1999 yılında depremde binamız yıkıldı ve babamı kaybettim. Aynı yıl üniversite sınavı neticesinde üniversiteye başladım. 10 kardeşli bir aileye mensup olmam nedeniyle ancak burslarla hayatımı idame ettirebilirdim ve bu sinsi yapının yurtlarında kapı bekçiliği yapmak suretiyle ücretsiz olarak faydalandım. Üniversite bittikten sonra 2003 ve sonrasında hiçbir şekilde alâkadar olmadım. Ama gelin görün ki, 2004 yılında Vergi Müfettişi olduktan sonra adımız cemaatçi diye kaldı ve o yafta hiçbir şekilde üzerimden çıkamadı.
Vergi Denetim Kurulu’nda her şekilde araştırabilirsiniz ki, kurumun en çalışkan ve en idealist müfettişlerinden biriydim. Hayatımın hiçbir döneminde torpil aramadım. Türkiye’nin en zor sınavlarını kazandım, ama mülâkatlarda sürekli elendim. Hiçbir dönemde idarî kadrolarda bulunmayıp, Vergi Müfettişliği görevimi ifa ettim. 12 yıllık meslekî hayatımda en yeniden en eskiye tüm vergi müfettişlerinin yardım ve eğitimlerinde bulundum. Yüksek lisansımı, doktoramı, İngilizce eğitimimi hep kendi gayretlerimle yaptım.
Yeminli Malî Müşavirlik ve Bağımsız Denetim belgelerini kendi bireysel çabamla aldım. Ama şu an ihraç edildim diye o belgeleri de kullanamamaktayım.
İhraç edildiğimden beri hiçbir adlî soruşturma geçirmedim ve çok iddialıyım ki söylenen hiçbir kıstas bana uymamaktadır. Komisyon dedikleri oluşumun da en az 1-2 yıl sürdüğünü varsayarsak nasıl bir yıkım olacağını varın siz düşünün.
Ne olur artık birileri sesimi duysun. Benim başta dediğim gibi üzerime yapışan yaftadan dolayı atıldığımı çok iyi biliyorum. Çevremde herkes benim ne kadar devletçi olduğumu bilir, ama maalesef atılma süreciyle birlikte herkes bireysel neden olmadığını eleştirmektedir ve bu beni kahretmektedir. Çünkü maalesef göründüğü kadarıyla onlar haklı gibi.
Kaynak:
http://www.yeniasya.com.tr/magdur-kursusu/ihrac-edildigimden-beri-hicbir-adli-sorusturma-gecirmedim_437968