Bursa İnegöl'de kurulan ve Türkiye'nin en büyük Mobilya AVM'si Mobiliyum'un Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Özbek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a videolu bir mektup gönderdi.
Haluk Özbek, mektubunda Erdoğan'a şöyle seslendi: "Yüzde 52'lik oy oranıyla kazandığınız cumhurbaşkanlığı seçiminde sizlere oy verdim, oy topladım. Verdiğim oylar sizlere ve demokrasimiz adına helali hoş olsun. Sizlere oy veren ve karşılığını bekleyen birisi olarak anlatıyorum bunları. Aslında çok güzellikler de yaşattınız bizlere fakat biz vatandaşız daha fazlasını bekliyoruz. Buna da hakkımızın olduğuna gönülden inanıyorum. Efendim; tüm toplum olarak biraz moralimiz bozuk ve sizin desteğinize acil ihtiyacımız var."
"İSTEYEN İSTEDİĞİ PARTİYE OY VEREMEZ Mİ?"
İşadamı Haluk Özbek mektubunda yaşanan siyasi gerilimle ilgili Erdoğan'a sitemde bulunduğu mektubunda şunları ifade etti: "Çok değil 3 -4 yıl önce toplumda herkes istediği partiye oy verir, bunu da toplumda rahatlıkla konuşurdu. İstediği partiyi, başbakanı, cumhurbaşkanını överdi ya da eleştirirdi. Kimin kimi desteklediğinin bir anlamı yoktu. Taraftarlık kavgası çıkmazdı. Ama şu anda ben hangi partiye oy verdiğimi söyleyemiyorum. En yakın arkadaşım basıyor eleştiriyi. Basıyor tehdidi. Tek partili sistemde olmadığımızı anlatsam da şöyle diyor bana: 'Aman kimse duymasın, sana düşmanlık yaparlar.' Siyasi tercihimiz başımıza iş açar ya da aynı partidensek önümüzü açar oldu. İşte bu bizi çok ürkütüyor Sayın Cumhurbaşkanım. Burada büyük bir hata, büyük bir yanlış yöne gidiş yok mu? Parlamenter sistemde isteyen istediği partiye oy veremez mi? Siyasilerin kendilerine oy istemek yerine, başka partilere oy verilmemesini açık açık ve ısrarla istemeleri çirkin değil mi?
SİZDEN ÜRKER OLDUK
Sayın Cumhurbaşkanım. Eskiden yüzünüz gülerdi ve siz gülünce, siz konuşunca sizleri dinleyince içimiz enerjiyle dolar, motive olur büyük ümitlere kapılırdık. Bu enerjiyle de ülkemiz çok da güzel günler yaşadı. Şimdi hep öfkeli hep kızgınsınız. Gülmüyorsunuz artık. Her konuşmanızda acayip olumsuzluklar var, acayip eleştiri var, negatiflik var. Hep bir şeyler konusunda savunma yapıyorsunuz. Sürekli eski başarılardan bahsediyorsunuz. Büyük başarıların en büyük düşmanı, bir önceki başarıdır derler. Doğru galiba efendim.
Ben dâhil halkımızın ekseriyeti, sizlere oy verenler, hatta parti yönetiminde etkin olanlar sizlerden çekinir olduk. Sizinle konuşamaz olduk. Hatta en yakın arkadaşlarınız, ekibiniz bile sizinle konuşmaya çekinir oldu. Sizden ürker olduk. Siz sertleştikçe ülkemiz ve kurduğunuz AK Parti kaybediyor.
Sayın Cumhurbaşkanım lütfen bizlere eskisi gibi davranın. Bize fırça atmayın. Sizler bu ülkeye çok büyük hizmetler ettiniz, çok çalıştınız çok yoruldunuz. Bunu biliyoruz. Allah sizlerden ve ekibinizden razı olsun. Ama böyle öfkeli olursanız siz de hayattan zevk alamazsınız. Sizinle beraber aileniz, sevenleriniz ve halkınız da keyif almaz olur hiçbir şeyden.
Sayın cumhurbaşkanım motive edin bizi lütfen. Ben 41 yaşındayım. Mühendisim ve Bursa İnegöl'de mobilya sanayicisiyim. 16 yıl önce sıfırdan iş hayatına atılıp şirketimi 300 çalışanı olan büyüklüğe getirdim. Milyonlarca dolar döviz getirdim ülkeme hamdolsun. 7 yaşından bu yana da çalışıyorum. Benim de motivasyona ihtiyacım var.
Bu kavga dilinden, kavga ortamından, kutuplaşmalardan bıktım ve çok endişeliyim. Yıllardır yoğun çabalarla kendime ve çalışanlarıma kazandırdıklarımı şimdi de kaybetmekten korkuyorum. İşime bakmak, üretmek, satmak, istihdam yaratmak istiyorum. Ben motive edilmek istiyorum.
ÜLKE İNSANINI MOTİVE EDİN
Sayın Cumhurbaşkanım. Bizleri motive edin lütfen, bizlere biraz başka şeylerden bahsedin lütfen. Bizlere kitap okumayı bol bol okumayı tavsiye edin mesela, yabancı dil öğrenimini tavsiye edin, hatta yabancı dil meselesini daha ilkokulda halletmeliyiz deyin. Bilim, kültür, sanat olmadan kalkınma olmaz, kaliteli yaşam olmaz deyin. Herkese evinin önünden başlayarak ağaç dikmeliyiz deyin. Herkes çevreyi korumalı, sağa sola çöp atmamalı deyin. Eskiden dediğiniz gibi sigara sağlığa zararlıdır, aman sigaraya başlamayın deyin.
İmkanı olanlar öğrencilere burs vermeli, bir mülteciye evini açmalı, bir fakire sahip çıkmalı deyin bize. Kendiniz kadar başkalarını da düşünün deyin. Meslek liselerini Almanya standartlarına getirelim deyin bize. Özgürlük ve girişimde Amerika'yı örnek almalıyızı tavsiye edin bize.
HERKESİN AVRUPA'YI DÜNYAYI GÖRMESİNİ SAĞLAYIN
Her üniversite öğrencisi, hatta ilkokul, lise öğrencileri her yıl mutlaka Avrupa'yı gezmeli görmeli deyin. Bilgisayar yazılım dersleri daha ilkokulda başlamalı deyin, eğitimli, kültürlü, çalışkan, sanata değer veren, araştıran vatandaş olmamızı tavsiye edin bize. Kazancımızı israf etmemeyi öğretin bize. Her insanımız tüm dünya için, insanlık için örnek olmalıdır deyin bize.
Bizlere, gençlere, sanayicilere, çiftçilere tasarımın öneminden bahsedin. Ürettiğimiz, kullandığımız, sattığımız ne varsa tasarım değeri katalım deyin. Tasarım varsa iyi kar edilir ve markalar çıkarabiliriz deyin.
Her köyde bir ziraat mühendisi, bir veteriner hekim olmalı deyin. Öğretmenlerimizi anne ve babamızdan fazla sevmeyi öğretin bize. Öğretmenlerimizin maaşları; doktor, mühendis ve yargıçlardan fazla olmalı deyin. Öğretmenlerimize her yıl bir hafta yurtdışı tatili bizden deyin. Herkesi ayağınıza çağırın ama öğretmenlerimize, üniversitelerimize, hocalarımıza siz gidin.
Tüm dünyaya hitaben; 'Bizim insanımız kendisi için çalıştığı kadar, tüm dünyanın huzur ve refahı içinde çalışmaktadır' deyin. Parası olanlara; üretime, istihdama, argeye, markalaşmaya yatırım yapmalarını tavsiye edin. Tüm ülke olarak her şeyin en kalitelisini, en iyisini üretmeliyiz, yaptığımız her işi düzgün ve dürüstçe yapmalıyız deyin.
Gençlere, öğrencilere, üniversitelere; şirketlere mucit olmayı, araştırmacı olmayı tavsiye edin. Bizlere düşünen, araştıran, sorgulayan olmamızı, çok ama çok çalışmamız gerektiğini de söyleyin ve ısrar edin. Sağlık için spor yapmak iyidir deyin, sizde yapın bize de tavsiye edin.
HUKUK SİSTEMİNE GÜVENMEMİZİ SAĞLAYIN
'Sevgili vatandaşlarım sakın ha aranızda kavga etmeyin, eşlerinize, çocuklarınıza, komşularınıza, anne babalarınıza, akrabalarınıza, hatta hayvanlara ve bitkilere bile iyi davranın' deyin bizlere. Hukuk sistemine güvenmemizi de sağlayın. Hukuk herşeyi halleder deyin. Çalışmanın, gayret etmenin dürüst olmanın önemini anlatın bize. Alın teriyle kazanılmış 1 liranın, yorulmadan elde edilmiş 5 liradan değerli olduğunu, yorulmanın mükemmel bir duygu olduğunu anlatın bize.
Fatih Sultan Mehmet kadar, Yavuz Sultan Selim kadar Atatürk'ün de büyük bir lider olduğunu, Necip Fazıl kadar Nazım Hikmet'i de sevdiğinizi, Mevlana öğretileri ile beraber Konfiçyus öğretilerine de bakmamız gerektiğini, Orhan Gencebay kadar Fazıl Sayın'ın da büyük sanatçı olduğunu, İbni Sina kadar Leonardo Da Vinci de değerlidir deyin bize. Bediüzzaman Said Nursi ile beraber Yaşar Kemal de okumamızı tavsiye edin bize. İbni Haldun'dan, Farabi'den bahsederken Aristo dan da bahsedin bize.
Bu, benim üniversitede Diyanet Vakfı Yurdu'nda kalıp; Koç Grubu'nun sağladığı bursla tam 4 yıl mühendislik eğitimi almamla aynı şey olurdu. Bu kombinasyon inanın benim çok işime yaradı.
KEŞKE KOMŞU ÜLKELERLE BARIŞSAK
Daha sık konserlere, maçlara, sinemaya gidin bence. Müziğin olağanüstü gizemine bırakın kendinizi. Efendim, bizlere özür dilemeyi öğretin, tavsiye edin. Siz de özür dileyin ara sıra. Ortak aklın önemini, şeffaflığın önemini anlatın bize. Hülasa daha çok güzel şeyler, daha çok faydalı şeyler tavsiye edin bize.
Keşke komşu ülkelerle barışsak, küstürdüğümüz insanlarla barışsak, bu ülkeye hizmet vermiş; şirketlere, iş adamlarına, medya sahiplerine, gazetecilere daha iyi davransak, hukuk dışında konuşmasak, usulsüz görevden almalara dur desek. Artıları eksilerinden fazla kim varsa onları yok etmesek, imha etmeye çalışmasak. Yine eksikleri olan siyasi parti, vatandaş, cemaat, vakıf, camia, şirket, gazeteci kim varsa, eksiklerini düzeltmelerine yardım etsek, farklı görüşlere saygı duysak... Ülkemiz için, insanlık hatırı için daha iyi olmaz mı? Devletimize daha şefkatli, daha affedici, daha özgürlükçü olmak yakışmaz mı?
İTİBARI BOZUK, SABIKALI İNSANLAR SİZİNLE AYNI KAREDE OLMASALAR KEŞKE
İtibarı bozuk, sabıkalı insanlar sizinle aynı karede olmasalar keşke. Keşke sizi savunmak onlara kalmasa… Sizi savunanların bir kısmı keşke bu kadar yalan söylemese ve sizlere bu kadar yalaka davranmasa. Eğer fırçalayacaksanız sizi aşırı öven, her şeyinizi koşulsuz kabul eden, doğruya da yanlışa da alkış tutan gazetecileri fırçalasanız keşke. İşini düzgün yapmayan belediye başkanlarını fırçalasanız keşke… Arkanıza sığınıp bir sürü haksız kazanç içinde olanları fırçalasanız keşke. Size oy verenlerin ve seçim zamanı dışında hiç kimsenin sizi abartılı savunmasına izin vermeseniz keşke.
Keşke sizi ölümüne savunan bu kadar TV kanalı ve gazete olmasa. Savunmayı eskiden olduğu gibi yalnızca halkınıza bıraksanız keşke… Hülasa daha çok güzel şeyler, daha çok faydalı şeyler tavsiye edin bize. Bu ülke sizi referans alıyor efendim. Emin olunuz toplum büyük oranda sizin haleti ruhiyenize göre davranıyor. Dediğim gibi Sayın Cumhurbaşkanım moralimiz bozuk ve motive edilmeye ihtiyacımız var.
Toplumun, cumhurun başı olarak, başkomutan olarak hepimizi kucaklamak, birlik beraberlik içinde yaşatmak, her türlü ayrışmayı ve kavgayı bitirmek ancak ve ancak sizin sorumluluğunuzda ve kudretinizde... 80 milyon nüfus bunu bekliyor, yüzde yüz eminim. Böyle olunca memleketimizde oluk oluk kan yerine oluk oluk sevgi akmaz mı, buram buram kardeşlik, çatır çatır ilerleme, büyük büyük mutluluklar yaşanmaz mı? 3 -4 yıl öncesine kadar bize yaşattığınız o güzel günlerdeki gibi bu ülke uçmaz mı?
Size verdiğim oyumun karşılığını vereceğinize emin olmak istiyorum. İyi bir ülkede ve huzur içinde, geleceğimden emin olarak yaşamak istiyorum. Bu benim hakkım değil mi? Selam eder saygılar sunarım." CİHAN