İzmir'de hayırseverlere yönelik operasyonda gözaltına alınan 37 kişiden biri de Av. Mehmet Girgin olmuştu. Serbest bırakılanlardan biri de isim benzerliğinden gözaltına alındığı iddia edilen Girgin'di. Av. Girgin, "Bu konuda gerek emniyet, gerek yargı içerisinde yanlış yapanlarla ilgili yasal işlem yapacağım. Bu açık ve net. Bu kadar insanın onuruyla, şerefiyle oynanmaz." dedi.
İzmir merkezli altı ilde, aralarında esnaf, işadamı, avukat ve bürokratların da bulunduğu 57 kişiye yönelik olarak TEM Şube Müdürlüğü ekipleri kurban, burs, bağış verdikleri gerekçesiyle operasyon düzenlemiş, 37 kişi gözaltına alınmıştı. Bu kişilerden altısı, emniyetteki ifadelerinden sonra serbest bırakıldı.
Operasyonun, İzmir'de geçen temmuz ayındakinin devamı niteliğinde olduğu, o zaman gözaltına alınıp bir süre tutuklu kalan, akabinde serbest bırakılan Ö.K.'de ele geçirilen 11 yıllık çeşitli müsvedde kağıtlar ve çeşitli bilgisayar çıktılarının incelenmesi sonucu yapıldığı iddia edildi.
AV. GİRGİN: BANA BU IZDIRABI YAŞATANLARA DAVA AÇACAĞIM
Operasyonda gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan Av. Mehmet Girgin'in, "Peynirci Mehmet" lakaplı aynı isimli kişiyle karıştırılıp gözaltına alındığı iddia edildi. Serbest bırakılmasından sonra Cihan Haber Ajansı'na konuşan Girgin, şunları kaydetti: "Bu konuda gerek emniyet, gerek yargı içerisinde yanlış yapanlarla ilgili yasal işlem yapacağım. Bu açık ve net. Bu kadar insanın onuruyla, şerefiyle oynanmaz. Saat 06.30'da evden alıp götürüyorlar. Çocuğum, eşim, altta üstte komşular nazarında insan rencide oluyor. İzmir Barosu'na kayıtlı bir avukatım. Siyasetle uğraşan bir avukatım. Türkiye'nin dörtbir yerinden ve İzmir içinden özellikle çok arkadaş, belki sadece 300'e yakın avukat arkadaşım geldi gitti. 'Senin burada bulunmanı biz anlayamıyoruz.' diyorlar. Avukat arkadaşlara, herkese sorsan, 'Bu AK Partili bir adam.' diyecekler yani."
'BAŞKA BİR MEHMET GİRGİN'İ YAKALAMALARI GEREKİYORDU'
Başka bir Mehmet Girgin'i yakalamaları gerekirken kendisinin gözaltına alındığını ifade eden Av. Girgin, "Ben de dün orada, nezarethanedeki insanları görünce hiçbirini tanımıyorum. Herkes birbirini tanıyor, 'Başka bir Mehmet Girgin.' diyorlar. Dedim ki ben hiçbirini tanımıyorum, burada boşuna tutuluyorum. Sonra öğrendim ki 'Peynirci Mehmet' lakaplı Mehmet Girgin diye biri varmış, o kişiden bahsediyorlar. Ben de, 'Ben burada boşuna tutuluyorum.' dedim. Bir kere benim cemaat anlamında bir diyaloğum, ilişkim yok. Baştan itibaren siyasi anlamda da düşüncem farklı. Saygı duyuyoruz herkese tabii. Ben dedim ki, 'Kesinlikle böyle bir şeyim yok.' Akşama kadar oradaki polislere söyledim, yetkililerle görüştük. Akşamüzeri iyice kızdım, bağırmaya başladım. Sonra müdürle görüştüm. Müdür, amire gönderdi. Amir de dosyayı inceledi, baktı ki doğru. 2004 yılıyla ilgili zaten bu meselenin tamamı. 50 tane soru sordular, yaklaşık bunların 48 tanesi de öbür Mehmet Girgin'in kurban toplaması, bağış toplaması, şu bu vs. Hiçbirini tanımıyorum oradaki. Benim ismim sadece iki yerde var. 2004 yılında oğlumu özel bir koleje yazdırdım. 'Veli toplantısına katılacaklar' şeklindeki bir listede benim ismim var, 'Avukat Mehmet Girgin, toplantıya katılacaklar' şeklinde davet etmişler. Daha okula yeni kaydediyoruz, yani veliler tanışsın şeklinde. Başka hiçbir yerde bir şey yok, hattâ o toplantıya da katılmamışım. Ben o zaman da Buca'da AK Parti meclis üyesiydim, yoğunluktan dolayı katılmamışım. Kurban bağışım yok, para vermem yok. Suç değil bir kere bunlar da ama yok yani, yok." şeklinde konuştu.
'AT İZİ İT İZİNE KARIŞTI'
Yaşadığı gözaltı sürecini değerlendiren Mehmet Girgin, "Ben, çok afedersin şunu söylüyorum, at izi it izine karıştı diyorum. Bu işlerle uğraşanlar, sapla samanı ayırmayı bilmiyor diyorum. Kesinlikle de gerekli işlemi yapacağım. Avukat olmasak, orada bağırıp çağırmasak belki üç dört gün orada kalacağız yani. Ö.K. ile ilgili daha önce bir soruşturma olmuş, bir süre cezaevinde kalmış, salınmış. Yine bunlarla ilgilidir herhalde. Oradaki arkadaşların da çoğunun herhangi bir hatası, kusuru olduğunu düşünmüyorum. Sorgulanan konunun tamamı 2004'le ilgili. Çok abuk sabuk bir şey. 2004 yılında herkes, yani şu anda hasım gibi görünen herkesin birbiriyle diyaloğu iyiydi. Hukukçu olarak söylüyorum, suç olarak düşünüyorsan, ne zaman ki mesela bu cemaat yapılanması diyelim Millî Güvenlik Kurulu'nda kırmızı kitaba girdi, o tarihten sonra suç olabilir, kırmızı kitap anlamında. 2004'te bu konularla ilgili bahsedemeyiz, 2010'da bile bahsedemezsin. Neden? O tarihe kadar da bir şey yoktu. Bu şekilde bir durum sözkonusu değildi." dedi. CİHAN