İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu başkanlığındaki heyet, Brüksel temaslarının ikinci gününde önemli görüşmelerde bulundu. İlk durak da TÜSİAD Brüksel Temsilciliği oldu.
İzmirli belediye başkanı ve iş dünyası temsilcilerine Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğiyle ilgili son gelişmeleri aktaran TÜSİAD AB Temsilcisi Dr. Bahadır Kaleağası, "Biz AB'ye uyum sağlamaya çalışırken AB de kendini değiştirmeye çalışıyor. Bugünkü mevzuatının rekabet çağına ayak uyduramayan bölümlerinden kurtulmak istiyor. Bizim öncelikle bu mevzuat değişikliklerini iyi takip etmemiz gerekiyor." diye konuştu. Kaleağası, İzmir'den övgüyle bahsederek, "Türkiye'nin marka değerinde en önemli avantaj ülkenin batısı, yani İzmir ve Ege'dir. Bu süreçte İzmir daha da öne çıkmalı. İzmir ve İzmirliliği simgeleyen ne varsa Türkiye'nin AB ilişkilerinde ona çok ihtiyacımız var." ifadelerini kullandı.
CHP Brüksel Temsilcisi Kader Sevinç'i de ziyaret eden İzmir heyeti, Türkiye ile AB ilişkilerinde son dönemde ortaya çıkan fırsatlar ve riskler konusunda küçük bir brifing aldı. Sevinç, AB sürecinin iyi yönetilmesi halinde Türkiye'nin her alanda kazanacağını söyledi.
Bu arada AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilciliği Kabine Başkanı ve AB Türkiye Delegasyonu eski Başkanı Stefano Manservisi, Başkan Kocaoğlu ve beraberindeki heyeti, Avrupa Parlamentosu (AP) binasında ağırladı. Manservisi, İzmir'i ve İzmirlileri Türkiye'nin en dinamik grubu olarak tanımladı.
İzmir heyetinin bir sonraki görüşmesi, AP Türkiye Raportörü Kati Piri ile oldu. AP Türkiye Dostluk Grubu üyelerinin de yer aldığı görüşmede, daha çok mülteci meselesi masaya yatırıldı. Türkiye'nin yıllardır yaşadığı mülteci sıkıntısını Avrupa'nın çok geç farkettiğini belirten Piri, bu konuda hibe desteği sağlanması gerektiğini söyledi. AB sürecinde Türkiye ile daha yoğun diyalogdan yana olduklarını kaydederek, "İzmirliler olarak sizler bunu çok daha iyi anlıyorsunuz. Brüksel'de olmanız ve çabalarınız çok anlamlı. Avrupa'daki dinamiklerin sizi görmesi ve dinlemesi çok önemli." diye konuştu. Türkiye Dostluk Grubu üyelerinin de mülteci meselesi için Türkiye'ye 3 milyar euro hibe desteği ve vize kolaylığı konularını gündeme getirmesi üzerine söz alan Kocaoğlu, şunları kaydetti: "Mülteciler insan. Parayla, vizeyle aynı kefeye koyulmalarını doğru bulmuyoruz. 'Siz 2 milyon mültecinin eğitim ve adaptasyonunu sağlayın, biz de size şu kadar para verelim.' söylemi, İzmir olarak bize ters geliyor. Sosyal demokrat bir belediye başkanı ve 12 yıldır Türkiye'de muhalefetin sahip olduğu en büyük kamu görevini yürüten biri olarak farklı düşünüyorum. Türkiye zengin bir ülke, bu işin mali faturasını üç beş yılda telafi eder, altından kalkar. Bizim asıl AB'nin temel hak ve özgürlük normlarına ihtiyacımız var. Vize, para, mülteci üçlüsünde son karar elbette hükümete ait."
İzmir heyeti, daha sonra ise Türkiye'nin AB nezdindeki daimi kemsilcisi Büyükelçi Selim Yenel'le görüştü. Türkiye'nin AB'ye üyeliği konusunda iyimser bir tablo çizen Büyükelçi Yenel, "Yıllardır çok inişli çıkışlı olan bu ilişkide şimdi yeniden çıkışı yaşadığımızı söyleyebilirim. Olumlu yönde gelişmelere gebe olduğumuzu düşünüyoruz. Göç krizi AB'de başgösterince panik yaşamaya başladılar. Bizim dört yıldır yaşadıklarımızın onda birini bile karşılayamadılar." diye konuştu.
İzmir heyetinin Brüksel'deki son görüşmesi, AB Türkiye Çalışma Grubu Başkanı Jean-Luc Vanraes ve Fransa Rhone-Alpes Bölgesel Konseyi Başkan Yardımcısı Bernard Soulage ile oldu. Başkan Kocaoğlu, Soulage ve Vanraes'e, Paris'teki terör saldırıları dolayısıyla taziyelerini iletti. Vanraes ise İzmir'in bölgeler arası işbirliği konusunda arabulucu olabileceğini belirterek, bu çerçevede ticaret ve sanayi odalarıyla siyasileri biraraya getirebileceklerini söyledi. Soulage da, "Seçilmiş kişilerle muhatap olmak, bizim için çok önemli. İzmir gibi bir kentin Brüksel temasları, Türkiye'nin AB'deki kararlılığını göstermesi açısından kayda değer bir adım. İzmir'in Avrupa'daki diğer önemli kentlerle de temasa geçmesi, Türkiye'nin sadece İstanbul'dan oluşmadığını gösterecektir." dedi. CİHAN