Eski Başkan Donald Trump’ın 2018 yılında ABD’yi anlaşmadan tek taraflı olarak geri çekerek İran’a yeniden yaptırım uygulamaya başlamasının ardından İran da anlaşmanın bazı maddelerini ihlal ederek misilleme yapmıştı. Ülkesini yeniden anlaşmaya dahil etmekten yana olan Başkan Joe Biden yönetimiyle İran arasında doğrudan olmayan müzakereler ise iki ay önce başlatılmıştı.
İran’ın Amerikalı yetkililerle doğrudan görüşmeyi reddetmesi nedeniyle şu ana kadar müzakereler faklı kollardan, İngiltere, Çin, Fransa, Almanya ve Rusya hükümetleri aracılığıyla yürütüldü.
Müttefikleriyle Ukrayna’nın güvenliği başta olmak üzere çeşitli konular üzerinde görüşmeler yapmak üzere Avrupa’yı ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Berlin’de İngiliz, Fransız ve Alman yetkililerle toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Blinken, İran müzakereleriyle ilgili olarak, “Şu an tam olarak bir karar anındayız. Gerçek bir aciliyet söz konusu ve anlaşmada karşılıklı bir uzlaşıya varıp varamayacağımıza birkaç hafta içinde karar vermiş olacağız” dedi.
ABD Başkanı Joe Biden da görevdeki bir yılını değerlendirdiği basın toplantısında, bu müzakerelerde geri atma vaktinin gelmediğini, uzlaşma yolunda belirli düzeyde ilerleme kaydedildiğini belirtmişti.
ABD’nin bazı Avrupalı müttefikleri ise zamanın azaldığını, kaydedilen ilerlemenin çok az olduğunu savunuyor. Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’ın açıklamalarına göre, “acil olarak ilerleme” kaydedilmemesi halinde, müzakerelerin ana konusu olan “nükleer silahsızlanma açısından yeterli bir katkı sağlanamayacak.”
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian da şu ana kadar yakalanan ilerlemenin kısıtlı düzeyde olduğunu savunarak, “İran bir taraftan nükleer programını hızla ilerletirken, müzakereler bu kadar yavaş bir tempoda devam edemez” dedi.
ABD’nin müzakerelerdeki en üst düzey temsilcisi Rob Malley de Twitter hesabından paylaştığı mesajında, İran’ın nükleer programını Batılı ülkelerin endişe duyduğu düzeye çıkarmasını engelleyebilmek için “çok az zaman kaldığını” belirtti.
2015 yılında İran ile Batılı ülkeler arasında yapılan anlaşma, İran hükümetinin nükleer faaliyetlerini kısıtlama ve denetlenmesine izin verme karşılığında Tahran’a yönelik yaptırımların kaldırılmasını öngörüyordu. Ancak özellikle 2018 yılında Trump’ın ABD’yi geri çekme adımının ardından İran’ın, uranyum zenginleştirme seviyesini arttırmanın yanısıra anlaşmanın bazı diğer maddelerini de ihlal etmesi anlaşmanın geçerliliğini riske soktu.
Birçok uzman ve Batılı yetkili, anlaşmada yeniden uzlaşmaya varılmadığı sürece İran’ın nükleer kapasitesini genişletmeye devam edeceği uyarısında bulunuyor. İranlı yetkililer ise, nükleer silah üretme hedefinde oldukları yönünde Batılı yetkililerden gelen suçlamaları reddetmeyi sürdürüyor.