İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, AKP’nin ‘yargı reformu’na ilişkin “2009 yılındaki yargı reformu paketinin bizi getirdiği yer; yargının FETÖ’ye teslim edilmesi oldu. 2009 yılındaki reform paketinde ne yazılmışsa tam tersini yaptılar. Daha sonra 2015 yılında yeni bir yargı reformu paketi daha çıkardılar. Bunda da ne yazdıysalar tam tersini yaptılar” dedi.
İstanbul Barosu Adil Yargılama Takip Merkezi’nin, yargı paketlerine dikkat çekmek için düzenlediği “Yargı Reformu Toplantıları”nın ilki Taksim’de bulunan baronun konferans salonunda yapıldı.
Çok sayıda avukat ve hukuk fakültesi öğrencisinin katıldığı toplantıda konuşan İstanbul Barosu Başkanı Avukat Mehmet Durakoğlu, 2009 yılında yürürlüğe konulan yargı reformu paketini hatırlatarak, “2009 yılındaki yargı reformu paketinin bizi getirdiği yer; yargının FETÖ’ye teslim edilmesi oldu. 2009 yılındaki reform paketinde ne yazılmışsa tam tersini yaptılar. Daha sonra 2015 yılında yeni bir yargı reformu paketi daha çıkardılar. Bunda da ne yazdıysalar tam tersini yaptılar” diye konuştu.
‘SORUN DÜZENLEMELER DEĞİL, UYGULAMALAR'
Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte her şeyin askıya alındığını sözlerine ekleyen Durakoğlu, “Yargı reformu stratejilerinin sabıkalarına bakınca bize hiç bir umut vermiyor” diye konuştu. Sorunun yargı paketinde olmadığını sorunun bunların uygulamasında olduğunu belirten Durakoğlu, “Bu ülkede yapılacak çok şey var ama onlar birinci taslakta geçen sorunlar değil. Geçenleri tartışabiliriz, iyi düzenlemeler de olabilir, ama sorun bu değil sorun uygulamada” dedi.
‘BİR YEŞİL PASAPORT İÇİN SUSMAYIZ’
“Sulh Ceza Mahkemeleri kapatılacak mı? HSK seçimleri aynı şekilde yapılacak mı?” diye soran Durakoğlu, “Bir yeşil pasaport ile bize susun deniyorsa bizim adliyelere rahat girebilmemizi sağlasınlar. Kazanılmış haklarımız elimizden alınmışken yeşil pasaport için kimse susmamızı beklemesin” diye konuştu.
Avukat Mehmet Durakoğlu, Türkiye’nin yargı tarihinde görülmemiş bir kriz ile karşı karşıya olduklarını da ifade ederek, “Aslında ciddiye almadığımız ama o ciddiyetsizliği ciddiye aldığımız bir konumdayız. Buradan ne çıkar doğrusu hiç bir biçimde umutlu değilim” dedi.
