Birleşik Krallık'taki referandumda Avrupa Birliği'ne 'hayır' sonucu çıkması, gözleri bir anda Türkiye-AB ilişkilerine çevirdi. Zira kampanya döneminde ayrılıkçıların yoğun olarak seçmenleri Türkiye'nin AB üyesi olmasıyla korkutmaya çalıştı.
Uzmanlar sonucun kısa vadede Türkiye-AB ilişkilerini olumsuz etkileyebileceğini ancak orta ve uzun vadede bir olumsuzluk oluşturmayacağını düşünüyor. Hatta orta ve uzun vadede bunun Türkiye için avantajları olabileceği görüşleri de var.
BBC Türkçe'ye konuşan düşünce kuruluşu EDAM'ın (Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi ) başkanı Sinan Ülgen şu yorumlarda bulunuyor:
"Kısa zamanda olumsuz etkiler çünkü bundan sonra AB'nin birçok alandaki siyasi enerjisi, kendi içindeki bu krizi yönetmeye yönelecek.
Çünkü İngiltere'nin AB'den çıkması, AB için de çok büyük bir darbe. Bunun çeşitli alanlarda etkileri olacak, ekonomik, siyasi, askeri diplomatik alanda olacak.
Bütün bunlardan dolayı AB'de genişleme konusu, özellikle Türkiye'ye genişleme konusu daha da geri plana düşecek. Bu açılardan baktığımızda ilk dönemde olumsuz bir etkiden bahsetmek mümkün.
Orta ve uzun vadede ise eğer İngiltere AB ile bugün var olan ilişki modellerinden daha farklı bir ilişki kurgulayabilirse ki Brexit kampanyasının savunucuları bunun mümkün olabileceğini söylüyorlar, o zaman İngiltere'nin AB ile kuracağı yeni ilişki modeli tam üyelik görüşmeleri tıkanmış olan Türkiye için de bir örnek teşkil edebilecektir. Bu da işin belki daha iyimser daha olumlu tarafı."
İki tarafta da isteksizlik artacak
Bununla birlikte İngiltere'nin AB'den ayrılması durumunda Türkiye'nin, AB üyelik sürecinde zor durumda kalacağı görüşünü savunanlar da var. Örneğin eski milletvekili ve 24. Dönem Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Üyesi Haluk Özdalga son dönemde kaleme aldığı yazılarında birinde şu yorumda bulundu:
"İngiltere'nin AB'den ayrılmasıyla Türkiye sadece güçlü bir destekçisini kaybetmiş olmayacak, daha önemlisi, ortaya merkeziyetçi eğilimleri hayli güçlü bir AB yapısı çıkacak. Böyle bir birlik içinde Türkiye'nin yer almasını düşünebilmek zordur.
Muhtemelen iki tarafta da isteksizlik daha da artacak. O takdirde en gerçekçi ihtimal, İngiltere ile AB arasında belirecek yeni ilişki şekline benzeyen, ama Türkiye'nin koşullarına uyarlanmış yeni bir AB-Türkiye ilişkisinin inşa edilmesi olacaktır."
'Doğrudan büyük bir etkisi olmaz'
BBC Türkçe'ye konuşan, düşünce kuruluşu Avrupa Politikalar Merkezi kurucularından John Palmer ise referendum sonucunun Türkiye-AB ilişkilerini etkilemeyeceğini söylüyor:
"Doğrudan büyük bir etkisi olmaz. AB'nin genişlemesiyle ilgili başka birçok sorun var. Türkiye'nin üyelik başvurusunun da dışında Balkan ülkelerinin üyeliği sorunlar oluşturuyor.
Bu sorunlar, AB'nin genişleme sürecinin, kendi iç yönetim yapısının entegresyonundan, demokratik hesap verilebilirliğinden ve genişleyen bir Avrupa'nın ekonomisinin etkin bir şekilde idare edilebilmesi kapasitesinden çok daha hızlı yaşanmasından kaynaklanıyor.
Bu sorunlar İngiltere üye olsa da olmasa da ya da Türkiye'nin üyelik başvurusu olsa da olmasa da yaşanırdı."
Kampanya döneminde AB'yi terk etme kampanyası yapan grupların en önemli argümanlarından biri, Türkiye'ydi. Türkiye'nin AB üyesi olmasıyla seçmenleri korkutan ayrılıkçıların altını çizdiği bir başka ana Gündem maddesi de göçmenlerdi.
Kaynak: BBC Türkçe