TBMM Dışişleri Komisyonu’nda Interpol’ün 89. Genel Kurulu’nun İstanbul’da yapılmasına ilişkin yasa teklifi görüşüldü.

Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, 1955 ve 1996’nın ardından, Türkiye’nin 25 yıl sonra bu yıl üçüncü kez Interpol zirvesine ev sahipliği yapacağını belirtti.

Kıran, Mart 2020’den bugüne kadar haklarında yakalama kararı bulunan 93 kişinin Türkiye’ye iadesinin sağlandığını söyledi.

Milliyet'ten Önder Yılmaz'ın haberine göre; üç kişinin de Türkiye’de yakalanarak ilgili ülkelere iade edildiği bilgisini veren Kıran, 1982’den beri iade edilenlerin sayısının ise bin 64 olduğunu aktardı.

Kıran, Interpol’ün sözde F... soruşturmalarıyla ilgili işbirliğine gitmemesini eleştirerek 'İstanbul’daki genel kurul işbirliğini geliştirmek için önemli fırsat olacak' iddiasında bulundu.

İçişleri Bakanlığı Europol Daire Başkanı Lütfi Çiçek ise itiraf niteliğinde açıklamalar yaptı. 

Dosyaların hukuksuz içerik ya da suç içermeyen iddialarla oluşturulduğunun bir anlamda teyidi olan açıklamalarında Çiçek şunları dedi:

“Şu anda hâlihazırda 2 bin 212 kırmızı bülten yayında. Kırmızı bültenlerin çıkmasında hiçbir sorun yok aslında, ta ki suçlar asayiş, kaçakçılık ve benzeri suçlar olsun hiçbir sıkıntı yok 3 ila 6 gün içinde çıkıyor. Ancak konu F...’ye geldiği zaman, Interpol Anayasası’nın 3. maddesi der ki; ‘Interpol her türlü askerî, siyasi, ırki ve dinî konuların dışındadır’. Interpol Genel Sekreterliği de, 15 Temmuz darbe girişiminin bir askeri suç, bir siyasi suç olduğu varsayımla, F... için yaptığımız kırmızı bülten taleplerini reddetti. Yaklaşık 773 talep. Bu, F...’ye ilgili rakam." dedi.

Interpol, -çalışma sistemi gereği- ülkelerden gelen kırmızı bülten taleplerini uluslararası hukuk çerçevesinde inceliyor ve iddia edilen eylem gerçekten suçsa dosyayı işleme alıyor. Interpol, özellikle siyasi muhaliflerine cadı avı yürüten kapalı ve diktatöryel rejimler ile AKP Türkiye'si gibi cadı avını kurumsallaştıran, yargı sistemi bozulmuş ülkelerden gelecek istismar girişimlerini bu şekilde engellemeye çalışıyor. Kurum, siyasi muhaliflerinin üzerine karşı devlet gücüyle gelen bu gibi devletlere karşı tavizde bulunmadığı için AKP hükümeti tarafından sürekli eleştiriliyor.