Pennslyvania Üniversitesi’nde gerçekleştirilen bir araştırma için 143 kişiden İnstagram, Facebook ve Snapchat’i kullanım süreleri hakkında bilgi toplandı.
Oluşturulan iki gruptan bir tanesindeki katılımcıların sosyal medya kullanımlarına bir sınır getirilmedi, tipik birer sosyal medya kullanıcıları olmaya devam ettiler. Diğer gruptaki katılımcılara Snapchat, İnstagram ve Facebook için 3 hafta boyunca günde 10’ar dakika sosyal medya kullanım süresi verildi.
Araştırmanın sonunda her iki gruba "yeni gelişmeleri kaçırma korkusu, anksiyete, depresyon ve yalnızlık" gibi bazı duygu durum ölçekleri uygulandı.
Duygu durum ölçeklerinin sonuçlarına göre sosyal medyada daha fazla zaman geçiren bireylerde depresyon ve yalnızlık düzeylerinde artış gözlenirken, psikolojik anlamda da “iyi oluş” düzeylerinde düşüş gözlendi.
Sosyal medya sosyal karşılaştırmaların en fazla yapıldığı mecra olduğunu gösteriyor, özellikle de İnstagram uygulamasında. Bu sosyal karşılaştırmayı yaparken de diğer insanların yaşamlarının kendi yaşamlarından daha havalı ve güzel olduğunu düşünüyorlar.
Öte yandan bu ilginç sonuçları olan araştırmanın çıktıları bazı kısıtlılıklar göz önünde bulundurularak değerlendirilmeli. Öncelikle sonucun başka araştırmalarda tekrarlanması gerekmektedir. Sosyal medyada insanların tanışmalarını sağlayan uygulamalar da bulunmaktadır. Diğer uygulamalarla da yapılacak çalışmalarla birlikte daha sağlıklı sonuçlara ulaşılacaktır.
Kuşkusuz bu tekrarın en büyük deneyimi sosyalist bir toplumda görülebilir. Çünkü bugünden baktığımızda kapitalizm bireyleri tüketim kültürüne ve bireyselliğe itmektedir ve bazı sosyal medya uygulamaları da bireylerin bu durumlarını sürdürmesi için tasarlanmıştır. Sosyalist bir toplumda tüm altyapı ve üstyapı kurumları değişeceği gibi bu toplumdaki bireylerin sosyal medyayla ilişkileri de farklı olacaktır.
Öte yandan araştırma sonuçlarını etkileyecek başka veriler de olabilir. Örneğin sosyal ilişki ağı daha geniş olanların sosyal medya kullanımının zaten hali hazırda daha düşük olması gibi. Yani araştırma için bugün hemen her kapitalist toplumun temel bir özelliği haline gelen sosyal ilişkileri kısıtlı olan bireylerin seçilmesi araştırma sonucunda bir yanlışlık oluşturabilir.