Tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için Silivri Cezevi'nde başlatılan 'umut' nöbetine İzmirli gazeteciler de katıldı. İzmir'den gelen İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen ve Cumhuriyet Gazetesi İzmir Temsilcisi Serdar Kızık Silivri Cezaevi önünde 'umut' nöbeti tuttu.
MİT TIR'ları haberlerinden dolayı cezaevine konan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül ve tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için başlatılan 'umut' nöbetine bir destek de İzmirli gazetecilerden geldi. Gazeteciler Misket Dikmen ve Serdar Kızık Silivri Cezaevi önünde umut nöbeti tuttu.
Basına konuşan Misket Dikmen, "Sahiplenme ve baskılara dur deme ve bunu bütün dünyanın gözünün öne serme amacıyla buradayız. Türkiye'de gazetecilik ve gazeteciler sadece İstanbul'da değil Türkiye'nin dört bir yanında bu umut nöbetini sürdürecekler. Bu haksızlık ve hukuksuzluk deva ettiği müddetçe. Benim inancın bu doğrultuda." ifadelerini kullandı.
Altı yıla yakındır Silivri'ye sıklıkla geldiklerini hatırlatan Dikmen şunları söyledi: "İzmir Gazeteciler Cemiyeti olarak da burada buluna gazeteci dostlarımızı hiç bırakmamaya çalıştık. Onlarla kucaklaşmak onlara bir nebze olsun umut olmak istedik. Tüm bu hukuksuzluklardan sonra bir daha gelmeyiz derken bunun ardı arkası gelmedi elbette. Ne yazık görüş izni almıyoruz. Bire bir kucaklaşamıyoruz. Sesimize birbirimize duyuramıyoruz. Ama çok iyi biliyoruz buradaki umut nöbeti vesilesiyle onların gönlüne bir ışık veriyoruz. Türkiye'de Silivri bir simge oldu. Gazetecilik Silivri'de tutuklu. Ama biz gazeteciler olarak asla umudumu yitirmiyoruz, onlar gerçek gazetecilik yaptıkları için, anayasal hakkı kullandıkları ve halkın anayasal hakkını, insan haklarını gözettikleri için buradalar. Biz bir anda önce bu yanlıştan dönülmesini duyuyoruz. Hem onlara umut olma he de aydınlık bir geleceğe umudunu yeşermeye sürdürmek için buradayız."
'CUMHURİYET TEMSİLCİSİ DE NÖBETTE'
Cumhuriyet Gazetesi İzmir Temsilcisi Serdar Kızık da "Türkiye giderek demokrasi açısında özgürlükler açısından daha iyi olması gerekirken daha olumsuz koşullara bürünüyor. Türkiye'de gazetecilik Can örneğinde ortaya çıktığı gibi canı pahasına yansıyor. İşte Erdem gibi erdemli gazetecilik yapma çabasında olan gazeteciler başına bu türden işler geliyor. İkisi de Cumhuriyetten arkadaşlarım. Her ikisinin de haksızlığa uğradığı düşünüyorum. Bu sadece benim kişisel düşüncem değil. Ya da gazetecilik mesleğinden ötürü bunu söylüyor değilim. Bütün Türk toplumunda Can ve Erdem'in ne casus ne de terörist olduğuna inanan vardır. Bu arkadaşlarımız haksız suçlamayla içerde. Biz de onların yanlı olmadıklarını göstermek için buradayız. Gazetecilik sorumluluğundan dolayı buradayız. Bu özgürlük meselesidir, demokrasi meselesidir. Bir mücadeledir. Onun gereğini yapmak için buradayız." şeklinde konuştu.
CİHAN