VOA'dan Hilmi Hacaloğlu'nun haberine göre, İTO’nun 1995 yılından bu yana ölçümlediği ve ‘‘İstanbul enflasyonu’’ olarak tanımlanan Ücretliler Geçinme Endeksi, Türkiye’nin son 40 yılındaki en büyük yoksullaşmaya neden olduğu belirtilen 2001 krizinde yılı yüzde 68 oranıyla kapatmıştı.

TÜİK en son 4 Nisan’da enflasyon oranı olarak kabul edilen Tüketici Fiyatları Endeksi’ni (TÜFE) yüzde 61,14 olarak açıkladı. Hakkında çeşitli soruşturmalar yürütülen bağımsız araştırma grubu ENAG ise aynı gün yıllık enflasyonu yüzde 142 olarak ölçümlediğini açıkladı.

Erdoğan: ‘‘Mayıs'tan sonra enflasyonda gerileme başlayacak’’

Bu verilere rağmen hükümet üyelerinden enflasyonla ilgili pozitif mesajlar gelmeye devam ediyor.

Önceki gün Suudi Arabistan seyahatinden dönüşünde uçakta kendisini takip eden gazetecilere, ‘‘Elbette bu sorunun bizim vatandaşlarımız açısından oluşturduğu sıkıntıların farkındayız ve bunların giderilmesi için ne gerekiyorsa onu yapmanın gayreti içindeyiz. Bütün gelişmeleri yakından takip ediyoruz, gerekli tedbirleri alıyoruz. Halkımız müsterih olsun, bu meselenin üstesinden geleceğiz. Hedefimiz enflasyonu aşağıya çekmektir. Attığımız, atacağımız adımlarla inşallah Mayıs’tan sonra gerilemeye de başlayacaktır. Bunun yıl sonuna doğru daha olumlu istikamette neticeleneceğini söyleyebilirim’’ diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra bugün de Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de pozitif mesajlar verdi.

Nureddin Nebati gelecek dönemde enflasyonda düşüş bekliyor

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, bugün Hürriyet gazetesinde yayınlanan röportajında, ‘‘Döviz kurundaki oynaklığın sona ermesinin ardından önümüzdeki kısa dönemde ilk olarak aylık enflasyonların normalleşmesini bekliyoruz. Diğer yandan, 2021 yılı Aralık ayındaki ve 2022 yılı ilk çeyreğindeki yüksek enflasyon gerçekleşmeleri, enflasyonun belirli bir süre yüksek seyretmesine neden olabilir. Emtia fiyatlarındaki normalleşme, döviz kurundaki istikrar ve atacağımız ilave adımlarla önümüzdeki dönemde enflasyonda belirgin bir düşüşün olmasını bekliyoruz’’ dedi.

Nebati, ‘‘kur korumalı’’ mevduat hesabından sonra ‘‘enflasyon korumalı’’ tahvil çıkarma çalışmalarının tamamlandığını açıkladı.

Kurum: ‘‘Enflasyonla mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz’’

Memleketi Konya’da bayramlaşma sonrası gazetecilere açıklamalarda bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un da gündeminde enflasyon ve hayat pahalılığı vardı.

Kurum, ‘‘Tedarik zincirinde yaşadığımız yine enflasyon tüm dünyada etkisini gösterdi. Bu enflasyon, hayat pahalılığıyla ilgili mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz ve her zaman vatandaşımızın, milletimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Biz hiçbir zaman vatandaşımızı açta açıkta bırakmadık. Her zaman yanında olduk, omuz omuza olduk. Onların gözlerinin içine baktık ve burada problemleri, sorunları neyse hep de bunları çözmenin, aşmanın derdi içinde olduk. Yine aynı tarafta olacağız. Aynı bakış açısında olacağız. Vatandaşlarımızın gözlerinin içine bakacağız’’ dedi.

‘‘İktidarın enflasyonla mücadele ettiğini düşünmüyorum’’

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Yalçın Karatepe, hükümetin enflasyonla mücadeleyi temel alan bir politika seti uygulamadığını düşünenlerden.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Profesör Karatepe, ‘‘İktidarın enflasyonla mücadele ettiğini düşünüyorum. Merkez Bankası aldığı kararlardan zaten bu durum ayan beyan ortada. Tüm dünyada faiz artışlarına gidiliyor. O ülkelerde de enflasyon artışı var ama faizler de yükseliyor. Bizde durum ne? Yüzde 61 enflasyon olmasına rağmen ki şu anda bu artış eğilimin azaldığına dair hiçbir emare yok buna rağmen faiz politikasında bir değişiklik yok. Üstelik Hazine Bakanı Nurettin Nebati ‘faiz sorununu hallettik, enflasyonu da halledeceğiz’ diyor. Fakat reel olarak biz enflasyon artışının vatandaşları yoksullaştırdığını görüyoruz. Neden? Çünkü ücretler enflasyona paralel artmadığı için elde edilen kazançla daha az mal ve hizmet alabiliyoruz. Açık söylemek gerekirse ‘kur korumalı mevduat’ formülünü değerlendirenler hariç herkes yoksullaşıyor. Bakın Türkiye’de insanlar hiçbir zaman görülmeyen şekilde ev sahibi olma hayalinden uzaklaşıyor. Büyük şehirlerde ama kentin çeperinde olan 100 metrekarelik yeni dairelerin ortalama fiyatı 2 milyon lira civarında. Hangi ücretli çalışan bu ekonomik koşullarda nasıl kredi alacak da ev sahibi olacak? Eskiden emekli olanlar emeklilik ikramiyeleri ile ev alırlardı bu artık imkansız’’ dedi.

Gübre ve mazot fiyatlarındaki artışın gıda üretim maliyetlerinin arttırmaya devam ettiğini belirten Profesör Yalçın Karatepe, bu maliyetler düşmeden gıda enflasyonun düşmesinin dolasıyla da enflasyonda bir gerilemenin mümkün olmadığını düşünüyor.