15 milyonu aşkın rekor oy ile Cumhurbaşkanı adayı ilan edilen İmamoğlu, "Ben Türkiye Cumhurbaşkanı'nın en büyük rakibiyim tutuklandım" başlığı ile kaleme aldığı yazısında 19 Mart sabahını "Manzara, Türkiye'nin en büyük şehri olan İstanbul'un seçilmiş belediye başkanının değil, bir teröristin yakalanmasını andırıyordu" diye anlattı.
"BENİ SANDIKTA YENEMEYECEĞİNİ ANLAYINCA"
Gözaltı kararının mezuniyetinden 31 yıl sonra üniversite diplomasının aniden iptal edilmesiyle doruğa ulaşan yasal tacizin ardından geldiğini aktaran İmamoğlu, "Beni sandıkta yenemeyeceğini anlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başka yollara başvurdu: en önemli siyasi rakibini yolsuzluk, rüşvet, suç şebekesi yönetmek ve PKK'ya yardım etmek suçlamalarıyla tutuklattı, her ne kadar suçlamalar inandırıcı kanıtlardan yoksun olsa da. Mali suçlamalar nedeniyle seçimle geldiğim görevimden uzaklaştırıldım" diye yazdı.
"ERDOĞAN'IN ELİNDE CUMHURİYET BİR KORKU İKLİMİNE DÖNÜŞTÜ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, medyayı susturarak, seçilmiş belediye başkanlarının yerine bürokratları getirerek, yasama organını devre dışı bırakarak, yargıyı kontrol ederek ve seçimleri manipüle ederek "demokratik denge ve denetleme mekanizmalarını yıllardır kemirdiğini" yazan İmamoğlu, protestoculara ve gazetecilere yönelik geniş çaplı tutuklamalar ile "Hiç kimse güvende değil" anlamına gelecek "tüyler ürpertici" bir mesaj gönderdiğini belirtti.
İmamoğlu, "Oylar geçersiz kılınabilir ve özgürlükler bir anda ellerinden alınabilir. Sayın Erdoğan'ın yönetiminde cumhuriyet bir korku cumhuriyetine dönüşmüştür" ifadelerini kullandı.
"GÖZALTINA ALINMAM YANİ BİR AŞAMAYA İŞARET EDİYOR"
İmamoğlu, gözaltına alınmasını, "Türkiye'nin otoriterliğe ve keyfi güç kullanımına kayışında yeni bir aşamaya işaret ediyor. Uzun bir demokratik geleneğe sahip bir ülke artık geri dönüşü olmayan bir noktaya doğru ciddi bir riskle karşı karşıyadır" diye değerlendirdi.