Öztürk'ün yazısı şöyle:
Sayıştay Başkanlığı tarafından yapılan denetimlerde, Cumhurbaşkanlığı ile ilgili birçok konu raporlara geçirilmiyor. Sayıştay raporlarında, sarayın mali tablolarının şeffaf olmadığı, personel sayısının belirtilmediği, Sayıştay'ın uygun görüş verdiği mali tablolar her yıl rapor ekinde olurken son yıl rapordan ayrıldığı anlaşıldı. Bu durum, Cumhurbaşkanlığı'na da Sayıştay'ın güvenirliğine de zarar veriyor.
Diğer ülkelerde olduğu gibi Sayıştay'ın kuruluş amaçları arasında, halkın vergilerinin halk adına tarafsız ve bağımsız şekilde denetlenmesi, raporlanması yer alıyor. Sayıştay denetçileri görevlerini korkusuzca yapmaya çalışıyor. Hangi siyasi partiden olursa olsun, denetledikleri belediyedeki sorunları raporlarına taşımaya gayret ediyorlar. Sayıştay uzman denetçiliğinden emekliye ayrılan konuştuğum uzmanlar, “Raporlarda, AKP'li belediyeler gibi CHP'li, HDP'li, hatta kayyumla yönetilen belediyelerin de eksikleri var” görüşünde.
SARAY RAPORUNDA YOK
“Sayıştay'ın web sayfasından sizler de bakın. En küçük belediyede bile onlarca usulsüzlüğü ve kamu zararını raporuna taşıyan Sayıştay'ın, 3 milyarı aşan bütçeye sahip Cumhurbaşkanlığı'na ilişkin tek bir madde tespitinin olamaması ilginç değil mi? Üstelik 2014'ten bu yana Cumhurbaşkanlığı'na ait tüm raporların tek bir madde bile içermemesi anlaşılır bir şey midir? Bunun hesabını TBMM'de soran bir muhalif parti, bir milletvekili gördünüz mü?
ÖNLENEMEYEN YÜKSELİŞ
Rapora göre 2014 yılında sarayın toplam bütçe harcaması 244.6 milyon iken bu tutar her yıl aratarak 2019'da 3.6 milyara ulaşmış. 2014'teki personel gideri 44.1 milyon iken, 2019'da bu tutar 258.3 milyon olmuş. Sarayın nerelere transfer ettiğini rapordan öğrenemediğimiz cari transferler tutarı ise 2.1 milyondan, 388.5 milyona yükselmiş. Mal ve hizmet alımları 75.3 milyondan 1.8 milyara fırlamış. Özetle, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sonrasında sarayın harcamalarındaki artış için biraz daha vergi vermeniz gerekiyor. Tabii bahsettiğimiz bu rakamlara örtülü ödenek, diğer kurumlardan aktarımlar ve saraya doğrudan bağlı diğer tüzel kişiliğe sahip kurumların harcamaları dâhil değil.
TABLOLAR ŞEFFAF DEĞİL
Örneğin bütçeden cari transfer adı altına yapılan aktarımlar 2017'de 11.5 milyon iken 2018'de 40.3 milyona, 2019'da ise 388.5 milyona yükselmiş. Bu transferler neden yükselmiş, kime hangi kişilere, hangi derneklere, vakıflara, sandıklara transferler yapılmış anlamak mümkün değil. Ne bunları açıklayan tek bir satır dipnot var, ne de Sayıştay raporunda bu durumu izah eden en ufak bir açıklama. Adeta ‘denetleniyor' imajı vermek için konulmuş göstermelik tablolar ve boş bir rapor söz konusu. Sayıştay'ın, 6 yıldır bu denetimsizlik ayrıcalığı sürüyor.
RAPOR NİÇİN AYRILDI?
Gülünç ama boş rapordan haber çıkarmaya gayret ediyordu. Sayıştay yöneticileri bundan bile rahatsız olmuş olacaklar ki artık mali tabloları bile rapordan ayırma yoluna gitmişler. Neden Sayıştay'ın uygun görüş verdiği mali tablolar her yıl rapor ekinde olurken son yıl rapordan ayrıldı?
PERSONEL BİLİNMEZLİĞİ
Sayıştay'ımızı daha da güçlü ve saygın kılmak başta Sayıştay yönetiminin görevidir. Bu görev, o güzel tabirimizle ‘tüyü bitmemiş yetim'e verilecek hesaptır.