İngiltere’nin önde gelen gazetelerinden The Times ve Sunday Times yeni bir yazı dizisi başlattı. Corona virüsünün ülkeler üzerindeki etkisini ve ülkelerin Covid-19’a karşı yaptıklarının detaylıca incelendiği “First Wave” (İlk Dalga) isimli yazı dizisinde Türkiye hakkında kapsamlı bir analiz yer aldı.

Gazetenin Türkiye muhabirleri Hannah Lucinda Smith ve Burhan Yüksekkaş imzalı haberde, “Türkiye’de corona virüsü: Muhalefet sokağa çıkma yasağında Erdoğan’dan rol çaldı” başlığı kullanıldı.

“DEVLETİN PARASI OLMAYABİLİR AMA…”

Haberde 34 yaşındaki Burcu Ferman isimli 3 çocuk annesi bir kadının salgın sürecinde yaşadıkları anlatıldı. Boşandıktan sonra çocuklarıyla birlikte yaşamaya başlayan ve bir kreşte yaklaşık 3 bin TL’ye iş bulduktan sonra hayatını düzene sokmaya başlayan Ferman, 16 Mart’ta okulların kapanmasıyla birlikte para kazanamadığını söylüyor.

Ferman, “Maaşlarımızı şirketten alamadık. Hiçbirini. Bir kısmını alsak bile idare edebilirdik ama hiç gelirim yok. 3 ay boyunca sıfır para geldi. Elbette devletin parası olmayabilir. Ama eğer para veremeyeceklerse büyük laflar etmemeliler. Binlerce insan öldü ve fakir gözardı ediliyor” ifadesini kullandı.

Muhalefet partisi, CHP’nin kendisine yardım ettiğini söyleyen Ferman, kız kardeşinin İstanbul’da uygulanan “askıda fatura” uygulamasına başvurması önerisi sonrasında bu süreci başlattığını söyledi. The Times gazetesi, CHP’nin yönettiği diğer şehirlerde de benzer bir uygulama başlatıldığını hatırlatarak, bu sayede Burcu Ferman gibi onbinlerce Türk vatandaşının zor durumu bir nebze de olsa atlattığı vurgulandı.

Ferman, “İnsanlar Tayyip Erdoğan’ın AKP’lilere para verdiğini söylüyor. Ben de AKP’ye oy verdim. Her şeyi kendi akrabaları ve yakın çevreleri ile paylaşıyor olabilirler, ihtiyacı olan insanları unutmuş olabilirler. Ben bir seçim olursa Erdoğan’a oy vereceğimi söylerdim. Fakat bunu şu anda söyleyemiyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu tür uygulamaları siyasi bulduğunu ve “Türk siyasetine damga vuran 17 yıllık ağırlığına tehdit” olduğunu belirten gazete, “İstanbul, Ankara ve birçok şehri geçen yıl yapılan yerel seçimlerde CHP’ye kaybettikten sonra partisinin oylarını güvenceye aldığı en önemli unsuru da yitirdi, yani yoksullara yapılan yardımları” yorumunu yaptı.

Hükümetin işsizlik ve emeklilik gibi ödemeleri olduğunun hatırlatıldığı haberde şehir konseylerinin şehir içindeki bazı kitle ve gruplara yardım verdiği aktarıldı.

The Times muhabirleri, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, ulusun karşısına İstanbul Belediye Başkanı olarak 1994’te çıktı. Anadolu’dan gelenlerin yaşadığı mahallere hizmet götürdü ve ulaşım sağladı. Bu evlerin birçoğunda su bile yoktu ve bu sayede bu bölgelerde yaşayanlar için bir kahraman oldu. Bu insanlar 2002 yılından beri onun ve AKP’nin ülkeyi yönetmesini sağladı” yorumunu yaptı.

The Times’a konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Geçen yıl yapılan yerel seçimlerde Erdoğan seçmene, ‘Eğer CHP’ye oy verir ve onlar kazanırsa, CHP’nin yönettiği şehirler sosyal programları keser ve yardım etmez. Onlara oy vermeyin’ demişti. Fakat Covid-19 salgını bunun gerçek olmadığını gösterdi. Belediyelerimiz ihtiyacı olan herkese yardım ve sosyal destek sağlıyor. Bu durum Erdoğan’ı rahatsız ediyor çünkü tabanı onun doğruları söylemediğini gördü. Erdoğan tabanını bir arada tutmak için kutuplaştırma yöntemini tercih ediyor ve CHP’yi yolundaki en büyük engel olarak görüyor” dedi.

Gazete, “Corona virüsü, CHP’ye bir nesildir Türklerin temel ihtiyaçlarını karşılamada ve bunu AKP’dene daha iyi yapma konusunda ilk defa fırsat verdi” yorumunu yaptı. Kılıçdaroğlu, partisinin erken bir seçime hazır olduğunu söyleyerek, “Kaynakların müsrifçe harcanması, planlamaların tutarlı yapılmaması ve sorumsuzca borçlanmak bizi çok ciddi ekonomik problemlerle karşı karşıya bıraktı. Halkımızın vergilerin nasıl ve nereye gittiğine dair hiçbir fikri yok” yorumunu yaptı.

Haberde, Erdoğan’ın tabanında daha dindar ve yoksul seçmenlerin de olduğu ve buna karşılık AKP yönetimi altında ciddi karlar elde eden büyük işletme ve holding patronlarının da olduğu belirtilirken, “Holdinglere, sahip oldukları medya kuruluşları aracılığıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı övmeleri karşılığında ciddi ihaleler veriliyor ve AKP’nin seçmen tabanına gidecek paralar için dini kuruluşlara büyük miktarda para bağışlanması isteniyor” denildi.