İŞKENCECİLERE LAHEY YOLU GÖRÜNDÜ
Turkey Tribunal Mahkemesi, 4 gün süren duruşmaların ardından kararını açıkladı. Tribunal, Türkiye’de sistematik ve yaygın işkence uygulandığına, zorla kaybetmeler ve basın özgürlü ile ilgili konularda, Türkiye’nin uluslararası anlaşma ve sözleşmelerden sorumluluklarını yerine getirmediğine ve bu konuda suç işlediğine karar verdi.
Turkey Tribunal’in organizatörü Prof Dr Johan Vande Lanotte; Tribunal’in “insanlığa karşı suç” unsurlarının oluştuğuna dair verdiği kararla, Lahey’dekie Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne, Avrupa Konseyi’ne, Avrupa Birliği’ne ve Birleşmiş Milletler’e başvurularda bulunacaklarını söyledi. Lanotte bireysel sorumluluk konusunda uluslararası bir mahkeme olan Hollanda’daki Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne gitmek için bireysel dosyaları ayrıntılı hazırlayacaklarını kaydetti.
İsviçre’deki Türk Büyükelçiliği, Erdoğan rejiminin uyguladığı insan hakları ihlallerinin ortaya döküldüğü Turkey Tribunal mahkemesinin durdurulması için girişimde bulunduğunu kabul etti. Büyükelçilik, mahkemeyi BM’ye taşıdıklarını ve İsviçre makamlarından mahkemenin iptali için talepte bulundukları doğruladı.
ALMANYA'DA SEÇİMLERİN GALİBİ SOSYAL DEMOKRATLAR OLDU
Almanya'da federal meclis seçimlerinin ardından gelen ilk sonuçlara göre Sosyal Demokrat Parti (SPD) az farkla birinci olurken hükümet kurmak için avantajlı konuma geldi. Kesin olmayan sonuçlara göre Olaf Scholz'ün başbakan adayı olduğu SPD'nin oy oranı %25,9'a yükselirken, Armin Laschet'in genel başkanı olduğu Birlik partileri %24,1 ile en yakın rakibi SPD'nin gerisinde kaldı. Üçüncü sıraya ise %14,7 ile Yeşiller yerleşti. Ayrıca liberal Hür Demokrat Parti (FDP) %11,5; aşırı sağcı, AB karşıtı Almanya için Alternatif (AfD) %10.4 ve Sol Parti %5'lik oy oranlarına ulaştı. Mevcut projeksiyonlara göre SPD'nin federal mecliste 205, Birlik partilerinin 194, Yeşiller’in 117, FDP’nin 91, AfD’nin 82 ve Sol Parti’nin de 40 sandalyesi olması bekleniyor.
2017 seçimlerine kıyasla %8'den fazla oy kaybeden Hıristiyan Birlik partileri, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük seçim yenilgisini yaşayacak gibi görünürken, bir önceki seçimlere göre oylarını %5'in üzerinde artıran SPD ve Yeşiller, seçmenin tercihini merkez sol partilerden yana kullandığını gösterdi. Mektupla kullanılan oylar yüzünden kesin sonuçların açıklanması bir süre daha alabilir.
Seçim sonuçlarının kesinleşmesinin ardından en yüksek oyu alan SPD, hükümet kurmak için görevlendirilecek. SPD'nin başbakan adayı 63 yaşındaki Olaf Scholz, seçmenin adalet ve iklim konularına öncelik verdiği için SPD'yi seçtiğini söyleyerek "pragmatik" bir koalisyon kurulması için halkın kendisini başbakan olarak görmek istediğini söyledi. İkinci sırada yer almasına rağmen sandıktan Almanya'da federal düzeyde aldığı en düşük oy oranıyla çıkan Merkel'in partisi CDU'nun adayı Armin Laschet ise "geleceğin koalisyonu" ifadesini kullanarak FDP ve Yeşiller ile bir koalisyon ihtimalinin sinyalini verdi. Aylarca sürebileceği belirtilen koalisyon görüşmeleri sırasında Angela Merkel, göreve devam edecek. Scholz, planlarının Noel'e kadar hükümeti kurmak olduğunu söylüyor.
KOALİSYON ARAYIŞLARINDA GÖZLER YEŞİLLER-FDP İKİLİSİNDE
Almanya'da SPD, yüzde 1,6'lık farkla Hristiyan Birlik'i geride bırakarak seçimi kazandı. İki taraf da hükümeti kurmaya talip, ancak seçenekleri sınırlı
Koalisyon ihtimalleri arasında üç model öne çıkıyor: Trafik Işığı (Sosyal Demokrat Parti-Yeşiller Partisi-Hür Demokrat Parti), Kırmızı-kırmızı-yeşil (Sosyal Demokrat Parti-Yeşiller Partisi-Sol Parti), Jamaika (Hıristiyan Birlik partileri, Yeşiller Partisi, Hür Demokrat Parti). SPD ve CDU/CSU'nun yanlarına Yeşiller'i almaları halinde "Kenya", Hür Demokrat Parti'yi almaları halinde "Almanya" koalisyonu da gündeme gelebilir. Ancak her ikisi de koalisyon liderliğini isteyen SPD ve CDU/CSU birlikte hükümet kurmaya sıcak bakmıyor. Yeşiller Partisi, Sosyal Demokrat Parti'ye; liberal Hür Demokrat Parti ise Hıristiyan Birlik partilerine daha yakın.
Bu şartlarda koalisyon düğümünün çözülmesi için Yeşiller'in, Hıristiyan Birlik partileri ve Hür Demokrat Parti'yle ya da Hür Demokrat Parti'nin Sosyal Demokrat Parti ve Yeşiller'le anlaşması gerekiyor.
AKP, AVRUPA'NIN GÖBEĞİNDE BİNLERCE TÜRK ÖĞRENCİYİ ORTADA BIRAKTI
Türk Lirası'nın Avrupa Birliği'nde geçerli kabul edilen Euro karşısında değer kaybetmesi öğrencilerin uluslararası eğitim programlarını da etkiledi.
AKP, Avrupa Birliği tarafından üniversite öğrencilerine eğitimlerini Avrupa'daki diğer uyumlu üniversitelerde yarım ya da bir dönem olarak sürdürme imkanı sağlayan Erasmus programının hibe uygulamasında değişikliğe gitti. Türkiye'de birçok üniversitenin Erasmus ofisi, öğrencilere yarım - bir dönem olarak yatırdığı hibeyi en fazla 2,5 ay olarak yatırılabileceğini duyurdu.
Üniversiteler, yaptıkları açıklamalarla üniversite yönetimlerinin yeni uygulama ile ilgili sorumlu olmadıklarını vurguladı.
ERDOĞAN'IN S-400 AÇIKLAMASINA ABD'DEN CEVAP
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya’dan yeni S-400 hava savunma sistemleri satın alınmasına ilişkin açıklamasına ABD yönetiminden yanıt geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Türkiye’yi böyle bir satın alma olmaması konusunda uyardı.
Sözcü “Biz Türkiye’yi her seviyede ve her fırsatta Rusya’dan S-400 sistemi almaması ve ayrıca Rusya’dan askeri mühimmat almaması konusunda uyarıyoruz. Şunu net olarak ortaya koyuyoruz; Rusya’dan yeni silahların alınması CAATSA 231 yaptırımlarını yeniden devreye sokacak ve Aralık 2020’deki yaptırımlara ek kararlar gündeme gelecektir” diye konuştu.
SURİYE'DEKİ SAVAŞTA EN AZ 350 BİN KİŞİNİN ÖLDÜ
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, Suriye iç savaşında ölümleri teyit edilenlerin sayısının yaklaşık 350 bini geçtiğini, gerçek rakamınsa bunun çok üzerinde olduğunu söyledi.
10 yılı aşkındır devam eden Suriye iç savaşında hayatını kaybedenlere ilişkin bilgiler paylaşan Bachelet, hesap verebilirliğin sağlanması ve savaşın kurbanlarının unutulmadığının gösterilmesi açısından paylaştığı istatistiklerin önemine işaret etti.
Hayatını kaybeden yaklaşık 350 bin kişinin belirlemesinde katı bir metodoloji izlediklerini vurgulayan Bachelet, "Rakamlarımız yalnızca tam adları ile tanımlanabilen, ölüm tarihi belirlenmiş ve belirli bir ilde ölen kişileri içeriyor. Bu üç unsuru içermeyen bilgiler hariç tutuldu ve mükerrer kayıtları önlemek için kapsamlı bir inceleme yapıldı." dedi.