Polat Rumeli Hisarı’nın İstanbul’un fethin en önemli sembolü olarak fetihten bir yıl önce 1452 tarihinde 4 ay gibi kısa bir sürede yapıldığını anlattı. Tarihi yapıda devam eden restorasyon sırasında yapının sosyal ve askeri tarihine ışık tutacak bir buluntuya ulaştıklarını açıklayan Polat geçidin yapılış amacının araştırmalar sonucu ortaya çıkacağını belirtti. İlk bulgulara göre su tahliyesi ya da askeri amaçlı olabileceğini söyledi.
"1900’LERİN BAŞINA KADAR ONARIM GÖRMÜŞ"
Polat şu bilgileri verdi:
“Restorasyon sırasında dikine bir kesitte 125 metre uzunluğunda olduğunu bildiğimiz fakat içeride başka kanallar ve kollarla ayrıldığını tahmin ettiğimiz bir yeraltı geçidinin buluntularını görmüş oluyorsunuz. Geçit, suru baştan başa geçiyor ve ilerideki vadi tabanıyla birleşen bir zemin olduğunu görüyoruz. Bu oldukça önemli bir buluntu. Ortaçağ dönemi yapısı olarak kabul edilmesi gereken bir yapı. Çünkü biliyorsunuz İstanbul'un fethinden bir sene sonra ortaçağ kapanacaktı. Bir ortaçağ savunma yapısında yeraltı geçitlerinin olduğu bir buluntuyla karşılaşmış oluyoruz. Geçit, 1-1.5 metre yüksekliğinde başlayıp hisarın ortasında kalan sarnıç bölümünde 4-4.5 metrelere varan yüksekliklerle oldukça iddialı bir geçiş koridoru olarak tasarlanmış. Beden duvarları, hisarın yapım sırasındaki yapım tekniğindeki moloz örgü sistemine sahip. Üst örtüsü de belirli noktalarda 1900’lü yılların başına kadar ara ara onarım görmüş.”
"İLK DEFA BİLİMSEL OLARAK ORTAYA KOYDUK"
Polat, bu aşamadan sonra harç analizleri, malzeme analizleri, yapım tekniği analizleri yapılacağını ve daha kesin yorumlar yapılabileceğini söyledi.
Polat “Biz ilk defa bu bölgede yoğun yeraltı geçiş noktalarının olduğunu bilimsel olarak bir restorasyon çalışmasında ortaya koyduk. Belirli tanıklıklarla, tevatüren söylenmiş meselelerin tamamını ilk defa ayrıntılı bir şekilde ortaya çıkarmış bir restorasyonu sizinle paylaşıyoruz. Fatih Sultan Mehmet'in fetih günlerinde askeri garnizon lojistiği gibi düşünmeniz lazım burayı. Yani her tarafın Osmanlı hakimiyetinde olduğu bir toprak değil. Bir kale ve sur yapıp içine askerlerinizi de beklettiğiniz bir alan. Böyle bir yerde tabii ki sarnıç ve su depolama ihtiyacınız da oluyor” dedi.
“KENDİNİ BİZE GÖSTERMEYE ÇALIŞTI”
Geçitle ilgili araştırmaların süreceğini belirten Polat “Benim ilk yorumum buranın bir dere yatağı üzerinde su tahliyesiyle başlayan fakat burca geldiği noktada, denize iniş noktasında gizlenmiş ve korunaklı bir geçiş noktası olarak yapılmış. Beden duvarlarının genişliği, alanın tonozlu örtü sistemi, yapının güçlü bir şekilde hem su yapıları hem bir tahliye sistemiyle beraber birleşmiş olması bu askeri ihtiyaçların ne kadar elzem olduğu ve nasıl kullanıldığını gösteriyor. İstanbul kamuoyuna fethin 571’inci yılında ortaya çıktı. Bu tür şeylerde hep süresini bekleme, zamanını bekleme vardır. Öyle değil. İlginç bir şekilde tam o gün ortaya çıkmış bir buluntudan bahsediyoruz. Yani kendini adeta bize göstermeye çalışan bir buluntudan bahsediyoruz. İstanbul için ve dünya tarihi için hayırlı uğurlu olsun. Çok özel bir buluş olduğunu biliyoruz, hissediyoruz. Restorasyon bittiğinde de insanların gezmesine, ziyaret etmesine uygun hale getireceğiz” diye konuştu.
SUR MANASTIR KALINTILARI ÜZERİNE YAPILDI
Polat, “Bir an 572 yıl önceye gidin. Burada Osmanlı orduları burada bir yapı yapmaya çalışıyorlar. Ve burada henüz bu hisar yok. Burada olduğunu Evliya Çelebi'den bildiğimiz bir manastır yapısı kalıntıları var. Altyapı verilerinin tamamını kullandığınız bir geçiş ağları var. Yani manastır yapılarının sırtlarda kullanıldığı ve onun belirli geçişlerle bağlantı sağladığı, gizli geçişler olarak hala halk bilincinde de yeri olan noktaların üstüne bir sur yapıyorsunuz” dedi.