Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zeki Arslantürk, 1987 yılında üniversitede ilk defa başörtüsü yüzünden ceza alan akademisyen olarak biliniyor. Hizmet Hareketi'ne yönelik eleştirileriyle de tanınan bir isim. Arslantürk'le son yıllarda yaşanan gelişmeleri, Cemaat ve AK Parti ilişkisini konuştuk.

Zeki Arslantürk, Cemaat'in, 28 Şubat sonrası gerçekleştirilen ‘devrimde' AK Parti'yi meşrulaştırdığını anlatıyor. Son dönemde yaşanan tüm gerginliği Oslo görüşmelerine bağlıyor. Oslo'da Cemaat'in okul ve dershanelerinin Güneydoğu'dan çıkarılma kararı alındığını söylüyor. “Tabii söylenenler belgeli veya belgesiz. Rivayetler uçuşuyor. Güneydoğu'ya sen, ben gidemiyorduk. Kim gidiyordu? Cemaat gidiyordu. Cemaat dışında kimse gidemiyordu. Cemaat'in dershaneleri, okulları kapanırsa Güneydoğu'dan o da çekilecek mi? Çekilecek. Söz verildi mi? Verildi.” diyor. 17-25 Aralık operasyonlarının başlamasıyla sürecin kızıştığını kaydediyor.

Prof. Dr. Arslantürk, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özelliklerini ise şöyle sıralıyor: “Psikolojik olarak değerlendirildiği vakit Tayyip Bey'in üç özelliği var; hırs küpüdür, kin tutar, aynı zamanda güzel konuşur, ikna kabiliyeti vardır. Tarihte de büyük liderlerde bu üç özellik vardı. Eğer liderler, bu özelliklerini ülkesinin çıkarları için kullanırsa milletini başarıdan başarıya götürür. Şahsî menfaatleri için kullanırsa batırır. Mustafa Kemal Atatürk'ten büyük hırs, kin ve ikna kabiliyeti olan kişi azdır. Ama Mustafa Kemal, bu özelliğini milleti için kullandı.”

Zeki Aslantürk, bugün yaşanan süreçle 28 Şubat'taki zulmü de ilginç ifadelerle karşılaştırdı. Şu tespitlerde bulundu: “28 Şubat'ı yapanlar için en azından ‘şunlar şunlardı' diyoruz. Ama bugün sen de Müslüman'sın, ben de! Müslümanlığın temel özelliklerini kaybetmeye başladık. ‘Diyelim ki falanca çaldı, hırsız. Eeeee herkes çalıyor.' diyorlar. Kardeşim, Müslüman çalamaz! Herkes çalar ama Müslüman çalamaz. Hırsızlık meselesi olduğu vakit hemen meşrulaştırma yapılıyor. ‘Darulharpte her şey serbesttir' deniyor. Müslüman'ın temel özelliklerini kaybetmiş durumdayız. Kin, nefret gözümüzü bürümüş. İnancımızda sıkıntı var. İnancımız öyle hale geldi ki, IŞİD doğuruyor. İbadetimizde sıkıntı var. Birilerinin alnı secdeden kalkmıyor. Ama yine IŞİD doğuruyor. En önemli şey ahlakı kaybettik. Maalesef Müslüman'ın ahlakı yok! Herkes birilerine bağlı olup, aklını satıp, satılmış akılla yönetiliyoruz.”

Yarın aynı şeyler diğer cemaatlere de mi yapılacak?

Prof. Dr. Zeki Arslantürk, son süreçte yapılan zulümleri ‘iz'ansızlık' olarak değerlendiriyor. Manisa'da burs verdikleri için kadınların kelepçelenmesine, din dersi öğretmeninin ‘terör örgütü' suçlamasıyla tutuklanmasına ise tepkili. Şu ifadeleri kullanıyor: “Bu bir iz'ansızlıktır. Suçluya ‘suçlu', haklıya ‘haklı' diyemiyoruz. Müslüman'ın hali bu! Tayyip Bey'in kindarlığını söndürmek kolay değil. Onun için dua edeceğiz ona. Gözleri açılsın. Doğruyu görsün. Öbür dünyada da hesap vereceğini görsün. Tek taraflı değil tamam ama böyle yürümez. Nasıl yürüyecek böyle! Şu an mesela kendini meşrulaştırmak için AKP başka dinî gruplarla çalışıyor. Yarın onlara da din, siyaset ve ekonomik gücü verdiği vakit aynı ‘paralele' onlar girmeyecek mi? Bu sefer de onları mı yok edeceğiz! Canavar gibi kendi kendimizi mi yok edeceğiz?”

“Birileri karar vermiş Cemaat'i bitirecek. Nasıl bitirecek? Hayat damarlarını kesmek suretiyle. Eğer Cemaat haklı ise indellahta yine yürür. Bu sefer yer altından yürür. Köstebek gibidir olay. Tarlayı müsait bulduğu vakit hemen patatesi yemek için tarlanın yüzüne çıkar. Bu her dönemde böyle oldu.”