İzmir'in Gaziemir ilçesinde bulunan eski kurşun fabrikası alanında radyoaktif madde gömülmesiyle ilgili davada karar çıktı. İzmir 3.'cü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, fabrika arazisine radyasyon barındıran atıkları gömdükleri iddiasıyla yargılanan fabrika sahibinin de aralarında bulunduğu 6 kişi beraat etti. Avukat Arif Ali Cangı, davayı temyiz ederek Yargıtay'a götüreceklerini söyledi. Duruşmaya Çevre Bakanlığı'na bağlı Çevre İl Müdürlüğü'nün avukatı katılmadı.
İzmir'in Gaziemir ilçesinde, kurşun üreten fabrikanın faaliyette olduğu dönemde radyasyonlu atıklarının toprağa gömüldüğü iddialarına ilişkin 2008 yılında 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi adına Avukat Arif Ali Cangı, nükleer atık barındıran Gaziemir'deki eski kurşun fabrikasının 6 yöneticisi hakkında, 'Çevreyi kasten kirletmek' suçunu işledikleri iddiasıyla savcılığa şikayet dilekçesi verdi. Şikayet üzerine soruşturma başlatan Cumhuriyet Başsavcı vekili Kadir Karaca, hazırladığı iddianame ile fabrikanın sahip ve yöneticileri Hasan Yavaş, Ayşegül Yavaş Budau, Aynur Ekener, Öznur Kolcuoğlu, Yıldırım Mustafa Irvana ve Şennur Yavaş hakkında 'çevreyi kasten kirletmek' suçundan 5'er yıldan az olmamak üzere hapis, bin gün karşılığı adli para cezası istemiyle dava açtı.
ÜÇ DAVA BİRLEŞTİRİLDİ
İddianamede 6 şüphelinin radyoaktif kirlilik depolanan Aslan Avcı Döküm Sanayi ve Tic. A.Ş.'nin yönetim kurulu üyeleri ve sorumlu müdürü olduklarını, şirketin 1940 yıllardan bu yana hurda akü ve diğer malzemelerden kurşun elde ettiğini, 2010 yılında kapatıldığını belirtildi. Şirketin, 2003 yılında da İzmir Valiliği'nde alınan izinle, fabrika arazisi içinde atık depolama alanı kurulduğu vurgulandı. Savcı Karaca, sonraki yıllarda İZAYDAŞ'a gönderilen atıkların alarm verdiği, EUROPİUM elementinin tespit edildiğini belirtti.
İzmir 3.'cü Ağır Ceza Mahkemesi, iki dava dosyası ile Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi'nin suç duyurusu üzerine açılan üçüncü davayı da birleştirmişti.
Duruşma sonrası açıklamalarda bulunan Avukat Arif Ali Cangı, mahkemenin beraat kararını eleştirdi. Davanın ilk olarak 2008 yılında Çevre Bakanlığı İzmir Çevre İl Müdürlüğü'nün ihbarı üzerine açıldığını hatırlatan Cangı, "Ancak bir süredir Çevre İl Müdürlüğü'nün avukatı davaya gelmiyor. Bugün de yoktu. Müdürlük iddialarını ileriye sürmedi ve cezalandırma da istemedi" dedi.
Gaziemir'de bulunan eski kurşun fabrikasında nükleer radyoaktif atık gömülü olduğunun 2012'de haber olmasıyla ortaya çıktığını hatırlatan Cangı, "Ben de Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi kurucu genel başkanı sıfatıyla suç duyurusunda bulunmuştum. Savcılığın 1 yıl soruşturması sonrası dava açıldı. Bu dava, Çevre İl Müdürlüğü'nün açıldığı davayla birleştirildi." dedi.
'MAHKEME KARARININ DAYANDIĞI LİSANS'
İzmir 3.'cü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan karar duruşmasında, fabrika sahibi ve yöneticisi olan 6 kişi hakkında beraat kararı verildi. Mahkemenin beraat kararını değerlendiren Av. Arif Ali Cangı, "Mahkeme, kurşun fabrikasına Ocak 2004'te Çevre Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü'nce ara depolama lisansı, atık depolama lisansı verildiğini belirtiyor ve bu lisansın verilmesiyle, çevreyi kirletme suçunun sona erdiğini, artık ondan sonra o bölgeye atılan atıkların çevreyi kirletme suçunun oluşmayacağı kanaatinde ve beraat kararı verdi" dedi.
"SUÇ YOK MU, VAR"
Eski kurşun fabrikası alanında halen suç bulunduğunu aktaran Cangı, "Orada suç yok mu? Var. Halen orada bir yandan arsenik, kurşun, mangan gibi ağır metaller içeren tehlikeli atıklar var. Halen radyoaktif atıklar var. Kirlilik var, kirlenme var ancak faili cezalandırılmıyor. Böyle bir bir durumla karşı karşıyayız. Mahkemenin düştüğü hata şu; Diyelim ki ara depolama lisansıyla suç ortadan kalkmış olsa bile daha sonra oluşan kirlenmeden şirketin sorumlu tutulmaması mümkün değil. Çünkü depolama lisansı ancak kurşun fabrikasının atıklarının depolanmasına ilişkin bir lisanstır. Bizim ihbarımız üzerine açılan dava radyoaktif kirlilikten dolayı açıldı. Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü bununla ilgili lisans veremez. Radyoaktif kirliliğin Türkiye'ye sokulması, depolanması yasaktır. Bunun lisansı falan olmaz. Mahkeme radyoaktif kirlilik üzerinde de hiç durmadı. Verdiği karar 2007 öncesinin tartışmasıdır. Bir yere atık depolama lisansı verilmiş olsa bile orada bir kirlilik varsa lisans var diye bu suç ortadan kalkmaz. Şu anda orada atıklar yüzünden kirlilik halen devam ediyor. Çevrede yaşayan insanların diğer canlıların hayatını tehlikeye sokuyor. Bu nedenle lisans var diye suç yoktur diyen, Anayasa'nın 56.'cı maddesindeki 'sağlıklı çevrede yaşama hakkının' yok sayılması' anlamına gelir" dedi.
'KARARI YARGITAY DÜZELTECEKTİR'
İzmir 3.'cü Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararı temyiz edeceklerini ve Yargıtay'a taşıyacaklarını dile getiren Av. Cangı, "Yargıtay'ın bu kararı bozacağını umuyoruz" diye konuştu. CİHAN