Türkiye'de salgın döneminde devlet desteği alamayan ve banka kredilerine yönlendirilen esnafın durumu, uluslararası basının da gündemine girdi.
İngiliz Financial Times gazetesi, pandemi kısıtlamalarının ve merkez bankası politikalarındaki zikzakların Türkiye'de özellikle küçük işletmeleri zor durumda bıraktığını yazdı.
Bu kesimin aynı zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi tabanını oluşturduğunu aktaran gazete, faizlerdeki artışın söz konusu borçlu küçük işletmeler için sancılı olduğunu vurguladı.
Yüksek faizin borçlu küçük işletmelere büyük yük bindirdiğini hatırlatan gazete, Erdoğan'ın yüksek faiz karşıtı açıklamalarının nedeninin bu durumun olabileceğine işaret etti.
107 MİLYAR DOLARLIK KREDİ BORÇLARI VAR
Türkiye'de 3,2 milyon küçük ve orta büyüklükte işletme (KOBİ) olduğunu aktaran FT, toplamda 107 milyar dolar borç yükü olan bu işletmelerin birçoğunun borçlarını ödeyemeyerek iflasa sürüklendiğini belirtti.
İstanbul Teknik Üniversitesinden ekonomist Prof. Dr. Öner Günçavdı, kaynak yaratıp söz konusu işletmelerdeki desteğini sürdürmek için hükümetin faiz indirimini en iyi araç olarak gördüğüne işaret etti.
Resmi kayıtlara göre 2020'de 120 bin esnafın iflas başvurusunda bulunduğunu, çok daha fazlasının ödeme gücü olmadığı için hukuki süreci başlatamasa da dükkanını kapattığını aktaran FT, Günçavdı'nın “Esnaf genelde işlerini döndürmek için banka kredilerini kullanıyor ancak şu an ya kredi alamıyorlar ya da çok yüksek faizle alabiliyorlar” görüşünü aktardı.
FITCH: RİSKLER ARTIYOR
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings'in kıdemli direktörlerinden Lindsey Liddell, Türk bankalarındaki sorunlu krediler içinde en büyük payın küçük işletmelere ait olduğunu, Hazine desteğinin artan temerrütlerin finansal sisteme etkisini azalttığını ancak son dönemde söz konusu kesimin kredilerindeki devasa artış nedeniyle risklerin artamaya devam edeceğini dile getirdi.
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) küçük ve orta büyüklükte işletmeler masasından Paolo Monaco, Türkiye'deki söz konusu küçük işletmelerinin nakit tamponlarının olmadığını ve bu nedenle de şoklara karşı en az dirençli kesim olduklarını vurguladı