Ülkemizde her 10 kişiden 8’i hayatının bir döneminde bel ağrısı çekiyor. Bu denli yaygın olunca da çoğu zaman ihmal ediyoruz tedaviyi. Oysa bel ağrıları kireçlenmeden fıtığa, kemik tümörlerinden kansere kadar pek çok hastalığın belirtisi olabilir. Bu yüzden, özellikle uzun süreli inatçı ağrıları önemsemek şart.
Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Kaya Kılıç, “Tüm ağrılar gibi bel ağrısı da bir alarmdır. Vücutta bir sorunun olduğunun işaretidir. Bel ağrısı, farklı hastalıkların sonucunda görülebilen bir belirti.” diyor. Kireçlenme veya fıtıkların, beldeki zorlanmaların, omurgayı tutan romatizmal hastalıkların, iltihabi bazı hastalıkların, osteoporoz gibi metabolik hastalıkların, kanserin, yumuşak dokulara bağlı veya iç organlardan kaynaklanan bazı hastalıkların belirtisi olarak da karşımıza çıkabiliyor bu yüzden. Bel ağrıları en sık olarak, adale spazmlarından, eklemlerde oluşan romatizmalardan, omurların kaymasından ve fıtıklardan oluşuyor. Ancak uzun süreli ve şiddetli bel ağrıları, bel kayması, kanamalar ve iltihaplı enfeksiyonlar, sinirlerde oluşan tümörler, kemik tümörleri, vücudun diğer bölgelerinden bel kemiğine sıçrayan akciğer veya prostat kanserlerinin de habercisi olabilir. Bunun yanı sıra soğuk havalar bel ağrısına neden olabilir. Adalelerde spazm ve ağrılara neden olur. Bel fıtıkları da soğukla beraber artabilir. Kılıç’a göre bir diğer neden ise belin zorlanması. Bel kemiğinin taşıma kapasitesinin üzerinde yük taşırsanız bel ağrıları oluşabilir. Bele aşırı yüklenmek, yanlış hareketler yapmak, yanlış oturma pozisyonları, uzun süren hareketsizlikler, uzun süre bilgisayar ve televizyon karşısında kalmak, aşırı kilo, düzenli spor yapmamak da bel ağrılarının nedeni. Ağır işçilik gerektiren meslekler ve ağır sporlar da bu rahatsızlığın bir başka tetikleyicisi.
Uzun süreli ve şiddetliyse…
Ağrının yanı sıra bacaklarda güç kaybı, duyu kaybı ve hissizlik, uyuşma varsa bu durum fıtığa işarettir. Ayak serçe parmağına dokunduğunuzda uyuşukluk, iğne batmaları, ayak tabanında çakıl taşlarının üzerinde yürüyormuş gibi bir his varsa bunlar da bel fıtığına bağlı olabilir. Kişinin parmak ucunda ya da topukları üzerinde yürüyememesi, tırnakların düşmesi, ayakta yaraların açılması, erkeklik fonksiyonlarının etkilenmesi de ilerlemiş fıtıklarda görülebilir. Hasta idrarını tutamaz hale gelirse idrar kesesine giden sinirlerin belde ezilmesine ya da o bölgede tümör olduğuna işaret olabilir. Bacaklarda felç, kemik tümörlerine bağlı olabilir. Bir bacakta hissizlik ve şiddetli ağrılar beyin tümörlerinin belirtisi olabilir. Bunun yanı sıra bazı kanser türlerinde de geceleri artan uzun süreli bel ağrıları görülüyor. Karıncalanma, iğnelenme, sızlama sinirlerde kalıcı hasarlar olduğunu gösterir.
Bel sağlığınız için…
-Öne eğilirken dizlerinizi bükün.
-Bir şey kaldırırken yavaşça hareket edin ve kaldırdığınız nesneyi vücudunuza yakın tutun.
-Yükleri dengeli taşımaya özen gösterin.
-Yüzme, yürüme ve sırt ve karın adalelerini güçlendirici egzersizler, bel kaslarını güçlendirir.
-Fazla kilolarınızdan kurtulun.
-Yatağınız ortopedik olsun ve deforme olduğunda mutlaka değiştirin.
-Özellikle uzun süreli oturarak çalışıyorsanız, koltuklarınız ergonomik olmalı.
-Masa başında hareketsiz çalışanların saat başı en az beş dakika kalkıp öne arkaya doğru yumuşak bel hareketleri yapmaları ağrıları azaltır.
‘Alabalığı belinize bağlamayın, yiyin!’
Çoğu insan bel ağrısı için ‘kocakarı yöntemleri’ni tercih ediyor. Bu uygulamaların bir faydası olmadığı gibi tıbbi tedaviyi geciktirdiğinden durumu daha da kötüleştirebiliyor. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Kaya Kılıç, bu yöntemlerin faydasız olduğuna dikkat çekiyor: “Bardak çekmek bel ağrısı için işe yaramaz. Sinir baskısını bilmeden belin çekilmesi, çiğnenmesi ve bele uygulanan kuvvetler, zaten içeride ezilen sinirlere daha da fazla zarar verir, felçlere neden olabilir. Ani gelişen güç kayıpları bu tür uygulamaları takiben izlenebilir ve cerrahi girişim gerekebilir. Bel çekilmesi sonucunda en sık gördüğümüz sorunlar ani ve şiddetli ağrı, ayaklarda felç, idrar veya büyük abdest kaçırma ve cinsel güç kaybı. Ayrıca alabalığı beline bağlayarak ağrılarını dindirebileceklerini zanneden hastalara tavsiyem bundan vazgeçip balığı pişirip yemeleri.”