soruşturmaya ilişkin olması güçlü bir olasılık.
Kaçırılan 6 kişinin hala Emniyet’e teslim edilmemiş olmaları ise kendilerine imzalatılamak istenen ifadeye hala direndiklerini gösteriyor.