İPA'dan İstanbul depremi raporu: Kaç bina depreme karşı riskli?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cumartesi, Ağustos 17 2024
Marmara depremlerinin üzerinden 25 yıl geçti. Peki, İstanbul depreme hazırlıkta ne kadar ilerleme kaydetti? İstanbul Planlama Ajansı (İPA), İstanbul’un depreme hazırlık süreci ve mevcut durumunu ele alan kapsamlı rapor yayınladı. Rapora dair açıklama yapan İPA Başkanı Dr. Buğra Gökçe, İstanbul’da 7,5 şiddetindeki bir depremde yüzde 20 ağır hasar olacağını belirtti, 6,8 milyon konutun yaklaşık 1,3 milyonunun riskli olduğuna dikkat çekti.
İstanbul Planlama Ajansı (İPA) deprem raporu yayımlandı. Sosyal medya hesabından İPA'nın deprem raporunu paylaşan Dr. Buğra Gökçe, şu ifadeleri kullandı:

"Çeyrek asır sonra: Atılacak daha çok adım var!

İstanbul’da 7,5 şiddetindeki bir deprem olması halinde %20 ağır hasar meydana geleceği öngörülüyor. Her ne kadar yıllar içerisinde dönüşen konut sayısı artsa da olası bir deprem senaryosunda İstanbul mevcut yapı stoku sebebiyle oldukça riskli durumda.

1999 Marmara Depremi Türkiye’nin afet yönetiminde bir milat olarak kabul edildi.

Buna rağmen imar barışı gibi uygulamalar hayata geçti. Yapı kayıt belgesi alan yapılar risk altında. İmar affı ile elde edilen gelirler de amacına uygun şekilde yapı stoğumuzun deprem direncini arttırmak için kullanılmadı.

1999 depreminden sonra yürürlüğe giren deprem vergilerinden elde edilen gelirler de Türkiye’deki yapı stoğunu iyileştirmek için kullanılmadı. Bu vergilerle 2003-2023 yılları arasında 96 m2 büyüklüğünde 1,3 milyon konut yapılabilirdi.

Marmara Depremleri’nden sonra 2001 yılında 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun çıkartıldı ve yapı denetim kuruluşları oluşturuldu. TMMOB raporuna göre ne yazık ki yapı üretim ve denetim süreçleri kağıt üzerinde kaldı.

6,8 MİLYON KONUTUN YAKLAŞIK 1,3 MİLYONU RİSKLİ

İstanbul’da her üç yapıdan ikisi 2000 yılı öncesinde yapıldı. 6,8 milyon konutun yaklaşık 1,3 milyonu riskli. 1999 depreminden sonra dönüşmesi gereken konutların yalnızca dörtte biri dönüştürülebildi.

25 yılın sonunda yapılan onca değişikliğe, inşa edilen onca yeni yapıya karşın toplam kentsel risklerin yeterince azalmamış olmasını ise yeni yapıların en riskli yapıların yenilenmesi yerine rant değeri en yüksek bölgelerin dönüşümü için kullanıldığı biçiminde yorumlamak mümkün.

1999 Marmara Depremi sonrası içi boşaltılan ve kentsel rantları değerlendirebilmek için kullanılan “Kentsel Dönüşüm Bölgesi” kavramına ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 73. maddesine süreç içerisinde bir

Bu haberler de ilginizi çekebilir