İslamcılık Halep'i görüp arşını saklamaktır!
⏱ Okuma Süresi 2 dk•Yayınlanma Perşembe, Aralık 15 2016
İslamcılık Halep'i görüp arşını saklamaktır! İslamcılık, İsrail aleyhinde sloganlar atıp önüne gelen herkesi Siyonist ilan ederken İslamcı liderin sarayında İsrail marşı okutması karşısında aşağılık bir suskunluğa saplanmaktır.

İslamcılık Halep'i görüp arşını saklamaktır!
Herifin biri sürekli atıp tutarmış…
İyi atıcıymış… Ata ata, etrafına epey de şakşakçı toplamış işin aslı.
“Ben Halep’te bir arşın uzağa atlarım, daha önce de atladım” diyormuş…
Alkışlar kopuyormuş…
Günün birinde aklı başında bir adam çıkmış…
Ve çok filozofik, çok varoluşsal, çok derin, çok basit, çok akıllıca bir soru sormuş atıcıya:
-Atla da görelim!
Atıcı, sanki daha önceden hazırlanmış gibi hiç istifini bozmadan, kendisini alkışlayanların gözünde her daim haklı olacağından emin bir şekilde şöyle demiş:
-Burada olmaz, Ben Halep’te atlarım.
Akıllı adamın pes etmeye niyeti yokmuş ve cevabı yapıştırmış:
-Halep oradaysa arşın burada!
***
İslamcılık, 1800’lü yılların sonunda, bir imparatorluk parçalanırken doğal mecrasında ortaya çıkmış bir düşünce akımı… Doğal mecrası derken tablo şu: Devlet zayıflamış, bürokrasi köhneleşmiş, eğitim sıfırlanmış, vatandaş perişan, ne gidilen yol belli, ne gelinen… Din ve ahlak bağlamından koparılmış. Mehmet Akif’in dediği gibi, “Yalan revaçta, hıyanet her yerde baş köşede.”
“Selam verildiğinde rüşvet değildir diye alınmayan” günler…
O dönemleri anlatan tarihçilerin, romancıların, şairlerin yazdıkları, doğal mecranın aktığı yönü en çıplak haliyle gösteriyor.
İşte böyle bir dönemde, toplum içindeki İslam anlayışının gerilediği, ahlakın çöktüğü günlerde, zevahiri kurtarabilir miyiz düşüncesiyle ortaya çıkmış, “En baştan yenilmiş, yenilgiye doğmuş” bir akımdır İslamcılık.
İnsan odaklı değildir, siyaseti yüceltir.
Toplumu bir şekilde ikna etmek, devleti baş tacı yapmak üzeredir.
Sabırla örmek değil, hazır almaktır o.
Bu haberler de ilginizi çekebilir

Kemal Gülen

HARUN TOKAK
Esra Büyükcombak

Numan Yılmaz







