Diyanet İşleri Başkanlığı , daha önce iptaline yönelik talebin Anayasa Mahkemesi ( AYM ) tarafından “ laiklik” gerekçesi ile reddedildiği imamlara ilişkin siyaset yasağını kaldırmayı gündemine aldı. Edinilen bilgiye göre, 1965 tarihli kanun ile korunan yasak yeniden tanımlanacak. Yasağın delinmesi durumunda uygulanan ihraç yaptırımının da yönetmelikle düzenlenmesi, böylece kanunun AYM denetiminden çıkarılması gündeme gelebilecek.
Devlet Memurları Yasası, memurların siyasi partiye üye olmalarını, herhangi bir siyasi partinin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunmalarını, görevlerini siyasi düşünce ile yerine getirmelerini, siyasi ve ideolojik amaçlı beyanda ve eylemde bulunmalarını yasaklıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Yasa’ya göre, bu disiplin hükümleri her memur için olduğu gibi imamlar için de geçerli.
1965 tarihli Diyanet Teşkilat Yasası ise Devlet Memurları Yasası’nın “siyaset” alanındaki yaptırımlarına ek olarak daha katı bir düzenleme içeriyor. Yasanın “siyasetle ilgilenme” başlıklı 25. maddesi, “ Diyanet İşleri Başkanlığı kuruluşunun her derecesinde görev alan personel, Memurin Kanunu’nun hizmetliler için yasak ettiği siyasi faaliyetten başka, dini görevi içinde veya bu görevin dışında, her ne suretle olursa olsun, siyasi partilerden herhangi birini veya onların tutum ve davranışını övemez ve yeremez. Bu gibi hareketleri tahkikatla sabit olanların, ilgili ve yetkili mercilerce işine son verilir” hükmünü içeriyor. Yani imamların siyasetle ilgilenmesi bile meslekten atılmaları cezası ile karşılanıyor.
‘Ölçüsüz yaptırım’
Düzenleme daha önce AYM’nin de gündemine gelmişti. Eskişehir 2. İdare Mahkemesi 2017 yılının sonunda teşkilat yasasındaki bu düzenlemeyi anayasaya aykırı olduğu gerekçesi ile AYM’ye taşımıştı. Mahkeme iptal istemini; “övme ve yerme fiilinin” net bir şekilde ifade edilmediği, kapsamının belirsiz olduğu, işine son verme cezasının ise “ölçüsüz bir yaptırım olduğu” gerekçesine dayandırmıştı.
AYM ise mahkemenin bu talebini oybirliği ile reddetmişti. Yüksek Mahkeme, 1965 yılından bu yana uygulanan siyaset yasağının “Demokratik ve laik devlet sisteminin, İslam dininin inançlarıyla ilgili işleri yürütmek amacıyla faaliyette bulunan bir kurum tarafından yapılabilecek olası müdahalelere karşı korumanın anayasal zorunluluk olduğu” gerekçesine dayandırdı. Mahkeme, kuralın Diyanet personelinin ifade özgürlüğüne bir sınırlama getirdiğini kabul etse de, gerekçesinde “Anayasada, ifade özgürlüğünün Cumhuriyetin temel niteliklerinin korunması amacıyla sınırlandırılabileceği ifade edilmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı ’nın laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşüncelerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek görevleri yerine getireceği belirtilmiştir” ifadelerini kullanmıştı.
AYM’nin kararı ile imamların siyaset yapmalarına ilişkin yasak ve yasağı delme durumunda öngörülen “işine son verme” yaptırımı varlığını korumuştu. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı ’nın AYM’nin söz konusu kararından aylar sonra, bu yasağı tekrar gündemine aldığı öğrenildi.
Yasağa yeni tanımlama
Diyanet Hukuk Müşavirliği’nin 9-12 Ekim’de Ankara Kızılcahamam’da, hukuk müşavirleri, avukatlar, Diyanet İşleri uzmanları ve müşavirlik çalışanlarının katılımı ile bir ‘Hukuk Çalıştayı’ düzenlediği öğrenildi. Çalıştayda siyaset yasağının da aralarında bulunduğu teşkilat yasasındaki disiplin hükümlerinin gündeme geldiği belirtildi. Çalıştayda, kanundaki siyaset yasağı kavramının “yeniden tanımlanması” kararının alındığı ifade edildi.
Müstakil düzenleme
Yapılan yeniden tanımlamanın ışığında, 1965 tarihli Diyanet Teşkilat Yasası’nın değiştirilmesi, siyaset yasağı da dahil Diyanet personeline ilişkin disiplin hukukunun genel hükümlerden çıkarılarak “müstakil bir düzenleme” yapılmasının kararlaştırıldığı aktarıldı. Bu çalışma kapsamında, siyaset yasağının da aralarında olduğu disiplin düzenlemelerinin, yeni bir yasa teklifi ile eski yasadan çıkarılması ve bunların yönetmelikle düzenlenmesinin de planlar arasında olduğu ifade edildi.