“TÜRKİYE HAPİSHANELERİNDE KADINLAR VE ÇOCUKLAR VAR: DUY ve SES VER!” ana temalı sergi hakkında konuşan Ramazan Faruk Güzel, hakimlik kürsüsü elinden alınmış olsa da bir şekilde adalete, özgürlüğe ve insan haklarına bir katkıda bulunmaya çalıştığını söyledi.
Bunun için de herkesi, bütün kamuoyunu “yaşananları görmeye ve de hukuksuzluklara ses vermeye” çağırdıklarını ifade eden Güzel, “Biz burada ses veriyoruz, sizler de ses verir misiniz? Türkiye’deki hapisteki kadınlara ve çocuklara, bütün mağdurlara ses olur musunuz?” şeklinde bir çağrıda bulundu.
“GELİN, SİZ DE ‘BEN DE SES VERİYORUM!’ DEYİN”
Organizatörler FRIHETSRÖRELSEN girişimi ile Amnesty Göteborg adına İsveççe bir basın bildirisi okuyan Rana Özçelik ise bildiride Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerini rakamlarla aktardıktan sonra İsveç ve İskandinavya kamuoyuna seslenerek, “hapisteki kadınlara ve çocuklara ses verilmesi” çağırısında bulundu.
Bildirisinde, Türkiye’de 15 Temmuz 2016 tarihinde meydana gelen darbe sonrasında ülkede sayısız insan hakkı ihlalleri yaşandı ve halen de yaşanmaya devam etmekte olduğunu aktaran Özçelik, bu adaletsiz ortamda en çok etkilenenlerin başında kadınlar ve çocuklar olduğunu; 17 bin kadar kadın ve 800 kadar bebek ve çocuk hapse atıldığını ve de 345 kadar çocuğun halen hapishanelerde büyümekte olduğunu kaydetti.
Darbeyle ilgisi olmayan 550 bin kişiye soruşturma açıldığı ve de 510 bin insanın gözaltına alındığını ve bunun 98 binin de tutuklandığı bilgisini veren Özçelik, “126 bin kadar kamu çalışan ihraç edildi, mesleğinden atılanların 5 bin kadarı da yargı mensupları idi ve onların halen büyük bir kısmı hapiste, hatta özel hücrelerde tutulmakta, bu dönemde binlerce eğitim kurumu ve vakıf kapatıldı, çalışanları ve üyeleri ise hapse atıldı, 240 medya kuruluşu kapatıldı, 320 gazeteci tutuklandı (yüzlercesi de halen ülke dışında kaçak hayatı yaşamakta, bu zorlu cezaevi koşulları altında da hayatını kaybeden birçok mağdur da oldu!” diye ekledi.