İngiliz merkezli haftalık dergi The Economist, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’yi 22 yıldır yönettiğini ve bu süreçte ülkenin demokratik yapısını adım adım zayıflattığını yazdı. 2017’de anayasada yapılan değişiklikle yürütme yetkisini büyük ölçüde elinde toplayan Erdoğan’ın, yargı, güvenlik güçleri ve medyanın kontrolünü sağladığı belirtildi.
'REKABETÇİ OTORİTERLİK' SONA ERDİ
Analize göre, Türkiye şimdiye dek 'rekabetçi otoriter rejim' olarak tanımlanıyordu: Kusurlu ama çok partili bir demokrasi, muhalefetin seçim kazanabildiği bir yapı. Ancak 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, bu tanımın artık geçerli olmayabileceğine işaret ediyor.
The Economist'e göre, yapılan kamuoyu yoklamalarında Ekrem İmamoğlu, olası cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın önünde görünüyordu. 2023 yerel seçimlerinde CHP’nin AKP’yi geçmesi ve İmamoğlu’nun CHP liderliğine yükselmesi, iktidar değişimi için güçlü bir zemin hazırlamıştı. Ancak tutuklanması, iktidarın demokratik yollarla el değiştirmesine karşı çıkıldığını gösteriyor.
ERDOĞAN'IN ULUSLARARASI KOZLARI
The Economist, Erdoğan’ın bu hamleyi zamanlamasında uluslararası atmosferin etkili olduğuna dikkat çekti.
ABD’nin demokrasiye ilgisizliği, Avrupa’nın Ukrayna Savaşı ile meşgul oluşu ve Erdoğan’ın NATO içindeki askeri gücü nedeniyle Batı tarafından hoş tutulması, mevcut durumu pekiştirdi. AB’nin Türkiye’den gelen mülteci akınını engelleme çabası da Erdoğan’a baskıdan uzak bir alan tanıyor.
Öte yandan, Avrupa Komisyonu’nun İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşı verdiği yanıtın, 'demokratik değerlere saygı çağrısıyla sınırlı kaldığının' belirtildiği analizde, Fransa ve Almanya daha sert açıklamalar yapsa da, genel olarak Avrupa’nın tepkisi yetersiz kaldığı vurgulandı.
"ASIL SÖZ TÜRK HALKINDA..."
Dergi, dış güçlerin Türkiye’nin otoriterleşmesini engelleyemeyeceğini, bu süreci ancak Türk vatandaşlarının durdurabileceğini vurguladı. Hem Erdoğan’ın artan otoriterliği, hem de yatırımcıların reform umudunu kaybetmesiyle derinleşen ekonomik kriz, halkta rahatsızlık yaratabilir.
İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşı polis coplarına ve tazyikli suya rağmen sokağa çıkan yüz binlerce kişi, demokratik dünyanın takdirini kazansa da, somut destek beklemek gerçekçi değil.