Fatih sondaj gemisinin ardından ikinci sondaj gemisi Yavuz da Kıbrıs açıklarında çalışmalarına başladı.
Sondaj çalışmalarını incelemek üzere Kıbrıs’a giden Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Yavuz’un Gazimağusa Körfezi'ndeki Karpaz 1 kuyusunda sondaja başladığını belirtti.
710 METRE SONDAJ DERİNLİĞİ
Dönmez, "Bugün itibarıyla bin 710 metre civarında sondaj derinliğine ulaşmış durumdayız. Hedef noktaya ulaştığımızda inşallah burada doğal gaz varlığına da ulaşmış olacağız." dedi.
Ada'nın doğusundaki söz konusu bölgede 2,5-3 aylık bir program planlandığını kaydeden Bakan Dönmez, Ada'nın güneyinde çalışan Barbaros Hayrettin Paşa sismik araştırma gemisine ek olarak Ağustos ayında ikinci sismik araştırma gemisi MTA Oruç Reis'in de Akdeniz'e gönderileceğini söyledi. Dönmez, "Böylece iki sismik gemi, iki sondaj gemisiyle Akdeniz’de bu çalışmaları sonuna kadar yapacağız" diye konuştu.
RUM KESİMİNE "TEKLİFİ YENİDEN DEĞERLENDİRİN" ÇAĞRISI
Kıbrıs Rum yönetiminin tek taraflı ilan ettiği yetki alanlarını tanımadıklarını belirten Dönmez, geçen ay Kuzey Kıbrıs hükümetinin Rum kesimine yaptığı ortak komite kurulması teklifine işaret ederek, "Kıbrıs Rum yönetimi bu teklifi reddetti. Öyle umuyoruz ki bu ciddi teklifi yeniden değerlendirmek ve sonuç almak üzere tarafların bir araya gelmesi, her iki tarafın da menfaatine olacaktır. Garantör ülkeler olarak gerektiğinde bu toplantılara destek vereceğimizi de ifade etmek istiyorum." dedi.
Yaklaşık 230 metre uzunluğa ve 36 metre genişliğe sahip olan Yavuz sondaj gemisinin çift sondaj kulesi bulunuyor. Yaklaşık 130 metre yüksekliğinde sondaj kulesi olan Yavuz ile 12 bin 200 metre derinliğe kadar çok yüksek basınç altında dahi sondaj yapılabildiği belirtiliyor. Yavuz sondaj gemisinde yaklaşık 140 kişilik personel bulunuyor.
AB MÜEYYEDİLERİ
Avrupa Birliği (AB), Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon kaynaklarına ilişkin faaliyetlerini "yasa dışı" olarak nitelendirmiş ve Birlik'e üye olan Rumların yönetimindeki Kıbrıs Cumhuriyeti'ne tam destek vermişti.
AB üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarının katılımıyla 15 Temmuz'da Brüksel'de gerçekleştirilen Dış İlişkiler Konseyi Toplantısı'nda Türkiye'ye karşı müeyyidelerin devreye sokulacağı açıklanmış, bu kapsamda AB'nin Türkiye'ye sağladığı katılım öncesi fonlarda kesinti yapılması, Avrupa Yatırım Bankası'nın Türkiye'deki kredi faaliyetlerinin gözden geçirilmesi, Türkiye ile AB arasında devam eden havacılık anlaşması müzakerelerinin askıya alınması ve Ortaklık Konseyi ile üst düzey diyalog toplantılarına bir süreliğine ara verilmesi önlemleri sıralanmıştı.