"Güvenlik gücü kullanılarak yayını durdurmak gibi dramatik bir hamle 1980 askeri darbesinden bu zamana görülmüş değildi” diyen HRW Türkiye Uzmanı Emma Sinclair Webb, “Baskın görüntüleri adeta Ortaçağ'daki kale saldırılarına benziyordu” değerlendirmesinde bulunarak, polis baskınının çağ dışı bir yöntem olduğunu belirtti.
Kanaltürk ile Bugün televizyon kanallarının hükümeti eleştirebilen bir kaç bağımsız kanaldan biri olduğuna atıfta bulunan Sinclair Webb, polisin, olayı protesto edenlere biber gazı, tazyikli su ile sert müdahalede bulunduğuna işaret etti.
Bugün Televizyonu Genel Yayın Müdürü Tarık Toros’un yayını kestirmemek için kontrol odasında verdiği demokratik mücadeleye dikkat çeken Sinclair Webb, iki televizyon kanalı ile iki gazetenin Koza İpek Grubu'na ait olduğunu kaydetti. Sinclair Webb'in, Fethullah Gülen ve onun taraftarlarına karşı “Türkiye’de daha önce hiç görülmemiş bir baskı uygulanmakta” ifadeleri dikkat çekti.
26 Ekim tarihinde Ankara’da bir mahkemenin Koza İpek Holding’in yönetimine kayyum atadığını vurgulayan Sinclair-Webb, “Bu devletin bir medya kuruluşunu devralması anlamına geliyor” dedi.
Mahkemenin kayyum atama gerekçesinin 'suçu önleme ve delilleri koruma' gerekçesine dayandırdığını bildiren Sinclair Webb, “Holding’e Eylül ayı başından bu yana teröre finansman sağladığı ithamıyla Ankara Başsavcılığı tarafından cezai soruşturma yürütülüyordu. Bugüne kadar savcılık Koza İpek Grubu’na yönelik ileri sürdüğü suçlamayı haklı çıkaracak ve halkın desteğini alabilecek bir somut delil ortaya koyabilmiş değil” ifadelerini kullandı.
Sinclair Webb, son olarak şöyle devam etti: “Herhangi bir suçun delilini ortaya koymadan, kritik öneme sahip basın kuruluşunu susturmak ya da özel bir şirketin kontrolünü ele geçirmek, insan haklarına karşı aşırı bir hor görmedir.”
CİHAN