DW Türkçe'de yer alan habere göre Alman hükümetinden yapılan açıklamada İmamoğlu'nun gözaltına alınması kınandı. Alman Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sebastian Fischer, gözaltını "Türkiye'deki demokrasiye ağır bir darbe" diye nitelendirdi. Son dönemde İmamoğlu üzerinde artan yargı baskısına işaret eden Fischer, "Alman hükümeti için işleyen bir demokrasinin temel koşulu, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerine duyulan saygıdır" dedi.
Berlin'deki Türk Büyükelçi'nin Dışişleri'ne çağrılması gibi somut adımların henüz gündemde olmadığını belirten Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, hem Berlin hem de Ankara'daki Türk hükümet temsilcileriyle sürekli temas halinde olduklarını, gelişmelerin bu temaslarda "münasip bir şekilde" ele alınacağına emin olduğunu kaydetti.
Fischer, "Önemli olan, Türkiye'deki seçmenin iradesine saygı duyulmasıdır. Bu tüm demokrasiler için geçerlidir. Gözaltı, Türkiye'deki demokrasi ve hukukun üstünlüğü temel ilkelerine riayet edilmesi konusunda son derece endişe verici bir gelişme" değerlendirmesinde bulunarak Türkiye'nin AB üyeliğine aday ülke ve Avrupa Konseyi üyesi olarak bu temel ilkelere uymakla yükümlü olduğunu hatırlattı.
İktidardaki Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) Eş Genel Başkanı Lars Klingbeil da İmamoğlu'nun gözaltına alınmasını "Türkiye'deki demokrasiye ağır saldırı" sözleriyle sert bir şekilde eleştirdi. SPD'nin, 23 Şubat'taki seçimleri kazanan Hristiyan Birlik partileriyle koalisyon görüşmeleri sonrasında yeniden iktidarda yer almasına kesin gözüyle bakılıyor.
Klingbeil, İmamoğlu'nun diplomasının daha dün iptal edildiğine işaret ederek, yaşanan gelişmelerin İmamoğlu'nu siyasi yarıştan bertaraf etme girişimi olduğunun apaçık göründüğünü kaydetti. SPD Eş Genel Başkanı, "Türk hükümeti böylece artık adil seçimler ve bağımsız bir hukuk devleti istemediğini göstermiş oluyor. Atılan adımlar orantısızdır, güven ve inandırıcılığı yok etmektedir. Bunun tüm ülke açısından dramatik sonuçları olacaktır" ifadelerini kullandı.
Kendisi ve CHP'nin kardeş partisi olarak SPD'nin tamamının, İmamoğlu ve bugün gözaltına alınan diğer kişilerle dayanışma içinde olduğunu belirten Klingbeil, gözaltına alınanların derhal serbest bırakılması çağrısı yaparak "Türkiye'nin geleceğini siyasî keyfiyet belirleyememelidir" dedi.
CDU'lu Hardt: Muhalefete karşı savaşta tırmanma
23 Şubat'taki seçimleri kazanan Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin dış politika sözcüsü Jürgen Hardt da son gelişmeleri, "Erdoğan'ın muhalefete karşı savaşında bir tırmanma" olarak nitelendirerek Türk yargısının artık arkasında büyük kamuoyu desteği bulunan önde gelen temsilcilere karşı da harekete geçirildiğini kaydetti.
Spiegel dergisine konuşan Hardt, Almanya ve AB'nin yakın ortağı olarak çoğulcu ve demokratik bir Türkiye arzu ettiğini belirterek "Ancak güncel gelişmeler maalesef bunun tersi yönde" dedi.
Özdemir: Erdoğan adil olmayan seçimlerden bile korkuyor
Yeşiller partili Tarım Bakanı Cem Özdemir de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özgürlük ve çoğulcu toplumu savunan İmamoğlu gibi güçlü rakiplerden korktuğunu belirterek "Erdoğan seçimlerden korkuyor, adil olmayan seçimlerden bile korkuyor. Erdoğan için tehlikeli olabilecek herkes hapse giriyor" şeklinde konuştu.
CDU'nun Türkiye kökenli savunma politikaları sözcüsü Serap Güler de İmamoğlu'nun gözaltına alınmasını eleştirerek "Türkiye yönetiminin aldığı önlemler, ciddi rakipleri devre dışı bırakmaya yönelik bir darbe gibi etki yaratıyor" dedi. Güler, Türkiye'de tüm kesimleri hukuk devletine geri dönüşü sağlamaya çağırdı.
Lucks: Adil seçim ve adil rekabete saldırı
Alman Federal Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu üyesi ve Alman-Türk Parlamenterler Grubu Başkanı Max Lucks da İmamoğlu'nun gözaltına alınmasını Cumhurbaşkanlığı seçimleri ışığında adil seçim ve adil rekabete yönelik bir saldırı diye nitelendirdi.
Türkiye'de yargı sistemindeki siyasallaşmaya işaret eden Yeşiller partili milletvekili, "Demokratik bir şekilde seçilmiş belediye başkanı ve yerel yöneticilerin evlerini çeviren polis görüntülerinin Türkiye'de herkesin gözünü korkutması hedeflenmektedir. Bunlar sıklıkla Kürt illerinde gördüğümüz görüntüler. Devlet gücünün kendi seçim sonuçları için riyakârca kullanılması asıl suistimaldir" dedi.
Gözaltının, CHP'de cumhurbaşkanlığı adaylığı için yapılacak ön seçimlerin hemen öncesine denk geldiğine dikkat çeken Lucks, yaşananların Erdoğan'ın en sıkı rakibini alt etme girişimi gibi göründüğünü belirtti. Lucks, "Bu, Alman-Türk ilişkilerini büyük yük altına sokacaktır. Türkiye'de demokrasiye yönelik her saldırı, aynı zamanda Alman-Türk ilişkilerine yapılmış bir saldırıdır" dedi.
Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) Federal Meclis milletvekili ve Alman-Türk Parlamenterler Grubu Başkan Vekili Macit Karaahmetoğlu da İmamoğlu'nun diplomasının iptalinin ardından gelen gözaltı haberinin kendisinde derin endişe yarattığını belirterek "Bu noktada, partisinin İmamoğlu'nu 2028'deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday göstermesinin engellenmek istendiği izlenimi doğuyor. Bu son derece düşündürücü bir gelişme ve Türkiye'nin siyasî kültürü açısından endişe verici bir andır" ifadelerini kullandı.
İstanbul'un kardeş kenti Köln'ün Belediye Başkanı Henriette Reker de sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda İmamoğlu'ya destek ve dayanışma mesajı verdi.
Reker, İmamoğlu'nun gözaltına alınması, Erdoğan'ın en sıkı rakibini otokratik yöntemlerle devre dışı bırakma girişimi gibi görünüyor. Köln, kardeş şehrin özgür seçimlerle iş başına gelen başkanıyla dayanışma içindedir" dedi.