Kur'an-ı Kerim yakma eylemleriyle ilgili olarak ilk defa kamuoyunda açıklamalarda bulunan Başbakan, İsveç televizyonu TT'ye verdiği mülakatta yeni dalga eylemlerden son derece kaygılı olduğunu söyledi.
Kristersson "Bu kararları ben değil, polis alıyor. Eğer izin verirlerse, açıkça ciddi olayların yaşanabileceği riskini taşıyan günlerle karşı karşıya kalacağız" dedi.
Kristersson ayrıca, hükümetin terörizm ve şiddet içeren aşırılıkla mücadele kapsamında güvenlik kurumlarında yeni bir görev gücü oluşturduğunu duyurdu.
Dışişleri Bakanı, parlamentoda bilgi verdi
Dışişleri Bakanı Tobias Billström de, ulusal güvenlik biriminden yetkililerle birlikte parlamentodaki bir komitede Kur'an yakma eylemlerinin ülkenin dış ilişkilerine olan etkisiyle ilgili bilgi verdi.
Muhalefetteki Sosyal Demokratik Parti'nin talebi üzerine yapılan toplantı sonrasında açıklama yapan Billstörm, durumun ciddi olduğunu, ancak Müslüman dünyasında oluşan İsveç karşıtı hissiyatısakinleştirmek için kestirme çözüm bulunmadığını belirtti.
Billström, "Öncelikli ve en önemli görevimiz İsveç'in çıkarlarını ve İsveçlilerin hem burada hem de yurtdışında güvenliğini korumaktır." diye konuştu.
İsveç Ulusal Güvenlik Servisi, ülkedeki Kuran-ı Kerim ve diğer kutsal kitaplara saygısızlık ve yakma eylemlerinin güvenlik riskini artırdığı uyarısında bulunmuştu.
İslam İşbirliği Teşkilatı acil toplanacak
İsveç'te Kuran-ı Kerim ya da diğer kutsal kitapların yakılmasını ya da bu kitaplara saygısızlığı yasaklayan özel bir yasa bulunmuyor ve ülkede halka açık gösteri düzenleme hakkı özenle korunuyor.
Bu yaklaşımla İsveç polisi, Kuran-ı Kerim ve diğer kutsal kitaplara "saygısızlık yapmayı içeren" çeşitli protesto eylemlerine izin vermesi Müslüman ülkelerde tepkiyle karşılanmıştı.
Gelişmeler karşısında İslam İşbirliği Teşkilatı, İsveç ve Danimarka'daki Kur'an-ı Kerim yakma olaylarını görüşmek üzere 31 Temmuz'da bakanlar düzeyinde acil bir toplantı çağrısında bulundu.
İslam İşbirliği Teşkilatı, eylemler dolayısıyla İsveç'in özel temsilciliğini askıya almıştı.
