CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayı Ekrem İmamoğlu Şişli’de muhtarlarla bir araya geldi. 

23 Haziran’da yenilenecek İstanbul seçimi için çalışmalarını yürüten İmamoğlu, “Muhtarlarını can kulağıyla dinlemeden, onlara gönül gözüyle bakmadan bir ilçeyi, ya da bir kenti asla yönetemezsiniz” dedi. 

Muhtarların sorunlarla çözüm mercileri arasında çok önemli bir köprü görevi gördüğünü belirten İmamoğlu, “Bürokratik, teknik ve sosyal alanda yeni gelişmeleri, yeni teknolojileri hayatınıza katarak, mahalle muhtarlarının karşılaştığı sorunların çözümünde İBB olarak sizlerin bizzat yanında olacağız” dedi. 

Muhtarların belediyenin mahalledeki temsilcisi olarak gördüğünü belirten İmamoğlu, “Benim de siyasi partim olmayacak 24 Haziran’dan itibaren. Zaten sizin yok. Dolayısıyla sizler benim temsilcim olacaksınız” dedi. 

Ekrem İmamoğlu, size büyükşehir belediyesinden siyasi ilçe başkanlarıyla talimat yollamayacağım. Muhtarlarla bir arada o şehri yöneteceğim” dedi.

İstanbul'da 50 kırsal mahallenin analiz edildiğini belirten Ekrem İmamoğlu şunları söyledi:

Bu kentlerle tarımsal işbirliği kuracağız. Köy pazarları ile üreticiden tüketiciye doğrudan satış imkanları sağlayacağız. Bu mahallelerimizde sanki değersizmiş gibi gözüken arıcılık, süt üretimi gibi faaliyetlerde bulunacağız. Bu mahallelerimizde, bu köylerimizde turizmin gelişmesini de sağlayacağız. Halk-Süt'ü kuracağız. Bu mahallelerde üretilen sütü bizzat biz satacağız. Yoksul ve ihtiyaç sahibi kesimlere, özellikle ilkokul çağındaki öğrencilere süt dağıtımı yapacağız. Kuracağımız mahalle mutfakları olacak. Vatandaşın ucuz ve sağlıklı gıdaya erişiminde önemli rol üstlenecek. Mahalle mutfakları bölge esnafıyla uyumlu olacak. Açıldıkları mahallelerde günlük yemek masrafını çözümleyecek ve ev kadınlara yönelik istihdam imkanı yaratmış olacağız. Hedefimiz ve niyetimiz çok açık net: İstanbul’un çocuklarının kadınlarının, gençlerinin, yaşlıların, engellilerin içinde mutlu ve huzurlu yaşayabilecekleri bir İstanbul’u inşa etmek.

Konuşmasında uyuşturucu bağımlılığı ile mücadeleye de değinen İmamoğlu, “Çocuklarımızı ve gençleri Uyuşturucu madde bağımlılığı ile mücadele ederek kurtarmak zorundayız. Bunun için girişimlerimizi göreve geldiğimizde hemen başlatmıştık. İstanbul’a 4 adet rehabilitasyon merkezi kuracağız. Bunun bir örneğini Beylikdüzü’nde yaparak nasıl başarılı olduğunu gören bir belediye başkanıyım” dedi. 

İmamoğlu, çocuklara yönelik suçların önüne geçmek için “çocuk ihmal ve istismarı ile mücadele birimi” kurulacağını da sözlerine ekledi. Bununla ilgili olarak, “İl Eylem Planı” hazırlayacaklarını da belirten İmamoğlu, “Sizler, gençleri bu sorunlardan korumak ve kollamak için bizim olmazsa olmaz en baş aktörlerimiz olacaksınız” dedi. 

Mülteci sorunundan en çok etkilenen şehirlerin başında İstanbul’un geldiğini belirten İmamoğlu şunları söyledi:

Bu konu çok yanlış yönetildi. Mülteciler bu kadar memleketin içine dağıtılmaz. Bir şehrin, bir ülkenin popülasyonuyla, nüfusuyla bu kadar derin oynanmaz. Bugün İstanbul’da 1 milyon civarında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan mülteci yaşıyor. Kayıtlı sadece 547 bin Suriyeli göçmen var. Yani il nüfusumuzun 100 kişiden 4'üne yaklaşan bir oran. Kentin bir bütün olarak bu sorundan etkilenmesi bir yana mahalle ölçeğinde sizlerin yaşadığı sorunları da biz biliyoruz. Özellikle Esenyurt'ta, Sultanbeyli’de, Esenler’de, Küçükçekmece'de, Bağcılar'da, Sultangazi'de göçmenlerin yaşadığı birçok ilçede çatışmalar yaşanmaya başlandığını biliyoruz bunun farkındayız. Mahallelerimizin yaşam biçimi, sokak biçimi değişiyor. O mahallelerde sürdürülemeyen politikalar bizi ne yazık ki bu noktaya getirdi. Savaştan, terörden kaçmış insanları yalnız ve çaresiz bırakılması elbette bizim istediğimiz bir şey olamaz. Ancak bunun İstanbulluların, Türkiye’nin doğusundan, batısından, kuzeyinden gelmiş ve burada yaşayan vatandaşlarımızın iş, huzur ve güvenliğine mal olmasını da kabul edemeyiz. Bu olmaz.  Maalesef ki İBB’nin bu konuyla ilgili bugüne kadar ne bir sözü, ne kalıcı bir politikası olmuştur. Hızlıca belediyemiz bünyesinde göçmenlik ve mülteciliğe ilişkin önemli bir birim kuracağız. Öncelikle İstanbul’da yaşayan göçmenlerin nerde, nasıl hangi koşullarda yaşadığına ilişkin ayrıntılı bir envanter çalışacağız. Sorunları net olarak tespit edeceğiz, sorunlardan kaçmayacağız. Konuyu kesinlikle ulusal ve uluslararası düzleme taşıyacağız. Belediye olarak bunun öncüsü olacağız. Efendim ‘bu bizim konumuz değil', bu güne kadar ki bu anlayışı sileceğiz. Her konunun muhatabıyız. 16 milyon insanı yönetiyoruz. Mutlaka ve mutlaka göçmenlerin kendi memleketlerine dönüşü sağlanmalı. Mutlaka. Bölgemize barış, huzur ve istikrarın gelmesi için de özellikle göçmen ve mültecilerin, tanımlı program çerçevesinde yaşamlarını kendi vatanları içinde sürdürmelerinin yolu çizilmelidir.

İstanbul depreminin şehrin en önemli sorunlarından biri olduğunu belirten İmamoğlu, “Ne yazık ki 20 yıldır yaşadığımız deprem gerçeği sonrasında uzun yıllardır endişelerimiz var.  Ama ne yaptık kafamız rahat mı ileri mi gittik. Geriye mi gidiyoruz. Ne yazık ki hala afet anında ne yapacağımızı bilmiyoruz. Bu çok önemli, trajik konudur. Acilen toplumu harekete geçirecek afet eylem planı hazırlayacağız. İstanbul hazır mobil’ uygulamasını hayata geçireceğiz” dedi. 

Ekrem İmamoğlu konuşmasının sonunda yeniden seçime de değinerek, “Bu süreci yaşamak istemedik. Ama bunun en yakın şahitlerinden biri sizlersiniz. Bu zarfı sayan sandık görevlileri var ya, onları en iyi siz biliyorsunuz. O zarftan çıkan muhtarlarımızın oyu pırıl pırıldı. Belediye meclis üyeleri de pırıl pırıldı. İlçe başkanlarında da sorun yok. Tek büyük sorun İBB başkanlığı idi. Niye biliyor musunuz? İşlerine gelmedi. Bir avuç insan öyle kibirli bakıyorlar ki, muhtarlık gibi belediye başkanlığının da milletin emaneti olduğunu unuttular. Şahsi mülkleri gibi bakıyorlar. Hukuk gaspı sonrası İstanbul'da bir hizmet kesintisi yaşandı” dedi. 

İmamoğlu sözlerini, “Sizlerin varlığıyla, sizlerin o ağabey, abla bakışıyla vatandaşın tüm sorunlarını anlatabildiği bir insan olarak sizlerin varlığıyla sizlere söz veriyorum ki 23 Haziran'dan sonra her şey çok güzel olacak” diyerek bitirdi.