Genç yaşta ABD Başkanı olan Obama yine genç yaşta aktif siyasi hayata veda etti. Emeklilik günlerini bilgi ve tecrübelerini değişik platformlarda dinleyicileri ile paylaşarak geçirecek. Diğer ABD Başkalarına göre oldukça şanslı. Kolay mı, ülke siyasetinin oldukça kritik bir dönemine başkanlık etti; tecrübelerine bu kadar yüksek bir fiyat biçilmesini yadırgamayın.
Hatıralar tam yazılmaya başlanmadığı için, sekiz yıl boyunca değişik vesilelerle kaleme alınmış, şurada-burada dağınık halde bulunan anekdotlar da var. 2011’de Chuck Pfarrer tarafından kaleme alınan SEAL TARGET, Geronimo adlı kitap, Pakistan’da Üsame b. Ladin’e düzenlenen özel operasyonu konu alan kitap dikkat çekici. Obama’nın “Hayatımın iki önemli 45 dakikası!” dediği olayın söz konusu Obama Hatıratında mutlaka yer bulacağını tahmin ediyoruz.
Obama, “Kızımın menenjite yakalandığını söyleyen doktorun, nihai teşhisini işitmek için kırk beş dakika beklememiz gerekiyordu ve bu çok uzun bir üç çeyrek saatti.” diyor. Başkan da olsa, o bir baba ve kızının sağlık durumu onun da yüreğini titretmiş.
Obama’nın ikinci 45 dakikası, Üsame b. Ladin’e, hem de o ülkenin haberi ve izni olmadan düzenlenen özel birlik harekatıyla ilgili. Operasyon, Ladin’in öldürülmesi ile sonuçlanmış daha sonra Obama’nın operasyonu canlı izlediği odanın fotoğrafları basına verilmişti.
Hollywood senaryolarında onlarcasını seyrettiğimiz benzer operasyonlar, ülkeler arasında realite ile buluştuğunda pek eğlenceli olmuyor demek ki. Obama, Pakistan topraklarında, bütün sorumluluğu alarak müsaade ettiği Üsama b. Ladin Operasyonunun iki ülke arasında meydana getireceği tamiri zor neticelerden çok endişe etmiş. Obama’nın basına yansıyan, fotoğraftaki rahat ve mütebessim hali, kendi ifadesiyle, soğuk terler döktüğü “ikinci 45 dakika” nın sona erdiği dakikalar. Eğer operasyon başarısız olsaydı, o kareyi görme şansımız olmayacaktı.
Yabancı ülke topraklarında, Hollywood yapımlarının kötü taklitlerini hayata geçirmeye pek meraklı üçüncü dünya ülke istihbaratları her seferinde hüsrana uğruyorlar. Tabi ki, bu başarısızlık özel birimlerle sınırlı değil. Bu müesseseler üzerinde emir ve inisiyatif kullanabilen, hiyerarşik yapının tamamı bu tür başarısızlıktan nasiplerini alıyorlar. İç ve dış işleri bakanlarını buna dahil edelim mi? Ben naçizane, onların bunlara pek akıllarının ereceği kanaatinde değilim. Yine de takdir sizin!
İşi hamasete vurup “Aman efendim, teşkilat-ı mahsusa...” girizgahından başlatmaya gerek yok. Son bir senede yaşananlar, ülke mahremiyetinin belediye anonsundan cümle aleme nasıl ifşa edildiğini gösterdi. Yaygın ifadeyle bizimkilerin ağzında bakla ıslanmıyor. Bütün dünyanın Türkiye’yi FM radyosu gibi dinlediklerini alenen itiraf ettikleri demlerde, bizim azizler, ülke içinde cadı avı düzenleyip, komplo, sahte ve ucuz darbeler ayarlayarak muktedirleri aklamaya çalışıyorlardı.
Son bir kaç ayda, ABD, Almanya, Hollanda İsveç, Belçika gibi ülkelerde Türk Devleti’nin istihbari konularda usulsüzlük ve kanunsuzluklara bulaştığı gündemi meşgul etti. Yani bizim “aklı evveller!” Obama’ya soğuk terler döktüren yabancı ülke topraklarındaki tehlikeli operasyonları alışkanlık haline getirmişler.
Suriye ile savaş başlatmak için soyundukları James Bond numaraları fiyasko ile neticelendi. Savaş başlatmaya muvaffak olamadılar. Şam’da Cuma için vize çıkmadı. Şimdi de, Avrupa ülkelerinde bildik hareketleri denemeye yeltenmişler. Bu yollarla, Avrupa ülkelerine vizesiz girmeyi falan başaracaklarını mı düşünüyorlar ne? Yine çuvalladılar. Avrupa’nın bazı ülkeleri işe, resmi pasaportlu devlet adamlarını hava limanlarından geri çevirmekle başladı. Bunun arkası gelir.
ABD’den ahbap-çavuş ilişkisiyle adam kaçırma girişimini konuşmaya gerek var mı? Olay ile münasebeti deşifre olan ABD’li yetkili konumunu kaybetti. Bakalım Türk yetkililere kesilen fatura ne zaman adrese postalanacak?
Yabancı ülkelerin mahremlerine tecavüze devam ederseniz, bir başka ülke başkanı bir üçüncü “45 dakika” ya sizdeki cüretkarları toparlamak için katlanabilir. Sakın ha!
Obama’nın hatıraları için şimdiden yüksek rakamlar ödeyen yayınevi neye yatırım yaptığını çok iyi biliyor.
Kadir Gürcan
[email protected]
