Fiyat istikrarının birincil sorumlusu Merkez Bankası'dır. O nedenle enflasyonun böylesine hızlı yükselmesinin sebeplerini de politika hatalarında aramak lazım. Peki nedir o hatalar?
TÜFE enflasyonu
Önce pandemi, arkasından da Rusya'nın Ukrayna'yı işgali nedeniyle küresel çapta iki önemli arz şoku ile karşı karşıya kaldık. Arz şoku, talebin artmasından değil üretim maliyetlerinin artmasından kaynaklanan enflasyonist baskıya verilen teknik isimdir.
Doğal olarak bu problemler tüm dünyada enflasyonist baskıları artırdı. Ancak buradan yola çıkıp Türkiye'de yaşanan enflasyon, tamamen dünyada yaşanan küresel problemlerin bir yansımasıdır sonucu çıkarılamaz.
Mart enflasyonu
2) Arz enflasyonuna karşı Merkez Bankası bir şey yapamaz
Ancak, arz kaynaklı enflasyonun uzaması halinde beklentiler bozulmaya başlar. İşte o noktada Merkez Bankası'nın müdahalesi arz enflasyonunu düzeltemese de bunun genele yayılmasını engeller. Batılı ülkelerin bir ağızdan faiz artışlarına geçmelerinin en önemli sebeplerinden biri bu.
İlave olarak, Türkiye'de yaşanan arz enflasyonun en önemli sebeplerinden bir tanesi TL'deki değer kaybının getirdiği geçişkenlik etkisi. Yani söz konusu olan arz şoku dışarıdan gelen ve para politikasının kontrolü dışında olan bir etmen değil. Bilakis, TCMB'nin faizleri enflasyonun altında seviyelere çekmesinden kaynaklanan bir politika hatasının sonucu. İşte bu sebeple söz konusu hatayı düzeltmek de bizzat Merkez Bankası'nın görev alanına giriyor.
3) Enflasyon kendi kendine düşer
Ancak bu senaryolarda arz şokunun hiçbir yayılma etkisi yapmaması ve beklentileri bozmaması varsayımı var ki; bu varsayım Türkiye koşullarına hiç uymuyor. ABD Merkez Bankası Fed bile, pandemi öncesinde yaşadığı sorun "düşük enflasyon" sorunu olduğu halde, pandemi sırasında yaşanan arz baskısının enflasyon beklentilerini yukarı taşımasına engel olamadı. Aralık 2021 itibariyle de müdahale etmeye karar verdi. Buna rağmen geç kaldı ve geç kalmasının bedeli daha sıkı bir para politikası olacağı için eleştiriliyor.
Bizde ise zaten yüksek enflasyon ortamında iken bunun üzerine gelen global arz şoklarının beklentileri etkilemeyeceğini varsaymak başlı başına bir hata. Kaldı ki kendi kendine düşmesi beklenen seviye bile son enflasyon raporu tahminlerine göre yüzde 43. Peki Merkez Bankası kendi tahmini bile hedefin yaklaşık 9 katı üzerindeyken enflasyona müdahale etmeyi düşünmüyorsa ne zaman müdahale eder?
Yaşadığımız enflasyon bir yandan arz, bir yandan talep faktörleri ile besleniyor. Küresel arz enflasyonu, TL'deki değer kaybı ile daha da güçlü bir arz enflasyonuna dönüşüyor. Bunların üzerine bir de beklenti etkisi ekleniyor. Merkez Bankası'nın beklentileri çıpalayamadığı bir ortamda enflasyon beklentisi gerçekleşen enflasyonla şekilleniyor. Bu da kendi kendine düşmek şöyle dursun kendi kendini besleyen bir enflasyon yaratıyor.
Bu tartışmadan çıkan sonuç şu: Enflasyon kendi kendine düşmez. Kararlı, başarılı ve güven veren para politikası ile düşer.
4) Enflasyon faiz indirerek düşer