Binlerce insanın akın ettiği etkinlikte konuşan mütevazı Başkan'ın, Nobel Barış Ödülü'nü verilmesi durumunda kabul etmeyeceğini dile getirmesiyle ilgili soruya, "Bu kadar savaş dolu bir dünyada ne yüzle Nobel Barış Ödülü veriyorlar?" diye yanıt vermesi, salondakiler tarafından uzun süre alkışlandı.
Gazeteci Ece Temelkuran moderatörlüğünde düzenlenen 'Destek İle Yoksulluğu Önleriz' konulu söyleşiye katılan Uruguay eski Devlet Başkanı Jose Alberto Mujica Cordano, önemli mesajlar verdi.
Nobel Barış Ödülü'nü reddetmesine ilişkin görüşleri sorulan Cordano, "Bu kadar savaş dolu bir dünyada ne yüzle Nobel Barış Ödülü veriyorlar? İşte bu yüzden şöyle düşündüm: 'Ben bunu reddedeyim, başkası alsın' diye düşündüm. Çünkü dünyanın her köşesinde savaş var. Bu aslında bir depresyondur. Bugün teknolojik gelişme karşısında bile hala savaş var ve savaşın en büyük maliyeti hiç de savaşta sorumluluğu olmayan taraflara çıkıyor. Burada kimsenin kafa karışıklığı yaşadığını düşünmüyorum. Şöyle bir mevzu var: Kavga etmenin başka türlü de yöntemleri vardır. Modern şekillerde, insanları organize ederek, onların gücünü, beynini kullanarak, insanların zihniyetini kullanarak da savaşsız mücadele mümkün. Böylece acılara da neden olmazsınız. Çünkü teknolojik gelişmeler ve ilerlemeler sadece zengin olanlara ve hükümetlere yarıyor. Bence dünyanın tüm halkları barış için, umut için bir araya gelmeli, savaşa hayır demeli" dedi.
ZAMANI SATIN ALAMAZSINIZ
Yoksulların üzerinde çok fazla baskı olduğunu, fakir dendiğinde halktan değil bireyden bahsedildiğini ancak bunun tartışılması gerektiğini dile getiren ve sadece bir çantayla yaşamayı da öğrenmenin gerektiğini vurgulayan Cordano, "Çok az materyalle, çok az eşyayla. Bu, bu tarz bir algı. İşte o yüzden meslektaşlarımla, yoldaşlarımla, özgürlüğümüze düşkünüz, özgürlüğümüzü seviyoruz. Peki özgürlük nedir? Bireyselliktir. Çok fazla vakti olmaktır ve bu vakitte arzu ettiğini yapabilmektir özgürlük. Ama tabii ki diğerlerini yargılamadan. Bir şey satın aldığınız zaman bunu aslında parayla satın almıyorsunuz. Bu parayı kazanabilmek için yaşamınızdan bir zaman ayırıyor ve bu zamanla almak istediklerinizi alıyorsunuz. Eğer şansınız varsa bu zamana sahipseniz asıl zenginlik budur. Bazı eşyaları alırsınız, ama yaşamdaki zamanı satın alamazsınız. Süpermarkete gidip 'Bana beş yılımı verir misiniz?' diyemezsiniz" ifadelerini kullandı.
KENDİNİZİ SORGULAYIN
Söyleşiyi dinleyenlere günde kendilerine 10 dakika ayırarak gün içinde yaptıklarından dolayı kendilerini iyi hissedip hissetmediklerini sormalarını isteyen Cordano şunları söyledi: "Kendi eylemlerinizi kendiniz yargılayın. Çünkü siz kendinizin yargılayıcısısınız. Çünkü hiçbir zaman daha iyi bir toplumu kendimizi iyileştirmeden yaratamayız."
HALKLAR KENDİ HAKKINI SAVUNMALI
Temelkuran'ın bugün savaşlara karşı çıktığını, ancak eski bir gerilla olarak dünyada elinde silah bulunduran insanlara karşı bir mesajı olup olmadığı sorusu üzerine Cordano, "Yalan söyleyecek değilim, çünkü her ülkenin kendine göre gerçeklikleri var. Ben aslında çok minik bir ülkenin çocuğuyum. Ama kendi tarihi içinde yani 100 yıllık tarihi içinde üç müdahalenin olduğu bir ülkenin evladıyım ve prensip olarak bakacak olursak halkın her türlü özyönetimini savuna gelmişimdir. Ama sadece kendi hoşlandığım özyönetim olamazdı, hoşlanmadıklarımın da kendi kaderini tayin hakkı olmalı. Biraz daha açık konuşayım. Her bir halk kendi meselelerini yönetmekte özgür olmalı. Bunun da ötesinde şu çok özdür ki; fakirler dünyası bunun karşısındaki zenginler dünyasının ilişkisini düşünecek olursak, fakirler dünyası sadece zenginler dünyasının işlerini kolaylaştırıyor görünüyor. Bunu böyle yapa geldiler. Müdahale ettikleri noktaları düşünecek olursak, benim için aslında öğrenilecek derslerden en önemlisidir. Ama tabii ki bir yandan da nötrüm dersem yalan söylemiş olurum. Tarafsızım dersem böyle değil. Benim kalbimin her bir köşesi, kırıntısı her zaman siyasi bağlamda da halkların kendi hakkını savunması tarafındadır. Benden hükümetler hoşlansın ya da hoşlanmasınlar. Birlikte yaşamayı öğrenmek durumundayız" diye konuştu.
Söyleşi sonunda, salondakiler konuk Başkan'ı dakikalarca ayakta alkışladı.