İngiltere'de 23 Mart'ta yürürlüğe giren sokağa çıkma kısıtlamalarından en fazla etkilenen gruplar arasında Ankara Anlaşması olarak da bilinen iş kurma vizesiyle son bir yıl içerisinde bu ülkeye yerleşen Türkiye vatandaşları da yer alıyor.
Bu grupta yer alanlar temel olarak iki sıkıntıyla karşı karşıya kaldıklarını söylüyor.
BBC Türkçe'nin haberine göre Bunlardan ilkini hizmet sundukları şirketlerin koronavirüs salgını nedeniyle hizmet sözleşmelerini iptal etmesiyle birçoğunun gelir kaynaklarını kaybetmeleri oluşturuyor. Üstelik Nisan 2019'dan sonra İngiltere'ye yerleşenler, henüz vergi ödememiş oldukları için hükümetin açıkladığı destek paketlerinden de faydalanamıyor.
İkincisi ise, getirilen kısıtlamalar nedeniyle oturum izni uzatım başvurularının askıya alınması ve bunun doğurduğu belirsizlik. Ankara Anlaşması kapsamında yapılan başvurunun onaylanması halinde ilk etapta bir yıllık vize veriliyor. Bu sürenin sonunda ise üç yıllık uzatıma başvurma hakkı doğuyor.
Bu durumda bulunanlar uçuşların iptal olması, tahliye uçakları için kendilerine sıra gelmemesi ya da vize uzatım sürecinde hak ihlaline uğramamak gibi nedenlerden dolayı yaşadıkları maddi ve manevi sorunlara rağmen Türkiye'ye de dönemiyor.
Önce işini, sonra evini kaybetti
Seval Karakaş da bu kişilerden birisi. Bebek ve çocuk bakıcılığı alanında iş kurmak için Ankara Anlaşması kapsamında İngiltere'ye 4 Aralık 2019'da giriş yapmış ve Leeds'e yerleşmiş
.
Karakaş'ın yerleşme ve kendisine gelir sağlayacak bir iş kurma çalışmaları yaklaşık iki ay sürmüş. Bu dönemde Türkiye'den getirdiği birikimle ayakta kalabilmiş:
"Ama vazgeçmedim. Sonunda birinin beni tavsiye etmesi üzerine bir kreşte hizmet vermeye başladım. Son 1,5-2 ay oradaki işimle gelir elde ettim. İkinci ayın sonunda, 23 Mart'ta kısıtlamaların ilan edilmesiyle bu kreş kapanınca benim gelir kapım da kapanmış oldu."
Karakaş, bundan sonra tekrar kendi birikimleriyle hayatını döndürmeye çalıştığını ve ilk etapta ev arkadaşları ile ev sahibiyle konuşarak kirayı bir süre ödemeyeceğini söylediğini aktarıyor. Uzun bir süre anlaşamadıkları ev sahibi sonunda kirayı daha sonra ödemesini kabul ediyor.
Ancak bu dönemde Karakaş ev arkadaşlarıyla da yaşadığı sorunların artmasıyla yaşadığı yerde huzurunun kalmadığını belirterek, farklı çözümler aramaya başlıyor:
"Çare aramaya, ne yapsam, Türkiye'ye nasıl gidebilirim diye düşünmeye başladım. Her yer kapanıyor, insanlar panik halinde, marketlere hücum ediyor. İnsan korkuyor, burada tek başıma mı kaldım diye.
"En iyisi konsolosluğu arayayım dedim, aradım anlattım. Dediler ki, 'anlıyoruz ve sizin durumunuzda olan çok insan var'. Sizin için en güvenlisi yerinizden kıpırdamamanız dediler ve önerilerde bulundular. Geri dönmek istediğimi söylediğimde bütün uçuşların durdurulduğu bilgisini verdiler.
"THY o dönemde Nisan ortasına bilet satıyordu ancak ben uçuşların ertelenmesi sebebiyle iade edeceklerini veya erteleyeceklerini öngördüm. Bileti almadım. Rusya üzerinden uçuşlar vardı ve Aeroflot'ın yöneticilerine ulaşıp onlarla görüştüm. Onlar da bilet satışlarının açık olduğunu ancak uçakların kalkıp kalkmayacağının bir garantisi olmadığını söylediler. Bilet almaktan vazgeçtim."
Sosyal medya üzerinden yardım çağrısı
Karakaş, gidemeyeceğini anlayınca sosyal medya üzerinden yardım istemeye karar veriyor. İngiltere'de yaşayan çok sayıda Türkiye kökenli göçmenin üye olduğu bir grupta durumunu anlatan bir yazı paylaşıyor:
"160'a yakın yorum geldi. Ciddi anlamda yardım etmek isteyenler de oldu, yazıp sonra iletişime geçmeyenler de oldu. Bir beyefendi 'Londra'da apartım var, buyurun gelin' dedi, bir hanımefendi 'kiranı öderiz' dedi. İnsanların böyle duyarlı olmasına memnun oldum.
"İçlerinden bana mesaj atan bir hanımefendi uygun göründü ve onun yanına taşındım. Beni evinde misafir ediyor. Ben de yemek yapıyorum, temizliğine yardım ediyorum. Kendisinin marketi olduğu için işe gidip geliyor, kızına da gözkulak olmaya çalışıyorum."
Karakaş, bu dönemde Türkiye'nin Londra Başkonsolosluğu'nun yanı sıra ilk etapta yaşadığı Leeds'in milletvekiline de ulaşarak durumunu anlatmış. Kendisine gelen otomatik mesajda, bu konuda kendilerine ulaşan çok fazla insan olduğu ve üzerindeki çalışmaların sürdüğü belirtilmiş.
Karakaş, "Açıkçası sadece bu belirsizliğin geçmesini bekliyorum. Şansımı denemeye devam edeceğim. Başka çarem yok. İş arama sürecim devam edecek. Benim de sürecim normale dönecek. Ama ben insanların psikolojik travmayı atlatamayacağını düşünüyorum. İngiltere hükümetinden de destek bekliyorum" diyor.
'Her şey oturmaya başlamıştı ama çok hızlı değişti'
Benzer bir durumda olan ve sıkıntılar yaşayan bir başka kişi de Mergim Özdamar.
Halkla ilişkiler ve pazarlama şirketi kuran Özdamar'ın Ankara Anlaşması vizesi Nisan 2019'da çıkmış. Ancak o dönem Türkiye'de devam eden bir işi olduğundan Özdamar'ın İngiltere'ye taşınması Ocak 2020'yi bulmuş:
"Geldim, ev tuttum ve iş yapabileceğim yerler de buldum. Her şeyi oturmaya başlamıştı. Ama bir anda her şey o kadar hızlı gelişti ki, kendimizi böyle bir durumda bulduk."
Özdamar, ilk etapta hizmet sunduğu etkinlik organizasyonu alanında faaliyet gösteren şirketin ödemelerinde yüzde 30 indirime gittiğini ve daha sonra kendisine şirketin faaliyetlerini durduracağı için ödeme yapılmayacağı bilgisinin verildiğini belirtiyor.
Özdamar, gelir kaynağını kaybetmesinin ardından yaşadığı yerin kirası konusunda indirim yapması için evsahibiyle temasa geçmiş. İlk etapta bu talebi "çok katı bir şekilde" reddeden evsahibi daha sonra Nisan ve Mayıs kiralarında indirime gitmeyi kabul etmiş.
Özdamar Türkiye'ye dönme ve bu süreci orada geçirmeyi de düşünmüş:
"Türk Konsolosluğu'nu aradım. Ne yazık ki şu an için ellerinden bir şey gelmediğini söylediler. Ama 'isterseniz şu mail adresine isim-soyisim ile birlikte durumunuzu anlatan bir mail atın, kurtarma gibi bir durum olursa size haber verilir o zaman' dediler."
Özdamar'ın Türkiye'ye dönmekle ilgili esas kaygısı ise İngiltere'deki mevcut oturum izni hakkını kaybetme riski.
Vize uzatım sürecinde belirsizlik
Karakaş'tan farklı olarak Özdamar, ilk etapta bir yıl olarak verilen vizesini üç yıl daha uzatmak için başvuru sürecinde aksamalar yaşıyor ve mevcut hakkını kaybetmemek için İngiltere'de ayrılamıyor.
İngiltere'de bu tarz vize başvuruları iki aşamada yapılıyor. İlk aşamada internet üzerinden doldurulan form ve gerekli belgeler, yine internet üzerinden yüklenerek gönderiliyor. İkinci aşamada da fotoğraf ve parmak izi gibi biyometrik bilgilerin verilmesi için bir merkezden randevu alınarak şahsen gidilmesi gerekiyor.
Özdamar, internet üzerinden başvuruyu yaptığını ancak merkezden aldığı randevunun iptal edildiğini, ne zaman yeni randevu verileceğinin ise söylenmediğini belirtiyor.
BBC Türkçe'nin edindiği bilgiye göre, söz konusu vize merkezi Mart ayı sonuna kadar alınmış olan randevuları kabul ederek, biyometrik bilgi alma işlemlerini gerçekleştirdi.
Ancak Nisan ayı başından itibaren randevusu olanlara e-posta yoluyla ulaşarak, en az altı hafta randevuların ertelendiğini ve yeni tarih için kendileriyle temasa geçileceğini söyledi.
Özdamar, "Psikolojim iyi ama belirsizlik çok can sıkıcı. Bir süre olsa, mesela bu böyle iki ay devam edecek deseler, tamam. O canımı sıkıyor. Burada yalnızım, bir şey olsa ne olacak bilmiyorum. Yine freelance iş bulmaya çalışıyorum, bir süre daha deneyeceğim ve olmuyorsa, hala çok kötüyse mecburen döneceğim. Tabi, uçak bulabilirsem" diyor.
Ankara Anlaşmalıların durumu için girişimler yapılıyor
Gerek Özdamar ve Karakaş'ın durumunda olanlar bireysel olarak gerekse de uzmanlar, danışmanlar ve avukatlar, bu gruptaki kişilerin mağduriyetlerinin giderilmesi için İngiltere nezdinde çeşitli girişimlerde bulunuyor.
Bu girişimler ağırlıklı olarak İçişleri Bakanlığı ve Hazine Bakanlığı nezdinde yapılıyor.
Bu kapsamda yapılan girişimlerden birisini de daha önce Ankara Anlaşması süreciyle ilgili Türkiye adına diplomat olarak faal çalışmalarda bulunmuş bir isim olan Ayşegül Yeşildağlar'ın hazırladığı mektup oluşturuyor.
Yeşildağlar, hem İngiltere İçişleri Bakanlığı hem de Hazine Bakanlığı'na birer mektup yazarak, son bir yıl içerisinde Ankara Anlaşması kapsamında gelmiş olanların mağduriyetlerini ve olası çözüm önerilerini aktardı.
Yeşildağlar, İçişleri Bakanlığı'na bu kişilerin vize uzatım sürecinde esneklik gösterilmesi, Hazine Bakanlığı'na da Nisan 2019'dan sonra gelenlerin mali yardımlar kapsamına alınması çağrısı yaptı.
İngiliz hükümetinin tutumu ne?
İngiltere tarafında ise İçişleri Bakanlığı, oturum süresi dolan ancak henüz uzatım başvurusunu tamamlayamamış kişilere e-posta atarak, oturum izinlerinin 31 Mayıs'a kadar uzatıldığını ve bu dönemde vize süresini yasadışı bir şekilde aşmış konumuna düşmeyeceklerini bildirdi.
Ancak kısıtlamaların uzaması ve normal hayata geçiş döneminin gecikmesi durumunda 31 Mayıs'tan sonra ne olacağına dair belirsizlik sürüyor.
Aynı şekilde, vize merkezi kapanmadan Mart ayı sonuna doğru uzatım başvurusunu tamamlayanların başvurularının işleme alınıp alınmadığı da bilinmiyor.
İngiltere Hazine Bakanlığı tarafında ise, koronavirüsün ekonomik etkilerinin giderilmesi için açıklanan paketler, Ankara Anlaşması kapsamında Nisan 2019'dan sonra gelenleri kapsamıyor.
Bunun nedenini de Nisan 2019'dan gelip şirket kuranların bugüne kadar vergi beyannamesinde bulunmamış ve vergi ödememiş olmaları oluşturuyor.
İngiltere Hazine Bakanlığı, BBC Türkçe'nin konuyla ilgili Nisan 2019'dan sonra gelenlerin kapsama alınmasıyla ilgili bir çalışma olup olmadığı yönündeki sorusuna yanıt vermedi.