Yıllarca ABD ve İsrail'in düşmanlığına ve yaptırımlarına direnen İran'dan kritik hamle geldi.
Dünyanın ikinci en büyük doğal gaz rezervine sahip İran, BRICS grubuna (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) katılmak için resmi başvuruda bulundu.
Rusya ve Çin'in öncülük ettiği örgüt her geçen gün küresel etkisini artırıyor.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade, Tahran'ın, BRICS'e katılım için başvuru yaptığını duyurdu.
Sözcü, İran'ın üyeliğinin "her iki taraf için de katma değer sağlayacağını" dile getirdi.
Rusya'dan yapılan açıklamada ise, Arjantin'in de gruba katılmak için başvuruda bulunduğu bildirildi.
Moskova, iki ülkenin başvurusunu, ABD öncülüğündeki Batı'nın, Moskova'yı izole etmede başarısız olduğunun bir kanıtı olarak değerlendirdi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, "Beyaz Saray, dünyada başka neleri kapatacağını, yasaklayacağını ya da bozacağını düşünürken Arjantin ve İran, BRICS'e katılmak için başvuruda bulundu" ifadesini kullandı.
REİSİ'DEN BRICS AÇIKALAMSI
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, ülkesinin jeopolitik ve jeoekonomik konumunun kendilerini BRICS'i enerji kontrol noktalarına ve büyük küresel pazarlara bağlamak için bir ortak haline getirebileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Reisi, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in BRICS Başkanı olarak resmi daveti üzerine, BRICS Zirvesi'ne katıldı.
Video bağlantısı üzerinden gerçekleştirilen zirvede konuşan Reisi, BRICS'i, gelişmekte olan büyük ekonomilerden oluşan öncü bir grup olarak nitelendirdi.
Grubun lokomotifi konumundaki Pekin ve Moskova, BRICS'i, Batı'ya karşı güçlü ve yükselen pazar alternatifi olarak gördüklerini belirtiyor.
Adı ilk kez 2001 yılında Goldman Sachs ekonomisti Jim O'Neill tarafından ortaya atılan ve Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin'in sıra dışı yükselişini tanımlamak için kullanılan BRIC, ilk zirvelerini 2009 yılında Rusya'da gerçekleştirdi, 2010'da ise Güney Afrika'nın örgüte katılması ile BRICS olarak anılmaya başladı.
BRICS grubu Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'dan oluşuyor.
Ekonomileri, dünya nüfusunun yüzde 40'ından fazlasını ve dünyanın gayri safi yurtiçi hasılasının yaklaşık dörtte birini oluşturuyor.