İsrail'de yeni koalisyon hükümetinin parlamentoda güvenoyu almasıyla birlikte Benjamin Netanyahu'nun 12 yıllık iktidarı sona erdi. Üstelik ilk kez bir Arap partisi de yoğun tartışmaların ardından hükümetteki yerini aldı. Yamina lideri aşırı sağcı Naftali Bennett'in yeni başbakan olarak yemin etmesi bekleniyor.
Cumhuriyet'in haberine göre uluslararası basında adından sıklıkla "İsrail'in gelecekteki lideri" şeklinde bahsedilen, Yesh Atid (Gelecek Var) lideri Yair Lapid ve Yamina (Sağa Doğru) lideri Naftali Bennett öncülüğünde oluşturulan koalisyon, merkez soldan aşırı sağa geniş bir spektruma hitap ediyor. Bundan dolayı üzeri örtülmesi zor, derin fikir ayrılıklarını da bünyesinde barındırıyor.
Koalisyonun büyük ortakları Lapid ve Bennett'in Filistin meselesine bakışları ve çözüm önerileri arasında oldukça keskin farklılıklar mevcut. Lapid, Arapların "iki devletli çözüm" planına pek de benzemeyen bir "iki halk için iki devlet" planını savunuyor. Bennett ise açıkça "Filistin devletinin kurulmaması için elimden gelen her şeyi yapacağım" diyor. Bennett'in geçmişi, sözüne yönelik sadakatinin garantisi niteliğinde.
ÖZEL KUVVETLER SUBAYI
Hayfa'da doğup büyüyen, ABD göçmeni bir ailenin çocuğu olan 49 yaşındaki İsrailli politikacı daha önce Diaspora İşleri, Eğitim, Savunma, Ekonomi ve Din Hizmetleri Bakanlığı görevlerinde bulunmuş önemli bir figür. Siyasetle tanışması lise yıllarına rastlıyor. Hayfa'daki Yavne Yeshiva Lisesi'nde eğitim alırken 42 ülkede 125 bin üyesi bulunan dünyanın en büyük siyonist gençlik örgütü Bnei Akiva'nın gençlik lideri (Madrich) olduğu biliniyor. Ardından tartışmalı askerlik kariyeri başlıyor.
Bennett, İsrail ordusu bünyesinde Sayeret Matkal ve Maglan özel kuvvet birimlerinde görev yapmış ve tartışmalı olanlar da dahil birçok operasyonda yer almış eski bir subay.
'KANA KATLİAMI'NIN SORUMLULARINDAN
1990 yılında orduya katılan Bennett, özel kuvvetler bünyesinde birçok operasyonda yer aldı. Ancak bu operasyonlardan biri sonuçları itibariyle hep hatırlandı.
İsrail Ordusu, 18 Nisan 1996'da Güney Lübnan'daki Kana köyü yakınlarında bir Birleşmiş Milletler binasını top ateşine tuttu. Ateşlenen 13 top mermisi ile yerleşkeye sığınan 800 Lübnanlı sivilden 106'sı katledildi, 116'sı ise yaralandı. Bennett, bu katliamın baş mimarlarındandı. Zira top ateşi desteğini bizzat 67 kişilik özel bir keşif birimine komuta eden Bennett istemişti. İsrailli araştırmacı-gazeteci Igal Sarna'ya göre Bennett, "Emirleri ve operasyonel planları, korkak ve yeterince kararlı bulmadığı üstleriyle koordine etmeden göz ardı etmeye ve değiştirmeye karar vermişti..."
Bennett ise buna karşılık, "Kana'daki katliamdan sorumlu olduğum iddiasıyla bir çok saldırıya maruz kaldım. Kahramanlık soruşturulmaz. Arşivleri incelemeye devam edin. Askeri dosyam incelemeye açık, sizi bekliyor" demişti.
BATI ŞERİA'NIN İLHAKINI SAVUNUYOR
Bennett, siyasi yaşamı boyunca İsrail'in, yeni yerleşimlerin inşasıyla genişletilmesi planının sadık ve ateşli bir savunucusu oldu. Yerleşimlerin dondurulmasına ilişkin plan ve tasarılarla mücadele etti.
Şubat 2012'de, İsrail-Filistin çatışmasına ilişkin olarak "İsrail İstikrar Girişimi" adlı bir plan yayınladı. Batı Şeria'nın tek taraflı ilhakını savunan bu plan, Filistin devletinin kurulma ihtimaline bile karşı çıkıyor ve bir dizi önlem getiriyordu.
Ocak 2013'te Filistin topraklarının üçe bölünmesini önerdi. Bu plan uyarınca "İsrail, Batı Şeria'yı ilhak edecek, Gazze Şeridi üzerindeki yetki Mısır'a devredilecek, Filistinlilerin yaşadığı bölgeler Filistin Ulusal Otoritesi'nde kalacak, ancak 'Hamas'ın bölgeyi ele geçirmesini önlemek' adına İsrail ordusu ve iç güvenlik birimi Şin Bet tarafından kontrol edilecekti."
"PEK ÇOK ARAP ÖLDÜRDÜM"
Bennett'in, Haziran 2013'te sarfettiği ve Filistin sorununa bakışını özetleyen bir örnek oldukça dikkat çekiciydi. Bennett bir röportajında, "Arkasında şarapnel olan bir arkadaşım var. [Doktorlar] ona cerrahi bir müdahale ile şarapnelin çıkarılabileceği söyledi, ancak bu durumda sakat kalacaktı... Bu yüzden onunla yaşamaya karar verdi. Mükemmellikte ısrar etmenin fazlaca belaya yol açabileceği durumlar var" dedi.
Yine 2013 yılında, Filistinli mahkumları serbest bırakılmasına yanıt olarak, "Hayatımda pek çok Arap öldürdüm ve bunda kesinlikle bir mahsur yok" dedi; ancak sözlerinin infiale yol açmasının ardından ifadesini "teröristler" olarak değiştirdi.
Aynı yıl bir başka röportajda, İsrail'in hak iddia ettiği topraklara atıfla, "İsrail'in küçük toprakları içinde bir Filistin devleti olmayacak... Bu olmayacak. Filistin devleti önümüzdeki 200 yıl boyunca devam edecek bir felaket olur" dedi.
Bennett 2016'daki bir röportajında, "İsrail toprakları konusunda, karar aşamasına geçmemiz gerekiyor. Rüyayı hayata geçirmeliyiz ve rüyamız, Judea ve Samiriye'nin (Batı Şeria) egemen İsrail Devleti'nin bir parçası olacağıdır. Bugün harekete geçmeli ve hayatlarımızı vermeliyiz" dedi.
GEÇMİŞİ GELECEĞİN GARANTİSİ
Bennett, Kasım 2016'da Donald Trump'ın ABD Başkanı olarak seçilmesinin ardından yaptığı açıklamada ise "Filistin devleti dönemi sona erdi" demişti.
Filistin meselesi konusunda aşırı-sağcı fikir ve eylemleriyle tanınan Bennett'in, Yair Lapid ve diğer parti liderleriyle yapılan koalisyon müzakerelerinde, "Batı Şeria'da herhangi bir bölgeyi ilhak etmemek ve Başbakan olduğu dönemde yeni yerleşimler inşa etmemek" şartını kabul ettiği iddia edildi.