El-Kurd
ailesi, Yaffa ve Batı Kudüs'ten kaçışlarının ardından 1956 yılında bu mahalleye geldi.
İsrail'in 1967 yılında Doğu Kudüs'ü işgalinin ardından,
Yahudi yerleşimciler Şeyh Cerrah mahallesinin kendi toprakları olduğunu iddia etmeye ve burayı
Osmanlı dönemindeki sahiplerinden 1800'lü yıllarda aldıklarını öne sürmeye başladı. Yahudi yerleşimciler, 1972 yılında da İsrail
Tapu İdaresine de bu yönde bir
kayıt düştü.
Aile 1999 yılında evlerine ek yapınca, İsrail
mahkemesi bunu
yasa dışı ilan ederek
para cezası verdi. İsrailli yerleşimciler da daha sonra yaklaşık 80 metre karelik bu ek yapıyı işgal etti.
El-Kurd ailesi, İsrail Yüksek Mahkemesinin temmuz ayında evlerinden çıkarılmasına karar verdiği günden bu yana
tahliyeye karşı direniyor.
İsrail polis ve askerlerinin yerleşimcilerle birlikte saat 03.00'te evine gelerek kendisini, tekerlekli sandalyeye mahkum kocasını ve iki çocuğunu zorla evlerinden çıkardıklarını belirten Fevziye El-Kurd (56), "İsrail'in barıştan söz ettiğini, ancak tam tersini yaptığını" söyledi.
El-Kurd ailesi için, bugün evlerinin yakınlarındaki boş alanda çadır kuruldu. "Artık bu çadırda oturacağım" diyen Fevziye El-Kurd, AA muhabirine, "haklarını aramayı sürdüreceklerini ve evlerine dönene kadar mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini" ifade etti.
Yaşlı ve yürüyemeyen kocası
Muhammed El-Kurd'un dün evden zorla çıkarıldıktan sonra halen hastanede bulunduğunu söyleyen Fevziye El-Kurd, biri kız 5 çocuğu olduğunu, askerlerin evlerine geldiği sırada çocuklarından ikisinin yanlarında bulunduğunu ifade etti.
Polis, El-Kurd ailesinin evinin bulunduğu caddeyi kapattı. Girişe yasaklanan bölgede İsrailli polisler, sürekli
nöbet tutuyor. Evin yakınlarında polis araçları bekliyor.
-TEPKİLER-
İsrail'deki "
İslam Hareketi"nin sorumlusu Şeyh Raed Salah, Rum Ortodoks Kilisesi sözcüsü Atallah Hanna, Yüksek İslam Konseyi Başkanı İkrima Sabri ve
Filistin Parlamentosunun bazı üyeleri ile Şeyh Cerrah'taki çoğu kadın Filistinliler, bu sabah el birliğiyle El-Kurd ailesi için evine 100-150 metre uzakta bir çadır kurdular.
Şeyh Raed Salah, çadırın önünde yaptığı açıklamada, İsrail'i Doğu Kudüs'teki Filistinlilere zulüm uygulamakla suçlayarak, "İsrail işgaline karşı mücadelemizi sürdürmeliyiz" diye konuştu.
Filistinli milletvekili Bernard Sabella ise "bir adaletsizlik örneği" ve "trajedi" olarak değerlendirdiği İsrail'in uygulamalarına karşı uluslararası kamuoyunu harekete geçmeye çağırdı.
Rum Ortodoks Kilisesi sözcüsü Atallah Hanna da "İsrail'in Filistin halkına karşı işlediği suçlar ve Doğu Kudüs'teki Filistinlilere yönelik uygulamalarına hayır demek için burada toplandıklarını" söyledi.
İsrail'in bu uygulaması hakkında açıklama yapan Filistin Devlet Başkanı
Mahmud Abbas'ın Başkanlık Bürosu sorumlusu Refik El-Hüseyni, İsrail-Filistin barış görüşmelerinin sürdüğü bir sırada yapılanların "insanlık dışı" olduğunu ifade etti. El-Hüseyni, Abbas'ın da konuyu birçok kez İsrailliler nezdinde gündeme getirdiğini kaydetti ve bu tahliye kararının barış çabalarına zarar verdiğini ifade etti. El-Hüseyni, İsrail'in yerleşimcilerin bu tür davranışlarını önlemesi gerektiğini söylerken, "Aksi takdirde bizimle hiçbir şekilde bir barış sağlayamayacaklar" diye konuştu.
BM'nin Filistinlilere Yardım ve Çalışma Ajansı sözcüsü Christopher Gunness de olayı kınadı ve gece yarısı yapılan tahliye işlemini "utanç verici" olarak nitelendirdi.
AA