Mahkumları dinleyen Gergerlioğlu, cezaevi yönetiminin keyfi uygulamalarla hükümlülere yaşattığı hak ihlallerini anlattı.
İlk ziyaretini böbrek hastası bir mahkuma yaptığını söyleyen Gergerlioğlu’nun izlenimleri şöyle:
“İlk ziyaret ettiğim mahsus Mehmet Parlak’tı. Tek böbreği olmayan Sincan Cezaevi’nde 17 ay boyunca ishal olmuş ve diyaliz bakıma girmiş ve ardından en sonunda ölmeden kurtulmuş tekrar cezaevindeydi onu dinledim!
İkinci ziyaret ettiğimiz Hüseyin Karaoğlan’dı. Kendisi ağırlaştırılmış mahpus olmamasına rağmen Sincan Cezaevinde oldukça önemli bir itirazı vardı ve ağırlaşmış muamelesi görüyordu. ‘Çok ağır şartlarda olan bir koğuşta niye kalıyorum’ diye itiraz ediyordu. Ben koğuşun durumunu da biliyorum gerçekten çok ağır şartlarda kendisi hükümlü bile değil tutuklu ve hükümlü olmasına rağmen haksızca ağırlaştırılmış müebbet muamelesi görüyor!
Üçüncü görüştüğümüz Mesut Bukan. Eşi de mahsus iki çocuğu var Mesut Bukan’ın. Bütün olumsuz şartlarına rağmen, eşi ve iki çocuğu olmasına ve ailece dram yaşamalarına rağmen, toplam 18 aydır cezaevinde. Denetimli serbestlik ve şartlı tahliyesi verilmemiş. Çocuklarına bakan teyze de cezaevine girmiş ve aile çok zor durumda gerçekten!
Dördüncü olarak ziyaret ettiğimiz mahpus Ercan Erkuş’tu. Ercan Erkuş da koğuşlarına radyo verilmemesi ve farklı suç grupları ile aynı blokta olmalarından dolayı şikayetçiydi!
Beşinci görüşme Mahmut Balkaş idi. Aynı şekilde radyo verilmemesi gruplarının aynı blokta toplanmasından şikayetçiydi!
Altıncı görüşmemiz Ebubekir Ertuğrul’du. Depremde Adıyaman‘daki eşini ve iki çocuğunu kaybeden bir mahpustu. Kendisine Adıyaman‘a gitme izni verilmiş ve oldukça önemli sıkıntılar yaşıyor!”
