İmamoğlu'na Hazine engeli

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da metro hatları için Hazine’ye yaptıkları yeni 301 milyon euroluk bono tahvil ihracı başvurusunun askıya alındığını açıkladı.

SHABER3.COM

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Halk TV'de Mustafa Sönmez'in sunduğu Parametre'nin konuğu oldu. Program sırasında sıcak bir haber aldığını açıklayan İmamoğlu İBB'nin metro yatırımlarını devam ettirebilmek için yeni yaptıkları eurobond ihracıyla ilgili Hazine'den onay alamadıkları bilgisini kamuoyu ile paylaştı.

İmamoğlu'nun gündeme ilişkin yaptığı önemli açıklamalar satır başları ile şöyle:

* Haberi çok üzülerek aldım. Bizim ilave borçlanmaya ihtiyacımız var 2021'de. Yine metrolar için ilave borçlanmaya ihtiyacımız var. Bu açığı kapatmak zorundayız. Biz kendi öz kaynaklarımızla iş yapıyoruz zaten. Bakın Eminönü-Alibeyköy tramvayını tümüyle biz bitirdik diyebilirim.  Aynı şekilde Aşiyan finükülerini kendi bütçemizle çözüyoruz. Ama metroları bitirmek zorundayız. 301 milyon euroluk daha bono tahvil ihracı ile ilgili hazineye başvuruda bulunmuştuk.

* Bono tahvil ihracı ile ilgili onay beklerken askıya alındığı haberini aldık. Çok üzülüyorum. Lütfen böyle yapmasınlar. Siyaseti gerçek işlere alet etmesinler. Metro yapmak gibi yoksulumuza ekmek dağıtmak gibi… Bunu siyasete alet etmesinler. Lütfen bu borçlanmamızla ilgili onayı Ankara'dan Hazine'den bekliyoruz. 16 milyon İstanbullu için AKP belediyeleri döneminde başlatılmış ama bitirilemeyen metrolar bitsin diye bunu istiyoruz. Umuyor ve istiyorum ki yeni atanan bakanların da özel ilgisi ile bu hatadan hızlıca dönerler.

Geçtiğimiz günlerde İBB önceki dönemde inşaatları durdurulan Kaynarca – Pendik – Tuzla, Çekmeköy – Sancaktepe – Sultanbeyli, Kirazlı – Halkalı ve Mahmutbey – Bahçeşehir – Esenyurt metro hatlarının finansmanı için uluslararası sermaye piyasalarına 5 yıl vadeli, 580 milyon ABD Doları tutarında ilk teminatsız Eurobond ihracını gerçekleştirmişti.

SUYUN SİYASETİ Mİ OLUR?

* Su meselesi benim biraz canımı sıkıyor. Aslında biraz da üzülüyorum. Gülüyorum biraz da. Niye? Ya her şeyde siyaset yapın da; bazı şeylerde yapılmaz siyaset. Şimdi bunlar suda yapıyor, ekmekte yapıyor. Ekmeğin siyaseti ne? Büfe koydurtmuyor. Suyun siyaseti ne? İşin suyunu çıkarıyorlar. Yani o kadar kötü ki dil ve anlatım biçimi.


* Biz devraldığımızda, bizim talebimizle suyu 4 liraya indirdik.  Ne zaman? İlk seçim yapıldığında; yani o 18 günlük ara dönem var ya, o dönemde yapıldı bu indirim. 3 ay sonra, 2 yıl olacak. 2 yıl önce, biz, İstanbullunun cebinden yüzde 35-40 daha fazla çıkan su parasını ucuzlattık bizim talebimizle.  Seçimdeki taahhüdümüzdü bu. Arada bir zam yaptık; doğru.

*  Aradaki zammımız, yüzde 12,6. Fakat daha önceki yıllarda, onlarca yıldır alınan bakım bedeli, yeni çıkan kanundan sonra, genelgeyle beraber iptal edildi. Biz artık İstanbullunun faturasına, ‘bakım bedeli' yazamıyoruz. Dolayısıyla yüzde 12,6 zam yapıldı, ama bakım bedeli silindiği için, aslında sıfıra sıfır oldu. Yani suya zam gelmemiş oldu.

* Herkes faturasından bunu görebilir. İBB'nin kurumu olan İSKİ’nin teklifi de yüzde 25. Ne için? Bakın; 2 yıl önce yüzde 44,6 ucuzlattığımız suya, neredeyse 2 yıl sonra ilk defa zam yapılmış olacak. Biz, bu zamla 2021 yılını geçireceğiz. ‘Yüzde 60, yüzde 80 zam yaptı İmamoğlu', ‘Zam istedi İmamoğlu' diye çığırtkanlıklar yapılıyor.

* Üzülüyorum.  2 yıl üzerine, yüzde 45’e yakın indirim yaptığımız suya, yaptığımız toplam zam, yüzde 6,8. Ve yetersizdir. Bunu ben demiyorum; bu yaptıkları politikayı, bu yaptıkları çirkin siyaseti kendi içlerindeki belediye başkanları bile, AK Partili belediye başkanları bile kınıyor. Bu kadar net.

HALK EKMEK BÜFESİ YANITI: KEŞKE MANTIKLI BİR CEVABINI BULABİLSEM

* Bir kere niye engelliyorlar, ben anlayabilmiş değilim. Keşke mantıklı bir cevabını bulabilsem.  Zira kendileri de bunun mantıklı bir cevabını veremiyorlar. En son geçenlerde duyduğum bir cevap vardı; ‘Biz engellemiyoruz' diye. Ya orada aylardır bekleyen bir talebimiz var. Zoraki 6-7 noktaya büfe koyduk biz; kavga, gürültü, kıyamet koptu.


* Büfe talebimiz niçin; söyleyeyim: Örneğin Şile’ye büfe koyduk. Niçin? Şile’de yoktu Halk Ekmek biliyor musunuz? Şimdi Şile'de Halk Ekmek büfesinin satışı, neredeyse 5000 ekmek. Bu, şu anlama geliyor aslında: 1 ekmeği iki kişinin yediğini düşünürseniz, 10.000 insan aslında yoksulluktan sıkıntı çekiyor.

* Sıkıntı çekiyor ve o ekmeği gidip alıyor. İnsanlar nasıl mutlu; sanki Şile'ye fabrika açtınız. Bu kadar mutlu. Orada da engellenme süreçleri yaşandı orada. Çatışma istemiyoruz. Bir vatandaştan kira kontratı yaparak koyduk büfeyi. Ne için? Çünkü bu tür alanlar için, geçmişte de olduğu gibi, tahsis yetkisi alıyorsunuz meclisten.

* Bir nevi diyorsunuz ki; ‘Şehrin muhtelif noktalarına, 700 adet Halk Ekmek büfesi koyacağız.' Sebebi ne? İstanbul’da, yoksullukla mücadele eden ve bizden yardım alan yardım alan vatandaşlarımız var. Ve bu vatandaşlarımızın haritasına baktığımızda, birçoğuna biz, ücretsiz ekmek veriyoruz.

* Birçoğuna biz, ekmeği veremiyoruz. Adamın da ekmeği alabilmesi için, bir kadının ekmeği alabilmesi için arabaya binecek, kilometrelerce gidecek Halk Ekmek'ten ekmeğini alacak. Erişemediğimiz için dedik ki; ‘Bizim böyle bir ihtiyacımız var ve şu kadar büfe koymamız lazım.'  Aylardır bu önerge, orada bekliyor.
<< Önceki Haber İmamoğlu'na Hazine engeli Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER