İslamcılık sadece Başakşehir ve Sultanbeyli içinmiş

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Nisan 30 2017
Yıllar yılı Türkiye’de olan biteni “İslamcılık” etiketi altında açıklamaya çalışan bütün analizler, birer birer çöktü. İslamcılık sadece Başakşehir ve Sultanbeyli içinmiş. Oysa Ankara’yı bambaşka parametrelerle yorumlamak lazım. Ankara dediğiniz yer, Rezidans Muhafazakârlığı’nın merkezi. Yani? Yani “devlet” denilen aygıtın, yüzlerce inşaat şirketi, savunma şirketi ve enerji şirketinin yardımıyla ekonomik bir paylaşım aracı olarak irili ufaklı hisselere bölündüğü bir cins dağıtım üssü.
Cumhuriyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş AKP içindeki İslamcılık tartışmasını köşesine taşıdı. AKP iktidarının şapka çıkaran bir pragmatizm ortaya koymasına rağmen İslamcı görünme çabasını eleştiren Aydıntaşbaş "Mehmet Ağar ve Hayrettin Karaman arasında sıkışan bir iktidardan fazla da İslamcılık beklememek lazım. " ifadelerini kullandı. İşte o yazı:

İslamcılık mı dediniz?

Memleketteki muktedirlerin pragmatizmine şapka çıkarmamak mümkün değil. 

“Çözüm süreci” dendi ve akabinde inanılmaz bir çatışma süreci başlandı. 

Mavi Marmara için yeri göğü inlettik, zamanla durum “Mavi Marmara’daki manyaklar” noktasına gelindi.

Çok değil daha iki gün önce cümle âlem “Kahrolsun Avrupa” diye bağırıyorduk, referandum biter bitmez Malta’ya giden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Birliği’ne “Müzakere sürecine dönmeye hazırız” mesajını verdi. Eşzamanlı olarak aynı mesajı, İstanbul’daki Atlantik Konseyi toplantısında bizzat Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ağzından duyduk.

Dedim ya, hayranım bu pragmatizme. 

Yıllar yılı Türkiye’de olan biteni “İslamcılık” etiketi altında açıklamaya çalışan bütün analizler, birer birer çöktü. İslamcılık sadece Başakşehir ve Sultanbeyli içinmiş. 

Oysa Ankara’yı bambaşka parametrelerle yorumlamak lazım. Ankara dediğiniz yer, Rezidans Muhafazakârlığı’nın merkezi. Yani? Yani “devlet” denilen aygıtın, yüzlerce inşaat şirketi, savunma şirketi ve enerji şirketinin yardımıyla ekonomik bir paylaşım aracı olarak irili ufaklı hisselere bölündüğü bir cins dağıtım üssü. 

Hal böyleyken, orada olan biteni din ya da muhafazakârlıkla değil başka tanımlarla yorumlamak gerekiyor.

Zira Mehmet Ağar ve Hayrettin Karaman arasında sıkışan bir iktidardan fazla da İslamcılık beklememek laz

Bu haberler de ilginizi çekebilir