SAMANYOLUHABER- Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump'ın eski milli güvenlik danışmanı Michael Flynn'in yargılandığı davada Ekim Alptekin de sanık.
Alptekin, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti adına Fethullah Gülen Hocaefendi’yi Türkiye’ye kaçırmak için plan yapmakla itham ediliyor. Savcı Alptekin hakkında 35 yıl hapis cezası talep etti.
Alptekin’e "komplo kurmak" ve "yabancı bir devlet adına kayıt dışı temsilci olarak hareket etmek" “FBI'a yalan beyanda bulunmak" suçlamaları da yöneltiliyor.
İddianamede; Michael Flynn, Bijan Rafiekian ve Ekim Alptekin'in birlikte bir danışmanlık şirketini yönettikleri, Fethullah Gülen'i itibarsızlaştırarak onun Türkiye'ye iadesini sağlamak istedikleri ve Türkiye'nin bu lobicilik faaliyetlerindeki rolünü gizledikleri belirtiliyor.
"SAVCI BENİM İÇİN 35 YIL CEZA İSTİYOR"
Eski Türkiye Amerikan İş Konseyi (TAİK) Başkanı Ekim Alptekin, Habertürk'ten Kübra Par’a verdiği mülakatta, “Ekim Bey, ABD’de hakkınızda bir iddianame var. Neyle suçlanıyorsunuz? Dava sürecini en baştan anlatır mısınız?” sorusuna cevap verdi.
Alptekin, “Bijan Kian ve ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına Fethullah Gülen’in iadesi için bir komplo kurmak ve kayıtsız biçimde lobi yapmaktan suçlanıyoruz. Amerika’da kayıt kanunları var; yabancı bir devlet için lobicilik faaliyetinde bulunacaksanız şeffaflık gereği bunları kaydettirmeniz gerekiyor. Amerikan kamuoyunun bilgilenme hakkı açısından böyle bir kayıt sorumluluğu var. Bu iki suç dışında benim bir de FBI’a dört kere yalan söylediğim iddia ediliyor. Savcı her yalan için de 5 yıl istiyor. Böylece Bijan için 15 yıl istenirken benimki 35 yıl oluyor.” ifadelerini kullandı.
ALPTEKİN: BIJAN KIAN İLE SÜREKLİ İLETİŞİM HALİNDEYDİK
Davada jürinin suçlu bulduğu Bijan Kian ile ilişkisini ise şöyle aktardı: “Bijan Kian ben tanıdığımda Exim Bankası’nda (Export-Import Bank) yönetim kurulu üyesiydi. Exim Bank’ın yönetim kurulu üyeleri ABD Başkanı tarafından atanıyor. Yanlış hatırlamıyorsam bir dönem Bush, bir dönem de Obama tarafından atandı. Daha sonra Exim Bankası’ndan emekli oldu ve benim havacılık şirketimde kısa bir süre boyunca başkan yardımcılığı yaptı. Bu vesileyle görüşüyorduk. Ailecek de görüşüyorduk; eşlerimiz tanışıyor, çocuklarını tanıyorum. Dava süreci başlayana kadar sürekli iletişim halinde olduğum bir ilişkim vardı.”
Ekim Alptekin (sağda), Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi (DEİK) bünyesindeki Türk Amerikan İş Konseyi (TAİK) Başkanı olarak görev yapmıştı. Alptekin, Amerika'ya gelen dönemin başbakanı Binali Yıldırım ile görüşmüştü.
"MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU BİZİ MOTİVE ETTİ"
Alptekin “kaçırma planı” için yapılan anlaşma çerçevesinde Türkiye’den kiminle görüştüğünü ise şunları söyledi: “TAİK başkanı olarak bizim bu tür ikili ilişkilerde muhatabımız Dışişleri Bakanlığı. Oradaki yetkililerle görüştük. Mevlüt (Çavuşoğlu) Bey’le de görüştük, o da bizi motive etti ve bu tarz angajmanları desteklediğini söyledi”.
Alptekin, "Siz ‘o dönemde Mevlüt Çavuşoğlu’yla görüştük, o da destekledi’ dediniz. Flynn’in şirketiyle anlaşmanızı devlet yetkilileri istedi mi, istemedi mi?” sorusu üzerine şunları dile getirdi: “Dediğim gibi asıl amacım devleti doğrudan Flynn grubuyla buluşturmak, onların böyle bir çalışmayı yapmasını sağlamaktı, ama olmadı.”
Savcılığını hazırladığı iddianamede AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak (solda), Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu (sağda) ve Ekim Alptekin'in Amerika'da bir otelde buluşup Fethullah Gülen Hocaefendi'yi kaçırma planı yaptıkları belirtildi. Toplantıda eski FBI ve CIA çalışanlarının da olduğu ortaya çıktı.
Konuyla ilgili yöneltilen diğer soru ve cevaplardan bazıları şöyle:
Flynn’e yazdığınız bir mailde, “Bugün Ankara’da bazı görüşmeler yaptım. Sözleşmemizin gizliliği, bütçesi ve kapsamının tartışılması konusunda bana yeşil ışık yakıldı” diyorsunuz.
Evet, doğru.
Bu ne anlama geliyor?
O dönemde Dışişleri Bakanlığı’nı ikna etmeye çalışıyordum. Bu yönde, “Ben böyle bir görüşme yapacağım, sizin için uygun mu?” diye gidip oradan onay alıyorsunuz. “Uygun, siz bunu belli bir yere kadar taşıyın. Böyle bir şeye prensipte sıcak bakıyoruz” dediler. Orada “yeşil ışık”tan kasıt prensipte sıcak bakılmasıydı. Ama nihayetinde Türk hükümeti bu şirketle anlaşmadı.
Neden anlaşmadı?
Zaman yoktu. Flynn grubu Trump kampanyasında da aktif rol aldığı için Ağustos’ta başlamak istiyordu. Çünkü Ağustos, Eylül, Ekim derken Amerikan seçimi olacaktı. Daha kısa bir çalışma yapmanın da bir anlamı yoktu. Flynn tarafı, “En az 3 ay çalışmamız lazım ki yaptığımız işin bir değeri olsun” dedi. Ben de hemfikirdim ve o günlerde, yani darbeden 1 ay sonra devleti dahil etmeyi organize edemedik.
Tekrar soruyorum; Flynn’e ödediğiniz 530 bin doların herhangi bir bölümünü yahut tamamını Türkiye Hükümeti’nden aldınız mı?
Hayır.
Tamamen kendi cebinizden mi ödediniz?
Evet, zaten şahsi hesabımdan ödedim.
Nasıl finanse ettiniz?
Buradaki kendi işlerimden finanse ettim.
“530 bin dolar benim için önemsiz bir rakam, devletime feda olsun” mu dediniz?
Açıkçası önemsiz bir rakam değil ama o günkü iş büyüklüğümde eritebildiğim bir rakamdı.