İthalata dayalı hayvancılık artık sürdürülemez noktaya geldi

TL'nin yılbaşından bu yana yüzde 40’tan fazla değer kaybetmesi, ithalata bağımlı hale getirilen hayvancılığı yine ithalat ve artan girdi maliyetleri arasına sıkıştırdı.

SHABER3.COM

Türk Lirası’nın yılbaşından bu yana yüzde 40’tan fazla değer kaybetmesi, ithalata bağımlı hale getirilen tarım sektörünü çıkmaza soktu.

Türkiye’de hem hayvan varlıkları ithalatla artırılıyor hem de yem gibi temel girdiler dövize bağımlı olarak üretiliyor. Bu da üreticiyi kur riskine maruz bırakıyor.

İş Bankası’nın yayımladığı ‘Büyükbaş Hayvancılık Sektörü’ adlı raporda, kurdaki artış sebebiyle ithalatla ilerleyen bu üretim modelinin artık sürdürülemez hale geldiği ifade edildi.

Raporda, üreticilerin artan kurun etkisiyle önünü göremez hale geldiği belirtilirken, tarımdaki yeni yatırımların da kur riski sebebiyle sekteye uğrayacağının altı çizildi.

İTHALATA RAĞMEN FİYATLAR DÜŞMÜYOR

Yapılan ithalata rağmen et fiyatlarının bir türlü düşürülememesi ise, raporda dikkat çeken ikinci bir unsur. İthalata rağmen yurtiçindeki fiyatlar sabit bile tutulamıyor. 2017’nin Ocak-Mayıs döneminde 6.9 milyon dolar olan kırmızı et ithalatı, bu yılın aynı döneminde 122.1 milyon dolara çıktı ancak 2018’e 39 TL’den başlayan dana etinin kilogram fiyatı, tarihi yüksek seviyesini aşarak 43.7 TL’yi aştı. TÜİK verileri incelendiğindeyse, dana etinin kilogram fiyatının 2018 Eylül’de 45 TL’yi aştığı görülüyor.

Et fiyatlarında yaşanan bu dalgalanmaların sektörde öngörülebilirliği azalttığının vurgulandığı raporda, aynı zamanda  bu belirsizliklerin uzun vadeli kapsayıcı çözümleri de zorlaştırdığının altı çizildi.

YEM FİYATLARINDA ARTIŞ YÜZDE 70'DEN FAZLA

Büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde sürdürülebilirliği etkileyen unsurlardan biri de yem maliyetleri. Yüksek kur nedeniyle yalnızca yılbaşından bu yana yem fiyatları yüzde 70’in üzerinde arttı. Enflasyonun üzerinde artan bu maliyetler, sektör temsilcilerinin de üzerinde durup uyardığı bir konu.

Cumhuriyet gazetesinde yer alan habere göre, bu durum İş Bankası’nın raporunda da şu sözlerle ifade edildi: “Türkiye’de yem imalatında 50’den fazla sayıda ithal ara mal kullanılıyor. Soya fasulyesi, mısır ve içki sanayiinin posaları gibi ürünler yem sanayinin başlıca ithal ürünleri. 2016’da bu ara malı ithalatına 1 milyar 966 milyon dolar ödenmişken, 2017’de bu sayı 2 milyar 560 milyon dolara çıktı. Son yıllarda yem ithalatının ivmelendiği ve yem sanayiisi giderek fazla oranda ithalata bağımlı hale geldi.” 

HAYVANCILIKTA REFORM ÇAĞRISI

Rapordaki değerlendirme ve beklentiler özetle şöyle:

- Büyükbaş hayvancılığındaki yapısal sorunlar uzun vadeli çözüm önerilerini içeren kapsamlı bir bakış açısıyla yeniden ele alınmalıdır. Tüketici fiyatlarında gözlenen hızlı artışların, salt büyükbaş hayvancılığını odağına alan tedbirlerle çözülemediği gözlenmektedir.

- Tarım ürünlerinde olduğu gibi hayvansal ürünlerde de üretici ve tüketici arasındaki makasın genişlediği, alınan önlemlerin üretici aleyhine işlediği görülmektedir.  

- Türkiye’de büyükbaş hayvancılığa ciddi destek veriliyor. Ancak verilen desteklerin kırsal kalkınmayı gözeten bütüncül yaklaşımlardan uzak olduğu dikkat çekiyor.

- Üreticilerin kur riskine karşı sektörün büyük çoğunluğu önlem almamaktadır. 
<< Önceki Haber İthalata dayalı hayvancılık artık sürdürülemez noktaya... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER